Misal, Aşk Yeniden’in gerek birinci sezondaki 16.-17. bölümleri gerekse de dün akşam izlediğimiz “ağır” bölümü, bana göre belki de dizinin en güzel 5 bölümünden üçünü oluşturuyor. Çünkü ya daha ilk haftalarda temeli atılan sırların cevaplarını görüyoruz ya da aylar boyunca biriken sorunlar patlayarak karakterler arasında kırılmalara sebep oluyor.. Yani bence aslında Aşk Yeniden bize vaat etmediği bir şey sunmuyor, bilakis aylarca ilmek ilmek işleyerek alt yapısını kurduğu hikayeyi ortaya çıkarıyor..
Aslında hikayenin genel akışını bu kadar beğenmişken, herhangi bir olumsuz şey yazmak istemiyorum ama huyum kurusun. Bazı şeylere ben mi çok detaycı yaklaşıyorum bilmiyorum. Örneğin bu kadar ağır drama tabanı olan bir bölümde henüz “hüzün” duygusunu tam olarak içimize işleyememişken ve izleyici olarak bizim ara geçiş sahnelerine ihtiyacımız varken duyguyu tam olarak sindirebilmek için, birden komedi sahnelerine keskin bir şekilde geçilmesi duygu devamlılığında dalgalanmaya yol açıyor. Açıklamak gerekirse, Zeynep ile Vahit kapışmış, heyecan dorukta, merakla ne olacağını bekliyoruz, ama araya birden 20 dakikaya yakın süren komedi unsuruna yönelik sahneler giriyor ve Vahit-Zeynep sekansı ile bağımız kopuyor. Haliyle de insan iki arada bir derede kalıyor, hangi duyguya gireceğini şaşırıyor.. Anlıyorum, az önce de vurguladığım gibi bazı insanlar ısrarla hala ve hala Aşk Yeniden’den sürekli “komedi” bekliyor. Ama her daim buna hitap etmeye çalışmak, eldeki güzel dramanın hakkını biraz da olsa yemiş olmuyor mu? Kısacası, şahsi fikrim; Aşk Yeniden’in yoğun drama içeren bölümlerinde illaki araya komedi sıkıştırmaya çalışmak gerekli değil. Evet, belki bu dram yoğunluğu bazı izleyicileri kaçıracaktır ama yeni akışın kalitesi de yeni izleyiciler getirecektir..