Ayça Varlıer, 22 Haziran 1977 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Türk dizi, sinema, tiyatro oyuncusu, şarkıcı, besteci ve sunucu.
Adı: Ayça Varlıer
Doğum Tarihi: 22 Haziran 1977
Doğum Yeri: Ankara
Boyu: 1.74 m.
Kilosu: 56 kilo
Burcu: Yengeç
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Açık Kahverengi
Annesi: Duygu Varlıer
Babası: Oktay Varlıer
Kardeşleri: Aslı Varlıer Pelit
Instagram: https://www.instagram.com/aycavarlier/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.
Ailesi: Tam adı Ayça Elif Varlıer, Annesi balerin, babası iktisatçı bir ablası var. “Annem ve babam 45 yıldır evli. Onlar gibi bir evlilik yapacağıma inandığım bir insan çıkarsa karşıma ancak o zaman evliliği düşünürüm. ‘Hadi evleneyim, olmazsa boşanırım’ mantığında olmadığım için evlenmiyorum. Uzun ilişkiler yaşadım ama ‘hayatımın sonuna kadar’ diyeceğim biri karşıma çıkmadı.”
Eğitim hayatı: Öğrenci değişim programı kapsamında lisenin ikinci sınıfındayken, eğitim için New Jersey, Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Liseden mezun olduktan sonra Hartford Üniversitesi’ne bağlı The Hartt School’da müzikal tiyatro eğitimi aldı. Sonrasında, Harvard Üniversitesi’nin Moskova Sanat Tiyatrosu Okulu’yla ortaklaşa yaptığı program dahilinde Moskova’da 4 aylık oyunculuk eğitimi aldı.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2004 yılında ‘Karım ve Annem’ dizisinde canlandırdığı ‘Buket’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Gümüş’ dizisinde canlandırdığı ‘Pınar’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Sempatik, sıcakkanlı, mücadeleci, hümanist, hayvan sever.
Kişisel gelişim: Kendini geliştirmekten vazgeçmiyor, yeniliklere hep açık olmaya çalışıyor. “Okumadığım bir sürü kitap var, seyretmediğim oyun, film, dinlemediğim müzik. Keşfetmeyi ve öğrenmeyi seven bir insanım. Maceracı ve çocuksu bir ruha sahibim, o yüzden de hep ruhumu besleyecek hobilerim olsun istiyorum. Uğraştığım ve zaman ayırdığım her alan bir diğer alanı tetikleyerek geliştirmesini sağlıyor.”
Sosyal: Çalışmadığı zamanlarda yeni albümler ve müzik türleri keşfetmeyi seviyor. Spor yapmak, kitap okumak, yabancı dizi ve dünya sinemasını takip etmek, kart oyunları oynamak hobileri arasında. Son yıllarda hayatına giren kitesurf sporunu da vazgeçilmez bir tutkuyla ilerletmeye ve kendini geliştirmeye çalışıyor.
Düşünce yapısı: Küçüklüğünden beri hayatını, tutkunun peşinden koşan özgür ruhlu biri olarak yaşadı. “Yaşam enerjimi sanırım aileden gelen genetik durumuma bağlıyorum. Sporu, müziği, oyunculuğu ve gerek aile gerek dost ilişkilerimi tutkuyla yaşarım. Ben dünya vatandaşıyım. Maceraperest bir ruhum var. Dünyayı gezmeyi çok seviyorum. Ama şunu biliyorum, nereye gidersem gideyim, dönüp dolaşıp geleceğim yer yine burası.
İlk sinema filmi: Ümit Ünal- Yücel Yolcu- Ömür Atay- Kudret Sabancı- Selim Demirdelen/ Anlat İstanbul
Aşka bakışı: “Aşk benim için, hayatın kendine duyulan bitip tükenmek bilmeyen bir heyecan. O kıvılcım her şeyi yaptırır insana. Aç uykusuz da kalırsınız. Ama bazen aşkı ve tutkuyu birbirine karıştırıyor insanlar. Benim de karıştırdığım olmuştur. Neticede aşk güçlü ve güzel bir duygu. Çok kez aşık oldum. Uzun da sürdü, bitti gitti de. Emin olduğum tek şey var. Aşkın devam etmesi için onun altında çok sağlam bir sevgi olması ve o sevginin sürekli beslenmesi gerekiyor.
İş hayatına bakışı: Sevmediği, istemediği, ona heyecan katmayan hiçbir rolde projede yer almayı düşünmüyor. 2003 yılında Amerika’dan 11 Eylül olaylarından dolayı Türkiye’ye istemeyerek de olsa döndü. “Bir yandan Harvard Üniversitesi Moskova Tiyatro Bölümü’nden mezun olduktan sonra çalışma iznim olmadığı için çok iyi giden fırsatları değerlendiremediğim için üzülüyordum, bir yandan da oradaki yaşamımı sonlandırmaya hazır olmadığım için çok üzülmüştüm. Bir kapı kapanır diğer kapı açılır derler ya, aynen öyle oldu. Türkiye’deki kariyerimi yurtdışında elde ettiğim altyapıyla sıfırdan kurarak bugünlere geldim. Türkiye’de dizi sektörü çok gelişmiş olmasına rağmen güzellik fazla ön planda tutuluyor. Yurtdışındaysa vitrin sahnedir. ‘Mavi Gece’nin yönetmeni Ahmet Hoşsöyler ‘Leyla’nın Evi’ni izledikten sonra bana rol teklif etti. Yurtdışında seçimler sahneden yapılır. Bizde bu çok nadir oluyor. Buna üzülüyorum. Türkiye’de maalesef genelde bir kişi üzerinden yürüyor, yan karakterler ona hizmet ediyor ve tek boyutlu kalıyor. Ya da skeç mantığında gidiyor. Başka sinema örneği yokmuş gibi. 100 tane film çekiliyor senede.”
Kariyer planı: Bir kadın hikayesinde rol almayı çok istiyor. “İsimlendireceğim bir karakter değil ama hani bildiğimiz kötü kadın karakteri vardır ya. Bugüne dek öyle bir karakter oynamadığım için sanırım ileride, geçmiş hayatında travmaları olan, derin bir hikayesi olan ve yaşam mücadelesini içindeki karanlıklarla çözmek zorunda kalan dişi bir kadını oynamak isterim. Çok istiyorum bir kadın hikâyesinde oynamayı. Bunun için kendim proje üretmeliyim ama galiba. Çünkü sinema sektörüne baktığında görüyorsun ki erkek egemenliği var. Komedide de böyle. Yapımcıların ve senaristlerin halkı daha zeki konumlandırması lazım artık. İnternet çağındayız. Herkes internetten her şeyi izliyor. Alternatif projeler üretilmeli. Ben romantik komedi tarzında bir filmde oynamak istiyorum. Güzel bir aşk hikâyesi olabilir. Çok karakterli bir dramaturjisi olan, her karakterin başı, ortası, sonu olan bir hikâye. Bir milyon tane örneği var bunun. Afife Jale. Sahneye çıkan ilk Türk, Müslüman kadın. Ve hayatı çok uçlarda yaşıyor, içinde fırtınalar kopuyor. Ve bugün adına ödüller veriliyor. Bu hikâye beni çok cezbediyor mesela.”
Gelecek Hayali: Oyunculuk adına istediği karakterleri canlandırmak adına adımlar atmak istiyor. Ben aynı zamanda tiyatro oyuncusuyum, müzisyenim. Albüm, konser, beste yapıyorum. Dizi ya da film yokken bunlara ağırlık veriyorum. Ama şimdi gördüm ki, bunu da benim yapmam gerekiyor. Nasıl ki bir müzisyen ekibim ve aranjörlerim var. Albümümü, sahnemi onlarla yapıyorum. Kliplerimi yapacağım şimdi meselâ. Her şeyi benim yapmam gerekiyor, çünkü alternatif pop bir albüm ‘Elif’. Sinema için de öyle bir yapı kurmam gerekiyor belki, maddi manevi. Ya ben yapacağım ya da hikâyesini bulup kapı kapı dolaşıp ikna etmeye uğraşacağım, ‘bunu yapalım’ diye. Artık bu dalda da koşturmam gerektiğini anladım.
Kaygıları: Gelecek kaygısı yaşıyor, elinden geldiğince sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya çalışıyor. “Herkes kadar ben de mevcut durumdan nasibimi alıyorum. Ekonomik kriz mi dersin, terör mü dersin, her an sinirlerimizi bozan bir şeyle, resmen acıyla, hüzünle uyanıyoruz güne. Ama neyse ki korkum arttıkça umudum da artıyor garip bir şekilde. Tanınırlığımdan insanlarda farkındalık oluşturmak için yararlanıyorum. Özge Özder ve Aslı Tandoğan’la birlikte ‘Bana Göz Kulak Ol Derneği’ni kurduk. Yaptığımız farkındalık kampanyalarıyla insanları hayvan hakları konusunda bilinçlendirmek en büyük mutluluğum.”
Rol modeli: Meryl Streep ve Ayça Bingöl en beğendiği kadın oyuncular! “Meryl Streep küçüklüğümden beri idolüm benim, ölünceye kadar da öyle olacak. Küçükken idolüm Ayça Bingöl’dü. Çünkü biz aynı okuldaydık, aynı tiyatro kulübündeydik ve ben Ayça’yı sahnede izledim. Ve hayran kaldım. Kişiliği, duruşu, sahne adabı. Tiyatro oyuncusu olmak için çarpıldığım an oydu benim için. Ve en son ben Leyla’nın Evi’yle Afife Jale Müzikal ve Komedi dalında ödül aldığımda, ödülümü bana Ayça verdi bu da ayrı bir mutluluktu benim için.”
Kimlere hayranlık duyar? Cate Blanchett ve Claire Danes hayran olduğu oyuncular. Erkek oyunculardan ise Robert Downey Jr ve Hugh Jackman’ı çok beğeniyor. “Hugh Jackman Avustralyalı ve müzikalci. Yıllar boyunca ‘The Phantom of the Opera’yı oynadı. Çok yetenekli bir adam, çok iyi bir aktör, çok başarılı. Liam Neeson, sinemaya çok yakışıyor. Lars von Trier’in ‘Deccal’ında oynayan Willem Dafoe’da, acayip bir oyuncu.
Hangi filmden etkilendi? Son yıllarda izleyip etkilendiği 5 film; “‘Vavien’ (Taylan Biraderler), kara mizahı seyirciye çok iyi geçiren ve benim kalbime işleyen bir film. ‘Kaybedenler Kulübü’ (Tolga Örnek) çok iyi film. ‘Aşk Tesadüfleri Sever’ (Ömer Faruk Sorak), ‘Prensesin Uykusu’ (Çağan Irmak) çok etkiledi beni. Ve tabii ‘Kış Uykusu’ (Nuri Bilge Ceylan) o aşmış zaten artık başka bir kulvarda.”
En beğendiği yönetmenler: Christopher Nolan, Alejandro González Inarritu, Lars Von Trier., Ömer Faruk Sorak, Ömer Vargı, Erden Kıral, Çağan Irmak ve Tolga Örnek’i beğeniyor.
TELEVİZYON DİZİLERİ
2017 /2020– Kalk Gidelim / Nurcan Dal
2016/2017 – Hayat Şarkısı / Mahsa
2016- Cinayet Masası İstanbul / Ayla Öker
2016 – Kehribar / Leyla Bozoğlu
2014 – Zeytin Tepesi / Yıldız Gökçener
2011- Behzat Ç. : Bir Ankara Polisiyesi/ Bahar
2012 – Kalbim 4 Mevsim / Buket
2008- Son Bahar/ Sabiha Yılmaz
2005 /2007– Gümüş / Pınar
2004 – Karım ve Annem / Buket
SİNEMA FİLMLERİ
2015 – Mavi Gece / Dr. Emel
2014 – Olur Olur / Azra
2013- Günce / Melike Güven
2013 – Taş Mektep / Güzide
2007 – Havva Durumu / Burcu (TV Filmi)
2005 – O Şimdi Mahkum / Evrim
2004 – Anlat İstanbul / Kül Kedisi
TİYATRO OYUNLARI
2017- Broadway’den İstanbul’a Müzikaller
2017 – Tahir ile Zühre / Zühre /Müzikal, ilk olarak konser formatında sahnelendi
2015- Fosforlu / Fosforlu Cevriye
2015- Tamamen Doluyuz / Seslendirme Sanatçısı
2010- Açılış Gösterisi: Hekate’in Şarkısı
2010 – Leyla’nın Evi
2010 – Hekate’nin Şarkısı / Müzikal
2010 – Sil Baştan
2005 – Batı Yakasının Hikayesi (West Side Story) Anita /Müzikal
2007 – Rock Müzikaller /Tek gösterimlik müzikal
2007 – Hisseli Harikalar Kumpanyası /Süheyla / Müzikal
İlkbahar Uyanışı (Spring Awakening) Bayan Gabor
Cher Molière Elmire
Mançalı Şövalye (Man of La Mancha) Aldonza/Dulcinea
Carnival
Gönül Yolu (Guys and Dolls)
Working / Müzikal St.Henri (Enrico IV)
Battleship Potemkin
Virgin Trunk
ALBÜMLERİ
2013- Elif (Stüdyo Albümü)
2017- Hoşçakal (Single)
2010- Yaşama Bir Şans Ver
2012- Karnaval
2015- Emre Kalcı Şiirleriyle… Aşkın On Hâli
ÖDÜLLERİ
2011- Afife Tiyatro Ödülleri /Yılın En Başarılı Komedi, Müzikli Oyun ya da Müzikal Kadın Oyuncusu / Leyla’nın Evi
2011- Sadri Alışık Ödülleri /Yardımcı Rolde Yılın En İyi Kadın Oyuncusu / Leyla’nın Evi
2011- Vasfı Rıza Zobu Tiyatro Ödülü / Leyla’nın Evi
2016- Sadri Alışık Ödülleri / Yılın En Başarılı Komedi, Müzikli Oyun ya da Müzikal Kadın Oyuncusu / Fosforlu’nun Hikayesi