Her sezon onlarca dizi ekrana geliyor, bir çoğu sezon ortasını bile göremeden gidiyor. Hatta bu sezon Sinem Kobal ve Birkan Sokullu’nun oynadığı Yüz Yüze dizisi bu konuda bir rekor kırarak ilk iki bölümden sonra üçüncüyü göremedi! Onca çaba, emek, para, prodüksiyon derken bin bir emekle ve büyük iddia ile gelen diziler sapır sapır dökülüyor.
Milliyet Gazetesi’nden Sinan Biçici, konuyla ilgili ele aldığı bir yazıda, yerli dizilerin nasıl zorluklar yaşadığını detaylarıyla anlatıyor. İşte o yazı…
“YERLİ DİZİ’LER ZORDA!
Dizilerde amansız rekabet arttıkça prodüksiyonlar büyüyor, bütçeler yükseliyor. Diziler kanaldan aldıkları bütçeyi de aşmak zorunda kalıyorlar. Amaç önce tutunabilmek. Tutunamayıp erken biten diziler zarar ediyor.
Bazılarıysa iyi reytinge sahip olsalar bile başta zarar ediyor. Onlar en büyük starları alıyor, büyük prodüksiyonlar yapıyor. Peki kârı ne zaman yapıyorlar? Yurtdışı satışları gelince. Mesela milyonlarca liraya mal olan ‘Mehmed: Bir Cihan Fatihi’ dizisi yüksek reyting beklentisine sahip ama yurtdışı satışı ihtimali olmasa bütçesini bu kadar yükseltemezdi.
Peki yurtdışı satışı olmayan diziler? İşte en çok onlar zorda kalıyor. Mesela komediler yurtdışında talep görmüyor. İyi reyting alıp, uzun soluklu olmak zorundalar. Yoksa yaşama şansları yok.
Onların diğer bir sorunu da yüksek bütçeli dizilerin belirlediği fiyatlarla iş yapmak zorunda olmaları. Ekipman, mekan, ekip ödemeleri konusunda büyük bütçeli dizilerle rekabet edemiyorlar. İhraç edilme potansiyeli taşıyan dizilerin de işleri kolay değil. Yeni dizilere eskisi gibi talep yok. Bu kadar uzatılan dizi süreleri, sansür gibi sebeplerle genel kalitede bir düşüş yaşıyor.
Sektör çalışanları, ekipman, teknoloji ve deneyim giderek artıyor ama bu kontrolsüz rekabet ortamı herkese zarar veriyor. Tüm kuralsızlığa, sistemsizliğe ve keşmekeşe rağmen dizi ihracatında dünya ikincisiyiz hâlâ. İnanmak zor değil mi?”