Ana sayfa Oyuncu Biyografileri İsmail Hacıoğlu Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

İsmail Hacıoğlu Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

İsmail Hacıoğlu, 30 Kasım 1985 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.

Adı: İsmail Hacıoğlu
Doğum Tarihi: 30 Kasım 1985
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.86 m.
Kilosu: 72 kilo
Burcu: Yay
Göz Rengi: Koyu Kahverengi
Saç Rengi: Siyah
Babası: Mehmet Hacıoğlu
Çocuğu: Yemin Hacıoğlu
Kardeşleri: Kız kardeşi var
Instagram: https://www.instagram.com/ismailhaciogluofficial/

Ailesi: Aslen Bulgaristanlı, İstanbul’un Fatih semtinde doğdu. Babası eski Fenerbahçeli futbolcu Bulgar Mehmet lakaplı Mehmet Hacıoğlu’dur. Bir kız kardeşi var. Duygu Kaya ile olan evliliğinden Yemin adında bir kızı var. Çift 2020 yılında boşandı. “Babam 1972 yılında yani 13 yaşındayken İstanbul’a gelmiş. Zor günler geçirmiş. Sadece bizimkiler değil, o dönem bütün Bulgar Türkleri, Balkan Türkleri için geçerli bu. Zorlama ve yaptırım başlayınca ülkelerinden olmuş insanlar. Babam şimdi yolda Suriyeli gördüğünde empati yapabiliyor, gözleri dolarken yakalıyorum. Babamdan dolayı futbolcu olmayı çok istedim. Futbol bugün matematik üzerine kurulu, teknik ve hızlı futbol. O dönem kuvvete dayalı, kemik seslerinin geldiği, her şekilde daha sert oynanan bir oyundu. Babam beni uzak tutmak istedi ve başardı. Şimdilerde ‘Uğraşsaydım senden futbolcu olurmuş’ diyor ama benden olmazmış! Herkesin bir kaderi var, buna inanıyorum biraz. Ne olursa olsun önünüzde kimse duramıyor.”

Çocukluk yılları: Oyunculuğa ilkokul 5. sınıftayken piyeslerde oynayarak başladı. “İlkokul öğretmenim Sevim Gümüş, okulda bir müsamere yaptı. 70 kişilik bir sınıftık, sekiz kişilik oyuna en son seçilen kişiydim. Sahneye çıktım ve kendimi çok mutlu hissettim. Hiç kasmadım, çok rahattım. ‘Ben burada kendimi çok iyi hissediyorum, buradan inmeyeceğim’ dedim. Annem babam, beni Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin hafta sonu kursuna yazdırdı. Üç yıl boyunca devam ettim. Oradaki hocalarımın kurduğu özel tiyatrolarda sahneye çıkıp pişmeye başladım. Ömer Hoca ile karşılaşınca, Allah bana ‘yürü ya kulum’ dedi. Çocukluğuma dair hatırladığım tüm karelerde, başımı belaya sokup sonra bundan nasıl yırtarım diye düşünüyorum. Kafamı, ayağımı, hatta başka çocukların kafalarını yardım. Çocukluğum çok flu o yüzden. Hep bir muzurluk vardı, çabuk büyümek istedim. Şimdi de diyorum ki ‘ulan ne salakmışım!’ Annemin bir bedduası var; ‘Allah sana, senin gibi bir çocuk versin’ der. Umarım bu bedduası tutmaz.”

Eğitim hayatı: Müjdat Gezen Sanat Merkezi Tiyatro Bölümü’nde oyunculuk eğitimi aldı. Ardından Mimar Sinan Üniversitesi, Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nü kazandı ancak okulu ilk senesinde bıraktı.  Babasının da desteğiyle 1997 yılında dublaj yaparak harçlığını çıkarıyordu. Bir süre tiyatro eğitimini aldıktan sonra amatör olarak tiyatro oyunlarında yer aldı. Ardından reklam filmlerinde dış seslendirme yaptı. Daha çok oyunculuk kariyerine odaklandığı için üniversite eğitimini yarıda bıraktı.

Oyunculuğa ilk adım: Kamera karşısına ilk kez ‘Bana Şans Dile’ adlı sinema filmi ile geçti.

Hangi proje ile parladı? ‘Bir İstanbul Masalı’ dizisinde canlandırdığı ‘Ozan Kozan’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Mutluluk kaynağı: Hayranlarının ilgisinden mutluluk duyuyor. “Sağolsunlar, çok güzel tepkiler alıyorum. Genelde ekranda oynamış olduğum rollerle ilgili keyifli sorular geliyor. Canlandırmış olduğum her karakterin izleyiciden karşılığını görüyor olmak çok değerli. Bu dönüşler yapmış olduğumuz işi manevi yönden de güçlendiriyor.”

İlk sinema filmi: Çağan Irmak/ Bana Şans Dile

Aşka bakışı: “Aşkı ayıramazsın; aşk her şeyde vardır. Yaratılanların yüzünde, güneş doğarken, batarken, yağmurda çamurda; her yerdedir aşk. 7/24’tür; sen farkında olmadan, nefes alıp verirken de sonsuz aşk vardır. Aşkın en hayırlısının ve sonsuz olanın, rahmani aşk olduğunu düşünüyorum. Gerisi hikaye; başka bir şey değil yani.  Aşk dediğin şey, sonsuz bir şey zaten. Biz aşkı, sadece iki insan arasında zannediyoruz. Aşk, zaten sonsuzluktur. Benim için aşkın en güzel hali, kızım Adı, Yemin, eşim buldu. ‘Aaa! Ne güzel isim, hiç duymadım’ dedim. ‘Yok zaten’ dedi. Kulağa sanki ‘Vaaay, birbirlerine yemin etmişler’ gibi geliyor ama tamamen sevdiğimiz için koyduk.

Oyuncu olmasaydı ne olurdu? Müzisyen olmak isterdi. “Bir şey çalmayı çok istiyorum ama hiçbir şey de çalamıyorum. Sazlarım var; klarnetim, curam, tamburum var ama aslında hiçbirini çalamam. Yetenek paslanabilen bir şey; bir-iki şarkı dinlemek, enstrümanlarla oynamak önemli benim için. Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Müzisyenlik, oturduğun yerde uçmak gibi. Her meslekte yakalayamazsın bunu.”

Hayata bakışı: Dizilerde para kazanmak için rol alıyor. “Para biter dizi başlar, bu kadar basit. Dizilerin çoğunda öyle oynadım, bundan sonra oynayacağım dizilerin de çoğu öyle olacak. Artık kendimi kandırmaktan vazgeçtim. Herkes para kazanmak için orada ve bunca eziyeti çekiyoruz, bunca saçmalığa göğüs geriyoruz. İnsanlık dışı şartlara eyvallah diyoruz çünkü para kazanmak gerekiyor. Dolayısıyla insanların televizyonla ilgili düşünceleriyle çok ilgilenmiyorum. Bir hayat var, akıyor. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Herkes ister film çekerek geçinebilmeyi, tiyatro yaparak hayatta var olmayı ama öyle bir gerçek yok. Para kazanmak istiyorsan dizi çekeceksin. Diziler tatmin de etmiyor, Paslanıyorum ve kendimi kandırıyormuşum gibi geliyor. Zor bir matematiği var dizinin. Kendi disiplini çok zor ve gereksiz. Onca emekle çekilebilecek sinema filmleri geliyor aklıma. Kocaman bir hiç var aslında ortada, ertesi gün geriye dönüp baktığında hiçbir şey kalmıyor. Sektörün kendine saygısı yok ki; bütün çalışanlarını paramparça ediyor. Bu kadar samimiyetsizliğin içinde çok yoruluyorum ben, ne yapayım.”

İş hayatına bakışı: Rol aldığı projelerde oynadığı karakter veya hikaye çok temiz, dümdüz olunca hoşuna gitmiyor. Kirli şeyleri daha çok seviyor. “Televizyon çabuk tüketmeye odaklı işler üretiyor sadece. Biraz dizi matematiğiyle alakalı eleştirim. Bizden her hafta bir sinema filmi isteniyor ve biz çekmeye çalışıyoruz. Bu çok yıpratıcı. Oyuncunun özeninden de çalıyor.”

Kariyer planı: Kariyer planlamasını menajeri Abdullah Bulut ile beraber yapıyor. “İnanmadığım bir işin içinde olmam. Hayat vereceğim role de hikayenin bütününe de yürekten inanmam lazım. Ama idealize edilen bir kariyer planından bahsediyorsak o günümüz şartlarında kimse için çok mümkün değil. Hem bu işi bu şartlarda yapacaksın, hem babadan dededen kalmayacak, tek tabanca yapacaksın. Zor yani. Bunu kabul edelim. Neyse ki son yıllarda birlikte çalıştığım Abdullah Bulut kardeşim var. Bu yolda birlikte yürüdüğümüz için, sırtımı birilerine dayayabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. İleride yönetmenlik yapmayı da isterim, herkes çok çabuk bir şeyler oluyor bu ülkede. Çok çabuk yönetmen oluyorlar; insanlar ilk filmlerini 30 yaşından önce çekiyor. Ortalığı yönetmencikler sarmış durumda. Sinema TV’den mezun olan ‘yönetmenim’ diye piyasaya çıkıyor. Film, okulda okunduğu gibi çekilmiyor. Set görmeden, ‘Film çekerim, şunu şöyle yaparım’ demesin kimse. Babamın futbolculuk yaşamının da göç döneminin de içinde olduğu bir hikayem var. Zamanı gelince yapacağım. Oyunculuk, bırakılacak bir meslek değil,  80 yaşında bile olsan, rol varsa oynarsın. Oyunculuğu bırakmayı hiç istemiyorum yani.”

Gelecek Hayali: Oyunculukta istediği işleri yaparak var olabilmeyi istiyor. “İstediğim tek şey; sağlığımın yerinde olması. Onun dışında, istediğim işleri yapabilmeyi, var olmayı diliyorum. İş seçebilmek, bir lüks olmasın. Huysuz bir ihtiyar olmazsam, yırttım demektir. Kızımın geleceğini, işin dünyalık kısmını hallettikten sonra yollara düşmek dünyayı gezip görmek istiyorum.”

Kaygıları: Dizi sürelerinin uzunluğu ile insanlar arasındaki empati eksikliğini endişe verici buluyor. “Dünyanın çivisi çıktı. Her şeyi tüketmek üzerine kurduk. Kimsenin kimseye toleransı, karşısındakini anlamak gibi bir derdi kalmadı. herkes her şeyi çok biliyor. E, niye bu kadar mutsuzsun o zaman abi! Var işte ters giden bir şeyler. Ama açıkçası ben kendi sınavımla uğraşıyorum. Kendi kapımın önünü temizlemenin peşindeyim. Dizi sektörü inanılmaz kaygan bir zeminde ilerliyor. Hem söylenecek çok şey var, hem de pek fazla bir şey yok. Benim ve sektördeki oyuncu arkadaşlarımızın düzeltebileceği bir olay değil bu. Dizilerin patronları, reklam dünyasının patronları, televizyonların patronları buluşup belki olumlu kararlar alabilirler. Oyuncuların gücünü aşan bir durum bu. Her hafta 120 dakika çekim yapılmaz. Bir noktadan sonra tekrara düşersin, performanslar düşer, tükenir. Evet, çalışmak zorundayız. ‘O zaman sus konuşma’ diyorlar. Soru sorulduğunda cevap da vermeyelim mi! Bu olayın bana göre bir bedeli olamaz, yok. Çünkü artık insanlar sağlığını kaybediyor. Düşünün ki, bir oyuncunun rolünü hakkını vererek oynamaya bile vakti olmuyor. Her şeyin yıldırım hızıyla yapılması gerekiyor. Oyunculuk heyecanımız ve meslek aşkımız güme gidiyor, yok sayılıyor. Ne yazık ki o heyecanı ve aşkı nakite çevirerek yaşıyoruz.”

Kimlere hayranlık duyar? Eski Türk sineması oyuncularına hayranlık duyuyor. “Türkiye’de kaç kişiler ki zaten; Tarık Akan, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın… Yılmaz Güney’in de bende yeri çok ayrıdır; ayrı bir hayranıyım. Böyle bir adam olabilsek, ne güzel olur diye geçiyor aklımdan. Yılmaz Güney’in bilinmeyen hikayeleri daha da büyütüyor, yüceltiyor onu gözümde. Allah gani gani rahmet eylesin. Daha önce beni Yılmaz Güney’e benzetenler olmuştu. Gururlandım çok.”

TELEVİZYON DİZİLERİ

2021- Hükümsüz/ Selim

2020- Zümrüdüanka/ Cihan

2019/2020 – Çocuk / Hasan Çetin

2018 /2019– Mehmetçik Kutül Amare / Üsküplü Ali

2017- Kayıt Dışı/ Nejat Ateş

2015 – Zeyrek ile Çeyrek ‘Bir Ramazan Temaşası’ / Meftun

2013 – Osmanlı Tokadı /  Fatih Sultan Mehmet

2011 – Şüphe / Aziz Kutlu

2011/2012 – Firar / Civan

2008/2009 – Gece Sesleri / Yağız Haksever

2008 – Beni Unutma (Konuk Oyuncu)

2007/2008 – Sinekli Bakkal / Onur

2005/2007 – Beyaz Gelincik / Memed Ali Aslanbaş

2004 – Bir İstanbul Masalı / Ozan Kozan

2002 – Koçum Benim / Ali

SİNEMA FİLMLERİ

2021- Dumlupınar: Vatan Sağolsun

2019 – Şuursuz Aşk / Yusuf

2019- Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu/ Mehmet

2019- Türk İşi Dondurma

2017 – Ayla / Süleyman Dilbirliği

2016- Kayıp İnci/ Cemal (TV Filmi)

2016- Mahrumlar/ Kutlu Mahrum

2016- Lokman İlyas / İlyas (TV Filmi)

2015 – Kafes / Mehmet Sipahi

2015 – Sonsuz Bir Aşk / Volkan

2013 – Meryem / Murat

2011 – Türkan / Polis Mustafa

2010 – Çakal / Akın

2010 – Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak/ Ekin

2009 – Sonsuz / Volkan

2008 – Vali / Sarp Uçar

2008 – Sarıkamış Beyaz Hüzün / Delikanlı

2008 – Hoşçakal Güzin / Serkan (TV Filmi)

2008 – Gökten Üç Elma Düştü / Ali

2008 – Başka Semtin Çocukları / Veysel

2007 – Kabadayı / Murat

2006 – Sınav / Mert

2005 – Anlat İstanbul/ Fiko

2002 – Karşılaşma / Osman

2002 – Hiçbiryerde / Halim in Kardeşi

2001 – Bana Şans Dile / Çağlar

TİYATRO OYUNLARI     

Dokuz Ay Son Gün/ Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu

ÖDÜLLERİ

2003 – 40. Antalya Film Şenliği / Umut Veren Genç Oyuncu / Karşılaşma

2003 – 15. Ankara Film Festivali / Mehmet Emin Toprak Umut Veren Yeni Erkek Oyuncu /  Karşılaşma

2003 – 25. Siyad Türk Sineması Ödülleri / Yılın Umut Veren Sanatçısı / Karşılaşma

2004 – 11. ÇASOD  En İyi Oyuncu Ödülleri /  Umut Veren Erkek Oyuncu / Karşılaşma

2009 – 20. Ankara Film Festivali / En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu / Gökten Üç Elma Düştü

2011 – 16. Sadri Alışık Ödülleri / Yılın En İyi Erkek Oyuncusu/ Çakal