Son olarak Vatanım Sensin dizisindeki Cevdet karakteriyle ekranlara gelen Halit Ergenç, sevenlerinin takdirini bir kez daha kazandı.
Ünlü oyuncu, sadece sanat hayatında değil, aynı zamanda insanlığıyla da hayranlık uyandırıyor.
Habertürk yazarı Esin Övet, uzun süredir yoğun bakımda olan usta sanatçı Ferdi Merter’in kızı Almula Merter ile konuştu. Vefasızlıktan dert yanan Merter, “Düzenli olarak soran bir şeylere yardımcı olmaya çalışan bir tek Halit Ergenç” dedi
“Acı Hayat”, “Kurtlar Vadisi” ve son olarak “Kiralık Aşk” gibi pek çok iddialı projelerde yer alan Ferdi Merter hala yoğun bakımda. Ama ne arayanı ne soranı var.
Sadece şimdiye kadar birlikte hiç rol almamasına rağmen tek arayıp soranı ve yardımcı olmaya çalışanı ise Halit Ergenç.
Bakın iki gün önce “Cüneyt Arkın kimdir?” Başlıklı bir yazı yazdım.
Bu yazının çıkış noktası insanların hayran olduğu kişiyi gerçekte tanımadıkları. Sadece sağlık problemi ya da herhangi bir şey olduğu zaman sosyal medyada trend topic olduğu zaman “Kimdir?” ibaresini kullanarak arama motorlarında aradıklarıydı.
En son da “Cüneyt Arkın kimdir?” örneğinde olduğu gibi.
Yani sanatçılara hayranlar. Çok seviyorlar ama tanımıyorlar. Başlarına bir iş geldiği zaman ancak “Kimdir?” diyorlar. Ben buna çok şaşırdığımı anlatan bir yazı yazmıştım.
Ve tabii aslında kıymet ve kadir bilmemezlikten bahsetmiştim.
Yani vefasızlık.
Bu yazıdan sonra usta oyuncu Ferdi Merter’in kızı yazar Almula Merter bir mesaj gönderdi.
Diyor ki Almula Merter: “Bugünkü yazında çok haklısın sevgili Esin. Babam altı aydır hastanede vefayı çok az insandan gördük. Özellikle kendi içimizde vefa gerçekten İstanbul’da bir semt adı. Dostluk bu cadı kazanı içinde çok uzak. Dile kolay 78 yılı var babamın sahneye ve beyazperdeye adım atışı. Ama popüler kültürün içinde değilsen vefanın içinde değilsin demektir. Dediğin gibi bu insanlar kolay yetişmiyor”
Ben de kendisinden izin istedim bu mesajı yayınlamak için ve daha da fazlasını sordum.
EN BÜYÜK VEFASIZLIĞI DEVLET TİYATROSU YAPTI
-Peki kimler arıyor, kimler soruyor? Şu an ustanın durumu nasıl?
“Babam hala yoğun bakımda. İlk üç ay ziyaret ediliyordu. En büyük vefasızlık önce Devlet Tiyatrosu’ndan oldu. Ordan emekli çünkü babam. Genel Müdür sınıf arkadaşım üstelik, ilk başta onun gelmesi lazım. Sadece iki üç defa konuştuk o da benim aramalarım sonucu. Bir kere bile gelmedi. Dizilerinden teknik ekibi hep aradı ama sanatçılar bir kaç kişi hariç tın tın. Düzenli olarak soran bir şeylere yardımcı olmaya çalışan bir tek Halit Ergenç. O da babamla hiç bir dizide rol almamasına rağmen. Ve Oda Tiyatrosu. Hepsi bu. Babam Film San’da başkan olduğu zaman etrafında olan hiç ayrılmayan CHP İstanbul İl Canan Kaftancıoğlu’nun bir konu için defalarca aradım önemli dedim bir kere dönmedi. Sözcü Gazetesi babamın sağlığı yerindeyken röportaj yaptı fakat çok hızlı hastalandı babam röportajı yayımlanmadı. Hep sayfa hazır bu hafta, öbür hafta, Pazar, Pazartesi diye oyaladılar. Hastane de ne zaman gözünü açsa ‘Röportajım çıktı mı?’ diye sordu. Daha ne anlatayım. O kadar çok anlatılacak şey var ki”
Almula Merter’in söylediklerini okurken benim yüreğim sıkıştı.
Şaşırdım mı şaşırmadım.
Çünkü maalesef bu ülkenin genlerinde var. Herkesin genelde bu tarz şeyler başına geliyor. Özellikle şöhretli ve ünlü kişilerin.
Hani şu an bir sürü kişi var ya insanların etrafında. İşte onlar bir düşmeye görsün.
Yani popülerliği gitsin. Yanlarında bir kişi kalmaz.
O yüzden ben daha önce bu tarz senaryoları çok okudum. Sadece hep tekrarlanıyor. İsimleri değişiyor.
Usta oyuncuya acil şifalar diliyorum. Kızına da Allah sabırlar versin.
Gerçekten zor.
Çok zor.
Peki o zaman gelenek bozulmasın.
FERDİ MERTER KİMDİR?
Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, yazar, yönetmen, seslendirme sanatçısı Ferdi Merter Fosforoğlu, 19 Haziran 1939 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlk kez 1940 yılında Tosun Paşa filminde kamera karşısında yer aldı ve devam eden yıllarda 20 filmde çocuk ve genç oyuncu olarak yer buldu. 1945’te Yeşilçam’da seslendirme sanatçılığı yapmaya başladı. Ferdi ismini dublaj hocası olan Ferdi Tayfur’dan aldı.
1958 yılına kadar İstanbul’da sinema ve tiyatro çalışmalarını sürdürdü. 1959 yılında konservatuvara giren sanatçı, İtalyan Lisesi’nin ardından, 1962 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldu. 1963 yılında Sivas’ta askerliğini yaptıktan sonra, 1965 yılında halen evli olduğu eşi Cansın Hanım ile evlendi.
1962-2004 yılları arasında Devlet Tiyatrolarında oyuncu, yönetmen, edebi kurul üyesi, disiplin kurulu üyesi, baş rejisörlük, Ankara ve Adana Devlet tiyatrolarında sanat yönetmenliği yaptı, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda çalıştı.