Geçtiğimiz yıl, Yasak Elma dizisinin sezon finalinin hemen ardından Talat Bulut hakkında sette bir çalışan genç kızı taciz ettiği iddiası ortaya atılmıştı.
Dizideki rol arkadaşlarının da Talat Bulut’u suçlayan ifadeleri olayı alevlendirmiş, Hande Ataizi de yıllar önce Talat Bulut’un tacizine uğradığını söyleyince de olay uzun süre konuşulmuştu.
Talat Bulut, tüm bu dönemde iddiaları yalanlarken dizi setinde de krizler yaşanmıştı.
Ancak tüm bu olaylar geride kaldı. Aradan geçen yaklaşık 1 yıl sonra Talat Bulut bu taciz vakası ile ilgili çok önemli detaylar verdi.
Buket Aydın’ın sunduğu 40 isimli programa konuk olan Talat Bulut, bu soruyla da karşılaştı.
Buket Aydın, “Gerçekten taciz iddiasını kesin bir dille yalanlamadınız mı?” sorusunu yöneltince Bulut, eteğindeki tüm taşları döktü, gelinen son noktayı ve ortaya çıkmayan detayları paylaştı.
Genç kızı iftira atmakla suçlayan Talat Bulut, şu anda tazminat davasının devam ettiğini ve kızı savunan bir avukat bile bulunmadığını açıkladı.
İşte Talat Bulut’un sözleri:
TALAT BULUT: Aslında unuttuğum bir mesele. Hatırlattığınız için cevap vereyim. Çünkü savcılık tarafından aklandım ama o iftirayı atan insanlarla aramızda bir tazminat davası sürüyor. Bununla ilgili çok detaylı şeyler söylemeyeceğim ama elbette Talat Bulut olarak 60 yıllık hayatınıza bir leke sürülmeye çalışılıyor. Dolayısıyla o dönem çok üzücüydü ama beni asıl üzen şey, iftira atan kişinin daha 13 yaşındayken savcılığa babasının kendisine cinsel saldırıda bulunduğu şikâyetiyle başvuruda bulunması oldu.
Ben şu an 21 yaşındaki bir kız çocuğunun babasıyım. Benim kızımın başına böyle bir şey gelse diye düşündüğümde çok üzülüyorum. İftira atan kişinin yıllar sonra aynı metin üzerinden yürümesi onun sağlıklı olmadığını gösteriyor. Keşke tedavi edilebilip daha yararlı bir kız çocuğu olabilse. Bir anne-baba için çok üzücü bir durum. İftira atıldığı için mahkeme sonuçlandı ve tazminat davası devam ediyor. Ancak beni en çok üzen o kızın sağlıksız olması. İftira atan kızın babasıyla yaşadığı sıkıntı kamuoyuyla paylaşıldı ama medyadaki birçok insanın bu durum işine gelmediği için üzerinde durulmadı. Bu kullanılmadı çünkü geriye dönüş sağlamaları mümkün değil.
Kızın bu iftirası ve yalanı ortaya çıktı. Olayın sıcak olduğu anlarda İzmir’den gelen bir avukat, kadın dayanışmaları ya da benzer konularla ortalığı karıştırdı. Ancak kızın babasıyla arasında yaşadığı olayın dosyası ortaya çıktığında hepsi ortadan kayboldu. Şu an kıza açtığım tazminat davasında onu savunacak bir avukatı yok. Bu durum çok ilginç. Nerede onu savunan avukatlar, dernekler, insanlar? Ortada yoklar.
Demek ki bir yalanı savunacak durumda değiller şu an. Kızın yalan söylediğini anladılar ve şu an onu savunmuyorlar ama o dönemde ben kendimi anlatamadım. Sosyal medyada insanlar kendilerini o kadar özgür hissediyorlar ve o kadar ahlaksız bir durumdalar ki… Bunun bir de demokrasi hakkı olduğunu düşünüyorlar. Hayır, sen herkes hakkında her şeyi söyleyemezsin. Bu işin bir kuralı var. Ben vicdanen çok özgürüm. 21 yaşında bir kız çocuğu babasıyım ve onun sorumluluklarını taşırken bu tür suçlamalar karşısında şoke oluyorsunuz. Bir de bu iftirayı atan kişi hakkında gerçekleri öğrendiğiniz de daha da şoke oluyorsunuz.