Ezgi Mola: Çocukken tam bir fırlamaydım!
Emre Saygı’nın hazırlayıp sunduğu, Türkiye’nin ilk interaktif talk show programı ‘Hadi Be’nin konuğu, “Maide’nin Altın Günü” filmiyle seyirci karşısına çıkan Ezgi Mola oldu.
“Maide sosyal medya karakteri değil, öyleymiş gibi gösterdik”
Ezgi Mola, önce sosyal medyada seyirciyle tanıştırdığı ‘Maide’ karakteri hakkında şöyle konuştu:
“Hikayemi Serkan Altuniğne ve Çağdaş Dinç senaryolaştırdı, Caner Özyurtlu çekti. Biz öncesinde tamamen filmden bağımsız olarak bir video çekmiştik. Ama ‘Maide’ bir sosyal medya karakteri değil. Öyle gösterdik ama bunların hepsi tasarlanmış şeylerdi. Çünkü ben sosyal medyanın gücüne aşırı inanıyorum. Aslında o sosyal medya hesabını açtığımızda biz filmimizi bitirmek üzereydik.”
“1 günde 26 röportaj verdim”
Başarılı oyuncu, “Maide’nin Altın Günü”nün tanıtım çalışmaları kapsamında 1 günde 26 röportaj verdiğini belirterek, “Bunu çok samimi söylüyorum; bir hayal kuruyorsunuz ve o hayal gerçek oluyor. Ben çocukluğuyla çok yaşayan bir insanım. Her gün kalkıp kat ettiğim yola baktığımda ‘Çok şükür’ diyorum. O yüzden bir şeyi 26 kere anlatmak değil, milyonlarca kez daha anlatmaya gücüm var. Çünkü işimi çok seviyorum” dedi.
GOP çocuğu Ezgi
‘Kocan Kadar Konuş Diriliş’ filminde ses getiren ‘GOP çocuğuyuz biz’ repliği için klip çeken Ezgi Mola, bir seyircinin “Gerçekten GOP (Gaziosmanpaşa) çocuğu musun?” sorusuna, “Öyle bir tarafım var açıkçası. O dünyaları çok seven bir insanım. Ben o ortamlara da girdim çıktım, oralarda da arkadaşlarım var. Orası başka bir dünya. Oranın sosyolojik yapısı, psikolojik yapısı, ruh yapısı farklı” cevabını verdi.
“Bela bir çocuktum”
Çocukluğundan bahseden Ezgi Mola, o yıllara ait komik bir anısını da paylaştı: Çocukken tam bir fırlamaydım. Muzır bir çocuktum, yalan yok. Sene 88, 5 yaşındayım. Arkadaşım Özge’yle birlikte sokakta oynuyoruz. Bir tahta bulduk, ucunda da çivi var. Özge ‘Sen yıldız yapmayı biliyor musun?’ dedi, ‘Hayır’ cevabını verdim. O zaman herkesin arabası da yoktu. Bir tane arabanın kaportasına çiviyle yıldız yapmaya başladık. ‘Dur abi dur, öyle yapılmaz o, sen yapamadın’ deyip bütün kaportayı yapılabilen ve yapılamayan yıldızlarla döşedik. Bir daha hatırlatmak isterim; çok kişinin arabası yok, sene 88. İşte o arabanın sahibi olan kişi bizi buldu. Annem de o gün bütün gün ütü yapmış, böyle 6 makine falan, burnundan soluyor. Televizyonun karşısında uslu uslu oturuyorum. Bir anda kapı hınçla çaldı. O sırada Özge ve annesi rahmetli Makbule Teyze de bizde. Arabanın sahibi hırsla içeri girdi. ‘Sizin bu çocuklar var ya’ dedi, Makbule Teyze bir anda Özge’yi çekip aldı ve yukarı çıktılar. Fıydılar yani ayıptır söylemesi, biz öyle deriz. Arabanın sahibi ‘Arabamı mahvetmişler, kaportam sadece yıldız’ falan diye bağırdı. Böyle bir bela çocuktum.
“Annemden aldığım en büyük nasihat…”
Ünlü oyuncu, “Annenden aldığın en büyük nasihat nedir?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Dürüst olmam. Çocukken ona yalan söylediğim ve yakalandığım anlarda hep hayal kırıklığı içinde olduğunu hissettirmiştir ve ‘Bana lütfen bunu yapma’ demiştir. O ‘Bana bunu yapma’ hayatın kendisine sirayet eden bir ricaydı aslında.”
“Temizlikte müthişim, günde üç kere ev süpürüyordum”
Ezgi Mola, nasıl bir ev kadını olduğunu da anlattı: Temizlikte müthişim. Of bayılırım, çok severim temizlik yapmayı. Bir ara günde 3 kere evi süpürüyordum. Köpeklerim var, kıl tüy olmasın diye.