TelevizyonGazetesi.com / Detay – Ünlü oyuncu Uraz Kaygılaroğlu son yıllarda yer aldığı hem televizyon dizileri hem de dijital projeler ile gündemden düşmeyen bir isim haline geldi. En son Üç Kuruş isimli Show TV dizisinde başarıyla rol alan oyuncu, ardından da Avcı isimli Disney Plus dizisinde Pınar Deniz ile başrolü paylaştı. Cem Yılmaz’ın Netflix’te yayınlanan Erşan Kuneri isimli dijital dizisinde de Uraz Kaygılaroğlu çok başarılı bir performans ortaya koyarak, hayranlarının beğenisini kazandı.
Bugüne kadar yer aldığı yapımlarda birbirinden farklı karakterleri canlandıran oyuncu, özellikle kendi oyunculuk gelişimine büyük katkısı olan Baba Candır dizisindeki Haluk Güney karakterini unutamadığını Onedio’nun youtube’da yayınlanan programında açıkladı. Sefirin Kızı dizisindeki Gediz karakterinin de kendisi için çok başarılı bir iş olduğunu ifade eden oyuncu, Üç Kuruş’taki Kartal karakterini de sevdiğini dile getirdi.
Hayranlarından gelen soruları yanıtlayan Uraz Kaygılaroğlu, kendisi hakkında yanlış bilinen bir durumu da açıklığa kavuşturdu. Gezmeyi çok sevdiği düşünülen oyuncu, aslında hiç de öyle birisi değilmiş. Oyuncu, son dönemde gezmeye başladığını ama öncesinde oturduğu yerden kalmayı seven birisi olmadığını ifade etti.
“Ülke gezmeyi seviyorsun diye biliyoruz, bu zamana kadar en çok beğendiğin ülke hangisi olmuştu?” şeklindeki soruyu yanıtlayan oyuncu, şöyle konuştu:
“Bunu yanlış biliyor muşsunuz, ben neredeyse koltuktan kalkmayı bile sevmezken, yeni yeni gezmeye başladım. Daha önce de birkaç gezim olmuştu. Hollanda’yı, Almanya’yı, İtalya’yı ve İspanya’yı görmüştüm. İspanya çok hoşuma gitti. Barcelona bana biraz Kadıköy’ü hatırlattı. Barcelona’yı kayırıyorum diğerlerinden. Roma’da da yemek işi efsane bir şey. En uyduruk dükkanda bile bir şey yeseniz çok mutlu kalkıyorsunuz.”
En çok oynamayı sevdiği karakter türünün ne olduğu sorusu üzerine de oyuncu, dönemsel olarak bunun değişkenlik gösterdiğini anlattı. Uraz Kaygılaroğlu, bu konuda şöyle konuştu: “Biraz oynadığım kişi olmak hoşuma gidiyor. Günde 12 saat o kişi oluyorsunuz. Haftanın beş günü o adam gibi giyinip, o adam gibi dolaşıp, konuştuğunuz bir çalışma saatleri içindesiniz. O yüzden de dönem dönem o adamlar olmak ve bazen göstermekte zorlandığım duyguları onlar üzerinden aktarmak ve rahatlamak çok hoşuma gidiyor. Spesifik olarak şu rol diyemem ama, dönemsel olarak duygularımı aktardığımı görmeye devam edeceksiniz.”