Geçtiğimiz hafta yerli dizi sektörüne bomba gibi düşen ve pek çok çevrede tartışılan Türk dizilerinin Arap ülkelerinde yayınlanmasının yasaklanması kararı herkesi şaşkına uğratmıştı. Bu durumun, Türkiye’deki dizi piyasasında nasıl bir sonuca yol açacağı çok konuşuldu. Malum, son yıllarda ciddi bir dizi ihracatı yapar olduk. Yapımcılar da hesaplarını buna göre yapmaya başladılar. Önemli bir gelir ortadan kalkacak bu durumda.
Sektörün içinde bulunan herkesi ve bir bakıma izleyici de bir kaygı aldı. Ancak üzerinden zaman geçtikçe konunun, daha salim sesler duyulmaya da başlandı. Aralarında kiralık Aşk, Vatanım Sensin, İçerde ve Muhteşem Yüzyıl dizilerinin de yer aldığı ve Ortadoğu’da adeta olay olan diziler de vardı.
Mesut Yar da Posta’daki köşesinde Türk dizilerinin Arap ülkelerinde artık yayınlanmayacak olması kararıyla ilgili durumu yazdı ve paniğe gerek yok dedi. Bakın nasıl yorumluyor:
“Panik yapmaya gerek yok
Birleşik Arap Emirlikleri “Türk dizilerini” yasaklayınca sektör haklı olarak kaygılandı. Her ne kadar kararın siyasi olduğu söylense de dizilerimiz için önemli bir pazar kapısı kapanmıştı…
Peki ne olacak? Vallahi bizim diziler farklı coğrafyalarda farklı pazarlar buluyorlar. Öyle yayından şimşek hızıyla kalkan işler hariç. Neyse…
Dizileri bir kenara koyarsak şu sıralarda Türk yapımcıların sattığı içerik formatlarının dünya kanallarında hızlı bir şekilde pazara girdiğini görüyoruz…
Belki birçoğunuz bilmiyordur; “Kısmetse Olur” isimli format Yunanistan’da gösterime çıktı bile. Hem de yarışmacıları Türkiye’ye getirilip burada yapılan çekimlerle…
İlk imza Acun Ilıcalı’dan. Sonraki imzalar da iki vakte kadar farklı yapımcılardan (bilindik başka içeriklerle) gelecek. Yüz vermediğimiz formatlar bir süre sonra ihracattaki baş tacımız olacak, bakın buraya yazıyorum!”