TelevizyonGazetesi.com / Detay – Pazartesi akşamları Fox TV ekranlarında yayınlanan Yasak Elma dizisinde Şevval Sam’ın Ender karakterini canlandırmasına büyük kitleler itiraz etti. Ünlü oyuncunun sevenleri nasıl böyle bir karakteri canlandırabileceğine inanamadı. Çünkü onun kişiliği ile hiçbir alakası olmayan bir kişiye hayat veriyordu. Şevval Sam,Episode dergisindeki röportajında aldığı bu tepkileri değerlendirdi ve neden Ender karakterini canlandıranın kendisi adına önemli olduğunu anlattı. Ender karakterinin çok ciddi bir misyonu olduğunu düşündüğünü belirten Sam,özellikle de oyuncunun kişiliği ile dizi karakterini ayırt etmenin önemine işaret etti.
İnsanların hayat karşı nerede durduğunu iyi bildiğini ifade eden Şevval Sam, “Benim hayata karşı duruşum çok net ve hiçbir zaman da şaşmadı. İnsanlar beni tanıyor. Ben bu şarkıları neden söylüyorum, çevre ve doğayla ilgili duruşum, barış ve adalet duygusuyla ilgili beyanlarım, etnik, sınıfsal, cinsiyet ayrımlarına karşı tavrım, hayata karşı duruşum, söylemlerim belli. Ama burada ilk başta çok büyük tepki aldım Ender karakteri nedeniyle. “Biz sizi o role hiç yakıştırmadık, siz bizim Gülbeyazımızsınız, nasıl böyle bir rol oynarsınız, siz asla Ender olmazsınız…” diyerek, aldığı tepkileri anlattı.
Kendisinin Ender olmadığını, bunun sadece bir performans olduğunu söylediğini belirten Şevval Sam, şu açıklamada bulundu: “Fakat inat ettim. Kendimi de ortaya çelişkisiz koyuyorum, Ender olarak çok daha fazla sevmelerini istedim. Daha da kötü olmak istedim. “Eyvah! Sevmeyecekler mi beni?” gibi bir kaygı koymadan, çok net bir şekilde daha da sertleştirmeye çalıştım Ender’i ki insanlar Şevval’le Ender karakterini ayırıp Ender’in bir performans olduğunu anlasınlar. Çünkü daha önce de beni Karadenizli zannediyorlardı. “Karadenizli misiniz?” diyorlar, “Hayır, oyuncuyum” diyorum. “Çerkes misiniz?” diyorlar, “Hayır, oyuncuyum” diyorum. Karadeniz türkülerini söylemek de müzikal olarak bir oyunculuk benim için. Ben arabesk kültürden gelmedim ama arabesk söylüyorum. Kürtlerin arasında yetişmedim, Kürtçe bilmiyorum ama Kürtçe söylüyorum. Ermeni değilim, Ermenice söylüyorum. Bu da kendi içinde oyunculuk gibi. Benim hayatı algılayışım da böyle. Farklı roller aynı zamanda bir laboratuvar çalışması gibi insana dair, benim için. Ben her fırsatta Fatih Aksoy’a teşekkür ediyorum bu cesareti gösterdiği için. Aslında olması gereken bir şey bu, yani bir oyuncu sürekli benzer karakterler için aranmamalı, ters köşe karakterleri de çıkartabileceği düşünülmeli…”
Türkiye’de herkesin cepten yeme eğilimi içinde olduğunun altını çizen ünlü oyuncu, bunu da tüm sanatçılar ve yönetmenler adına bir eleştiri olarak ortaya koydu.
“Sen bu rol için fazla güzelsin”gibi bir söz işittiğinden de bahseden Şevval Sam, cesaretin önemine işaret eden şu sözleriyle de düşündürdü:
“Türkiye’de herkes cepten yeme eğiliminde maalesef. Türkiye’deki bütün sanatçılar, yönetmenlere dair böyle bir eleştirim var, cesaretli bulmuyorum. Dünyanın en güzel kadınlarından biri Charlize Theron, Monster’ı oynadı ve Oscar aldı. Ama bir rol için bana, “Sen bu rol için fazla güzelsin!” diyen bir yönetmen oldu. Sen bendeki yedi rengi görmezsen hayal dünyan nerede, benden malzeme çıkaracak cesaretin yoksa nasıl yönetmensin ya da nasıl yeni bir dünya yaratırsın, nasıl meydan okursun hayata cepten yersen? Ben dünyanın en çirkin kadını olabilirim, biliyorum kendimi. Nasıl çirkinleşebileceğimi de biliyorum mesela. Bu bir enerji meselesi. Nasıl kötü oldum? Ben kötü bir insan değilim ama kötü olduğuma insanlar inandı. O malzemeyi çıkaracaksın, herkesin yapamadığını. Herkes en az bir rolü oynar, kendine en yakın rolü oynar. Sokaktaki adamı çevir, hurdacıya hurdacıyı oynar mısın de, oynar. Herkesin oynadığı bir rol var zaten hayatta. Ama oyuncuyu ayıran şey, o hurdacının enerjisini bünyesine alır, öyle bir oynar ki hurdacı olur ama hurdacı değildir. Sen hiç tahmin etmediğin birinden hurdacı çıkarabiliyorsan o zaman bir cesaret göstermiş, yeni bir şey yapmış oluyorsun.”
Yasak Elma dizisinin yapımcısı Fatih Aksoy’u çok cesur birisi olarak tanımlayan Şevval Sam, ünlü yapımcıya Ender rolü için ve cesaretli davranmasından dolayı teşekkür etti.
Ender karakterinin kendi iç yolculuğunda önemli bir katkısı olduğuna da değinen Sam, “Bana yaptığı iyiliği anlatamam” diye konuştu.
Ünlü oyuncu, Ender karakterinin kendisinde yaptığı değişimleri şöyle aktardı:
“Ben, kendi iç yolculuğuna odaklanmış ve bütün bunları da bu iç yolculuğa hizmet eden unsurlar olarak belirlemiş biriyim. Hepsinin bir misyonu var. Oyunculuğun bir misyonu var kendi iç yolculuğumda, insan malzemesini analiz ediyorum. Kimseyi modellemedim Ender’le ilgili. Kendi içime döndüm, yıllardır üzerine çalıştığım nefse dair, insanın egosuna dair yaptığım bütün analizleri koydum, bir filtreledim ki bu kadının bütün o egonun tanımlarından geçen özellikleri var.
Yıllarca bunlar üzerine tek tek konu başlığı açıp çalışmışım, dizginleri elime almışım; farkındalıkla, egonun tuzaklarına uyanık kalmakla kendimi yetiştirmeye, insan etmeye, o karakterlerden de hep uzak durmaya ya da kendimi oralarda eğitmeye çalışmışım. Şimdi bunu güvenli bir ortamda, kimseye zarar vermeden öyle bir deneyimliyorum ki o taraflarım iyileşiyor; kendi içimde var olan karanlık taraflarımı açığa çıkarıp buharlaştırıyorum. Beni iyileştiren bir süreç aynı zamanda, bana bu fırsatı da veriyor şu anda Ender. Bana yaptığı iyiliği anlatamam size bu karakterin.”