Hiç dibe vurduğunuz mu?
Yol teptiğim ve bir başıma oradan oraya sürüklendiğim zamanlarda çeşitli dipler keşfetmiştim, kendim ve etrafımda bulduğum insanlar için. Şimdi geriye bakınca bunun kararını vermekte zorlanıyorum, sallandığım, düştüğüm zamanlarım oldu elbette ama oralardan kalkmayı hep amaç edindim kendime. Yazılarıma zaman zaman ve azar azar romantize ederek gömdüm kayıplarımı. Çok önemli şeyleri veya çok şeyi kaybettiğim oldu ama her şeyimi kaybettiğim olmadı hiç. Dip tuhaf bir söz ve tuhaf bir yer gerçekten de, ve Bukowski’nin haklı olduğunu keşfettim ben de yolculuklarımda; ”Dibe vurduğunu sanıp bir dip daha olduğunu keşfedebiliyordu insan.”
İleriye dönük planlarınız nelerdir?
Yurtiçi ve yurtdışında iyi işler yapmak istiyorum. Efsaneleşecek karakterler yaratmak veya ortaya koymak, üstünde çalıştığım dizi, kitap, film ve sosyal sorumluluk projelerini teker teker gerçekleştirmek de asıl amaçlarım arasında. Ve bir an evvel doktora tezimi verip mezun olmak elbette.
‘Ali AKSÖZ’ denildiğinde insanların aklında kalmak istersiniz?
Başarı herkes gibi benim için de mühim ama ben bundan fazlasını istiyorum. Uzun zaman sonra geriye bakıldığında; cool, karizmatik, eğlenceli, iyi bir oyuncu veya iyi bir yazar olarak tanınmış olmak çok güzel ama bunların yanı sıra insanları birlik olmaya, evrensel doğrulara, bilime ve sanata, doğayı ve hayvanları sevmeye, hiç kimse ve hiç bir çıkar için eğilmemiş haysiyetli bir yaşama yöneltebilmiş biri olarak akıllarda kalmış olmak benim için önemli.