Aslı Samat, 25 Nisan 1991 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Aslı Samat
Doğum Tarihi: 25 Nisan 1991
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.65 m.
Kilosu: 75 kilo
Burcu: Boğa
Göz Rengi: Mavi
Instagram: https://www.instagram.com/aslisamat/
Evcil Hayvanları: Köpekleri var.
Çocukluk yılları: 7 yaşındayken bir üniversite kulübünün tiyatro oyununu izlemeye gittikten sonra oyuncu olmaya karar verdi. “Gittiğim tiyatro oyununda yaşlı bir karakter vardı fakat 22-23 yaşlarında bir genç kadın oynuyordu. Saçlarının ön taraflarını beyaza boyayıp devamına eşarp takmıştı. Oyun sırasında eşarp düştü ve saçının koyu renkli kısmı gözüktü. Ben o yaşta herkes dalga geçecek diye beklerken seyirciler onu alkışladı kadın da eşarbı yerden alıp kafasına taktı ve oyuna devam etti. Ben o an karar verdim oyuncu olacağım dedim. Çünkü sahnede hatalarınızla, yanlışlarınızla kabul görüyorsunuz. Fazlalıklarınızla veya eksiklerinizle seviyor insanlar sizi. Ben o zamanlar ilkokul birinci sınıfta bedenim diğerlerinden birazcık farklı diye dalga geçilen çocuktum ve kabul görmeye çok ihtiyacım vardı. Duygusal zaafım sayesinde oyuncu olmayı seçtim. İyi ki bu yönde bir seçim yapmışım.”
Eğitim hayatı: Eğitimini İstanbul Aydın Üniversitesi Drama ve Oyunculuk Bölümü’nde tamamlamıştır.
Unutamadığı anısı; 16 yaşında Kenter Tiyatrosu’nda asistanlık yaparken yaşadığı bir anı unutamıyor. “ Öyle bir andıki gala günü oyun bitti herkes kokteyl alanına yukarı çıktı. Aşağıda sadece ben vardım. 20 oyuncunun sadece bir sahne asistanı vardı o da bendim. 150 kiloydum ve sırtımda koca bir koli taşıyordum Kenter Tiyatrosu’nun merdivenlerinde… Galaya çıkamadığım için ağlıyordum. Şöyle çıkamıyordum; birincisi bütün işleri yapmak zorundaydım, ikincisi zaten fiziğime güvenmiyorum insanların içine çıkmak istemiyorum hepsi çok güzeller… Ben orada çok ağladım. Kolileri çok sırtımda taşıdım. Bir an vardır sahneden kulise inen, yuvarlak dönen merdivenler… O koli sırtımdayken ben dönmeye çalışıyorum. Zaten koli kadarım. Kendi kendime; ‘Bunu yapıyorsan olacak. Bunun altından kalkabiliyorsan bu iş olacak Aslı’ dedim. Gala gecesinden birkaç hafta sonra, oyun sırasında kafamı kaldırıp yukarıya baktım. Tiyatro ışıklarını gördüm. ‘Ben dedim… Ne zaman bu ışıkların altında olacağım?’ Bundan iki sene önce Moda Sahne’sinde bir oyunda oynuyordum. Hayal ettiğim tarzda oyunlardan biriydi. Oyunun çoğu yerinde ötekileştirme anlatılıyor, ben de bunun güzellik algısı tarafından ötekileştirileniyim. Oyunda, 16 yaşında asistanlık yaparken tam da tiyatro sahnesinde oynamayı hayal ettiğim gibi bir karakter oynuyorum. Neyse ilk oyun günü sahneye çıkacağız, sıramı bekliyorum. Bir an kafamı yukarı kaldırdım, ışıklara baktım… On sene olmuş… Aradan tam 10 sene geçmiş… O anın duygu tarifi bambaşkaydı benim için…”
Hayatının dönüm noktası: Hayatında pek çok dönüm noktası olduğunu söylüyor. “O kadar çok dönüm noktalarım oldu ki… Ben şansımın yanı sıra aklımı kullandım bu süreçte. Doğru insanlarla, beni ileri götürebilecek işlerde yer almaya özen gösterdim. Bu anlamda tiyatro ve ekran diye ikiye ayırabiliriz. Tiyatroda dönüm noktam Moda Sahnesi’nde Kemal Aydoğan’ın yönetmenliğinde oynadığım ‘Torun İstiyorum’ oyunu oldu. Yaptığım işin ne kadar kıymetli olduğunu onunla çalışırken gerçekten hissettim. Ekranda ise ‘Uzaklarda Arama’ benim ileri adım atmamı sağlayan en kıymetli işimken ‘Hercai’ dizisi ise dünyaya kendimi tanıtmam anlamında da dönüm noktam oldu.”
Oyunculuğa ilk adım: İlk oyunculuk deneyimini 2015 yılında rol aldığı Uzaklarda Arama sinema filmi ile gerçekleştirdi.
Hangi proje ile parladı? ‘Hercai’ dizisinde canlandırdığı ‘Melike’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Kendisini; Sürekli büyüyen, olgunlaşan ama ruhunun özünü koruyan birisi olarak tanımlıyor. “Nabza göre şerbet insanıyım. Evet, tam tanımım bu. Yani bana kötü davranan insana sırf ortam bozulmasın diye gülümseyecek bir yapım hiç olmadı. İyinin de kat be katını hep karşımdakine vermeye çalışırım.
Sosyal: Bir oyuncu olarak oyun günü ya da set günü kalktığında motive olmak ve günü enerjik geçirmek için yaptığı bir takım aktiviteler var; “Bir set günü motive etmek kendini daha kolay. Güzel bir kahvaltı, keyifli müzikler, vaktim varsa bir saat pilates belki köpeklerimle bir saat yürüyüş… Tiyatroda ise zaten sahneye oyundan üç buçuk saat önce gidip ekibinle beraber beden, ses ısıtmak başlı başına bir motivasyon! Set öncesi bir ritüelim yok. Sahne öncesinde bazen ışıklara bakıyorum ve şükrediyorum. Çünkü aynı görseli asistanlık yaptığım zamanlardan, 12 sene önceden hatırlıyorum. Kenter Tiyatrosu’nun ışıklarına bakıp dua ederdim o sahneye çıkabilmek için. Şimdi ise o sahnelerdeyim.”
Düşünce yapısı: “Köpeklerimi sahipleniş şeklim, oynadığım karakterler, verdiğim kilolar hepsi benim. Kimseye vaadlerim yok. Olduğum halimle beni görmelerini seviyorum. Ben 173 kiloydum. 100 kilo verdim Bunu başardım. Tüp mide ameliyatı, estetikler, spor çeşitleri, sağlıklı hayat, terapiler… Sizde başarabilirsiniz. Bunları söylemekte, insanlara doğru örnek olmakta hiçbir sakınca görmüyorum.”
Aşka bakışı; “Aşk bencillik kaldırmayan bir alışveriş hali. Bu alış ve veriş esnasında kendinizi yeniden tanıdığınız ve yeniden tanımladığınız bir durum. Uyumlanmayı, aldığınız gibi vermeyi, ilgiyi/sevgiyi almayı beceremiyorsanız almayı öğrendiğiniz bir okul gibi. Benim tanımım aşktan ziyade sevgi üzerine oldu. Ama aşk olmadan zaten o uzun süreçli ve emek zaman isteyen sevgiyi oluşturabileceğimizi sanmıyorum.”
Mutluluk kaynağı: Türkan Şoray’la yer aldığı ‘Uzaklarda Arama’ filminde konsomatris rolüyle ekranlara giriş yaptı. Bugüne kadar pek çok usta oyuncuyla aynı sahneyi paylaşmış olmaktan mutluluk duyuyor. “ Ben hep çok önemli isimlerle çalıştım. Tiyatro, sinema, dizi, reklam, kısa film, klip hepsini deneyimledim. Mesela tiyatroda yönetmen yardımcılığı yaparken ustam Yıldız Kenter’di. Alanında en iyi isimlerle çalıştım. Çok başarılı ve tecrübeli oyunculardan bu yolda öğrenme şansım oldu. Kariyerimin başında beni teşvik edenler, duruşlarıyla örnek olanlar ve destekleyenler Yıldıray Şahinler, Engin Hepileri, Bülent Şakrak ve Demet Evgar’dır. Asla unutmam, vefa önemlidir.”
İlk sinema filmi: Türkan Şoray / Uzaklarda Arama
Hayata bakışı: : Hiçbir zaman çocuksu görünmek gibi bir kaygısı olmadığını veya bilinçli davranış yolunu seçmediğini belirtiyor. “Büyüme sürecimde kendiliğinden öğrendiğim şey ; ‘Severlerse kabul ederler’ bakış açısı oldu. Kabul görme ihtiyacı taşımayalı uzun yıllar oluyor zira kabul görmek için değil sadece içimden geldiği için sevimli davrandığım insanlar var hayatımda… Sinirli biri değilim. Veya aşırı uç noktalarda yaşamıyorum. Sadece sabah uyandığımda kendime özel bir kahve zamanım var. Ben gerçekçi bir insanım. İnsanlar kendilerine acıdıkları zaman onlarla beraber ağlamam. Olabilecekleri tartar düşünür söylerim. Seçim yapmalarını öneririm. Hayat bizim yaptığımız seçimlerle ilerliyor. Bir yandan buna bir yandan kadere inanırım. Birçok farklı bakış açısına sahip çok yönlü biriyim. Karakterimin en belirgin özelliği; Karşımdaki insana onu yansıtıyorum. Projektör makinesi gibi düşünebilirsin. Ondan aldığım enerjiyi ekrana veriyorum. İnsan ilişkilerim böyle kuruluyor. Karşımda gerçek bir samimiyet hissetmiyorsam benim projektör makinesi sinyali kesiyor. Ya da tam tersi karşımda gerçek bir şeyler hissediyorsam da ona aynı gerçek duyguları bende gösteriyorum. Özetle sen neysen ben oyum, sen beni kendinden hangi parçayla görmek istersen ancak onunla görebilirsin. Dünyayla ilgili hiçbir şeyi değiştirmek istemem. Herkes zaten bir şekilde hayatından memnun… Öyle olmasa zaten kendi dünyalarını değiştirmek için adım atarlar. Kendimde ise bedenimi değiştirmek isterdim. Bir sürü estetik izim var ve bir sürü estetik izim olmaya devam edecek. Estetik bağımlısı oldum galiba… Şaka bir yana kilo vermeye ve deforme olmaya devam ediyorum. Ne kadar pilatesle haşır neşir olsam da yılların deformasyonları geçmiyor. Düz bir mantıkla bakınca estetik operasyon yolları yine bana gözüküyor. Şimdi durup düşününce değiştiriyorum aslında o bedeni. Yavaş yavaş.”
İş hayatına bakışı: Oyunculuk yedi yaşında hayatına dahil oldu. 24 senedir bir şekilde mesleğin içinde. “Bu mesleği seçme nedenimi bu yaşlarda daha yeni anlıyorum. Onay bekleyerek büyümüş çocuklarız biz. En çok beğeni, en çok onay da sanırım bu meslekte var. Artık oraları geçtim, onaylanma ihtiyacım kalmadı ama seyirci sevdi mi tam seviyor. Bu sevgi de bana kendimi tam hissettiriyor. Tiyatro veya ekran, aslında her ikisinde de işimi yapıyorum; oynadığım karakterleri ayırmadan çalışıyorum, hissediyorum. İki disiplinin de avantajları farklı; tiyatroda iki ay boyunca prova yapıyoruz. Karakteri geçmişine kadar derinlemesine inceleme şansımız oluyor. İkinci avantajı ise seyirciden an be an reaksiyon alıyoruz ve bu bir oyuncuyu çok yükselten bir şey. Ekranın avantajı çok pratik olmayı gerektiriyor. Bazen çekimden kısa bir süre önce senaryoyu görme şansımız oluyor. Bu tarz durumlarda sette hemen o sahneyi çözümleyip karakterine uyumlu bir şekilde oynamak insanı pratikleştiriyor. Seyirci açısından avantajı ise daha büyük kitlelere ulaşmamızı sağlıyor. İki ayrı disiplini de çok seviyorum ve hemen uyumlanabiliyorum.
Kariyer planı: Sektörde uzun vadeli planların gerçekçi olduğuna inanmıyor. ”Çünkü sevilen bir dizide oynamış olmak tiyatro kariyerinizde de çok şey değiştiriyor. Beş yıl sonra kendimi gördüğüm yere bir sene sonra gelmem de çok mümkün şu anki şartlarda. Benim için Moda Sahnesi çok kıymetlidir. Kemal Aydoğan’ın da Shakespeare yorumları çok meşhurdur. Dolayısıyla isteklerimden biri onunla tekrar böyle bir prova süreci yaşamak. Ayrıca kaliteli, yine kendi alanında çok başarılı yönetmen, koreograflarla çalışabileceğim bir müzikalin içinde görüyorum kendimi.”
Gelecek Hayali: ‘Oynamasam iyi olur’ dediği bir rol yok. Konsomatris rolüyle ekran serüvenim başladı ve pek çok farklı rol oynadı. “Hepsinin de bana katkısı oldu. Oynamak istediğim rol ise gerçek bir kötü. Güzel, sevimli gözüken bir kadın da kötü olabiliyor ya… Klişeleri aştığımız her rol ağzımı sulandırıyor. Hedefim çok. Dilerim bu sağlık sürecini ülke olarak atlatabilirsek birkaç fark edilemeyecek ama kendimi bedenen daha iyi hissedeceğim estetik niyetim var. Duruşuma katkı sağlayacak bir giyim markasıyla reklam anlaşması yapmak istiyorum. Dediğim gibi giyinmek ve poz! Bunlar benim işimin yanı sıra hobim. Ve tabii kendimi yeni, oynamaktan keyif alacağım bir karakterle görmeye istekliyim.”
Oyuncu olmak isteyenlere ne tavsiye eder? “Ben bu iş için çok emek veriyorum. Hem mesleğim için hem kişiliğim için eğitimlerden geçtim. Yaptığım işten keyif alıyorum ve disiplin severim. Ben bunun sebebinin tiyatroda asistanlık yapmam ve emeğe saygılı olmam olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple oyuncu olmak isteyenlere tavsiyem kendilerini oyunculuk, kişilik olarak nasıl geliştirebilirler bunun yollarını arayabilirler. Ayrıca oyunlarını izlemeyi sevdikleri tiyatrolara ‘işi yerinde öğrenebilmek için’ asistanlık başvurusu yapabilirler. Oyunculuk benim için bir meslek. Sanat bir duygunun, bir fikrin anlatımıdır. Bazı işlerde hem mesleğini yaparsın hem de fikirlerini anlatırsın. Her zaman böyle olmayabilir. O yüzden genel itibariyle benim için meslek.”
Doğa ile ilişkisi: Doğayı ve hayvanları çok seviyor. Sahliplendiği Şeftali ve Sid adlarında iki sokak köpeği var. “Şeftaliyi annesinin çirkin kızı diye kimse onu sahiplenmek istemeyince ben sahiplendim. Sid ise karlı bir gün Nişantaşı’nda bir dükkana sığınıyor. Dükkan sahibi Ceren Akdağ onu alıyor ve sahiplendirmek için ilanlar veriyor. Onu da öyle gördüm sahiplendim. Onlar benim hayatımın parçası. Satın alma sahiplen diyoruz ya gönlüm çok rahat söylüyorum. Çünkü iki sokak köpeği sahiplendim, ikisini başkalarına sahiplendirdim. Toplumumuzun ahlak anlayışına göre normalde böyle şeyler söylenmez. Ancak maalesef şu an özenmeyle oluyor bazı şeyler. O sebeple söylemekten, anlatmaktan gurur duyuyorum. Satın almayın sahiplenin evet, ancak kendinizi tartıp güvenmiyorsanız hiç o sorumluluğu almayın. Çünkü bir hayvana önce sahiplenilip sonra bırakmak da sahiplenilmemek kadar acı veriyor…
Evde ne yapar? Boş zamanlarında internetten dizi, film izlemeye bayılıyor. “Olabildiğince yeni çıkmış her şeye göz atmaya çalışıyorum. Türk dizilerinin çoğunun ilk bölümlerini izliyorum. Biraz tabii mesleğimin de getirisi bu. Bu hobim dışında yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Karantina da köpeklerimden dolayı sabah akşam kısıtlı süreyle dışarı çıkmak durumunda kaldım. Onlarla vakit geçirmek en büyük keyfimdir. Evde oyunlar oynuyoruz. Ayrıca internet sitelerinden spor kanalları buluyorum onları uyguluyorum. Bir de karantina dönemi bir Youtube kanalım vardı. Özellikle zayıflama ve estetik süreçlerini anlattığım. Kendim çektim kendim montajladım. Çok keyifliydi. Montaj yapmak fazlasıyla zamanımı aldı. Hem de özellikle kadınlara çok faydam dokundu diye düşünüyorum anlattıklarımla. Ve bir de fotoğraf çektirmek. En büyük hobimdir. Yeni tarzlar denemek ve onları fotoğraflamak. Karantina da telefonun zamanlayıcıyla kendimi çektim. Gerçekten tek başıma dev Prodüksiyon gibi hissettim kendimi.”
Kilo verdikten sonra hayatı nasıl değişti; Mide ameliyatı sonrasında 6 senelik süre içerisinde 173 kilodan 70e düştü. “Kilo verdikten sonra özgürleştim. Dostlarım çok şükür değişmedi. Beslenme spor düzenim her gün değişiyor. Çok emek verdim artık canımın istediğini yapmak hakkımdır diye düşünüyorum. 70 kilo olmayı koruyorum. Bu halimi çok seviyorum! Aldığım tepkiler de beni onore ediyor. Eskiden ‘Zayıflasan çok güzel kızsın aslında’ olan cümleler ‘Çok güzelsin!’ olarak değişti. Genetik olarak problemli bir kızdım ben… Anneannem ve babaannemin vefatlarında kilolu olmalarının etkisi var. Ailemde yaşayan kadınlarda kilolu… Benim de genetik yatkınlığımın üstüne bir de yavaş çalışan bir metabolizmam vardı. Çok yavaş kilo verebildiğim için hep ekstra bir şeyler yapmak zorunda kaldım. Çok spor yaptım. Köpek sahiplendiğim sürece denk geldi. Şeftali’yle çok yürüyüşler yaptık. Bir takım masaj aletlerini bile denedim. Estetik operasyonlar geçirdim. Beslenme düzenime dikkat ediyorum. Protein ağırlıklı besleniyorum. Salata, balık, et yiyorum. Spor yapıyorum, sürekli pilates yapıyorum. Hatta 45 dakika pilatesin artık benim bünyemde çok etkisi olmadığını fark ettiğimden beri günde 90 dakika yapmaya çalışıyorum. Sabah akşam iki seans olmak üzere… Spor yaparak kilo verdim evde oturup birilerinin nasıl spor yaptığını izlemedim televizyonda. Beni zorlayan şeylerden biri, gece böyle saat 10’da acıktın ama 1 saat sonra uyuyacaksın ya… İşte o beni hala zorluyor. Benim yolumdan gelen insanların ne yaşadıklarını biliyorum. Dayansınlar, bizim de sınavımız bu… Allah gerçekten sağlıkla ilgili kötü şeylerden korusun. Zayıflamak en kolayı.”
DİZİLERİ
2019/2021 – Hercai / Melike Astutan
2017 – Ateş Böceği / Şirin
FİLMLERİ
2019 – Lady Winsley /Ayşe
2019- Konuşan Hayvanlar/ Demet
2015 – Uzaklarda Arama /Simay
TİYATRO OYUNLARI
2018- Iphigenia / Yardımcı Yönetmen
2018- Benim Adım Feuerbach / Oyuncu
2016- Torun İstiyorum / Gelin Adayı
2015- Bahar Kuaför / Koordinatör
2014- Zen / Koordinatör
2013- Anneler ve Babalar için Cinsel Bozukluklar Rehberi / Oyuncu