Çekimler Kapadokya’nın ardından İstanbul’da devam ediyor. Kolay adapte olabildiniz mi?
Kapadokya çok güzel geçti. Tek derdimiz, soğuk oluşuydu. Oradan sonra İstanbul açıkçası biraz zorladı. Burada çalışmak her türlü zor, kaotik şehre dönünce sanki iki kat yoruluyormuşum gibi geldi. Ama ekip birbirini öyle seviyor ki, omuz verip toparladık. İyi gidiyor, evinde olma hissi de var tabii.
Bugüne kadar en zorlandığınız sahne hangisiydi?
Gizli geçit sahnesi! Çok çok dar dehlizlerden geçtim. Üzerimde gelinlikle insan boyunun 3’te 1’i kadar olan daracık yerler… Yönetmenim Murat Can Oğuz, önce kendi girip kamerayı kurup, bana cesaret verdi. Daha doğrusu hem cesaret geliyor hem de şu oluyor; ‘Bak kamerayla daracık yerde nasıl da heyecanla sahneyi çekmek istiyorlar, hadi kızım’ sesleri döndü zihnimde. Özetle onlar olmasaydı yapamazdım.
Zühre, zorla evlendirilmeye karşı çıkıyor. Benzer hikayeleri yaşayan pek çok genç kız var. Bunu bilmek nasıl bir his?
Elbette berbat bir duygu. Senin kostümünü giyip oynadığın hayatı yaşayanlar var ve azımsanmayacak kadar çok. Bazen bazı sahneler ağır geliyor, çekerken fazla duygusallaşıyorum. Oralarda tek düşündüğüm şey, kendine gel, bunu yaşayanlar var! İnşallah rol model oluyorumdur. Umarım bir nebze de olsa özgür olabilecekleri umudunu düşürüyorumdur yüreklerine…