Özcan Alper ile “Sonbahar” filminde de beraber çalışmıştınız… Kendisiyle nasıl bir araya geldiniz?
– Yaklaşık sekiz yıldır birbirimizi tanıyoruz. Bu tanışıklık birçok açıdan bize pozitif olarak döndü. Karşınızdaki insanın gözünden, bir şeylerin olumlu ya da olumsuz gittiğini anlayabiliyorsunuz mesela… Ben birbirini tamamlayabilen yönetmen ve oyuncu birlikteliklerinin film için de verimli olduğuna inanıyorum.
Sizce bu film neleri eleştiriyor?
– Filmimiz İkinci Dünya Savaşı yıllarında, çevirmen ve ressam olan Aram’ın siyasi nedenlerle hayatını kurtarmak için İstanbul’dan kaçışını konu alıyor. Karadeniz’deki Sovyet-Gürcistan sınırında yer alan bir orman köyünde sıkışıp kalan Aram için bu kaçış, çocukluğuna dair kayıp zamanın izlerini aramaya dönüşüyor. Dönemin siyasi ve kültürel atmosferi içinde aşk, zaman, ölüm, sürgün, yurt, sınırlar, özgürlük ve yüzleşme temalar öne çıkıyor. Kısacası, hatırlamak değiştiriyor her şeyi…