Kardeş Çocukları, Star TV ekranında bu sezona damga vuran yapımlardan birisi oldu.
Oyuncu kadrosuyla, hikayesiyle ve çekimleriyle dikkatleri üzerine çeken Kardeş Çocukları dizisinde bir başka dikkat çeken nokta ise şiddet ögesinin öne çıkartılması…
Nur Fettahoğlu’nun canlandırdığı Umay karakterine yönelik şiddet eleştirileri var ama başka karakterlerde de benzer işaretler yok değil…
Ayça Bingöl, Mehmet Aslantuğ, Nur Fettahoğlu, Afra Saraçoğlu gibi ünlü isimleri buluşturan Kardeş Çocukları dizisine farklı bir pencereden bakmaya ne dersiniz?
Anibal Güleroğlu, dizideki şiddetin detaylarını yayınladı ve Kardeş Çocukları dizisinin arada kaynayan bu yanına özellikle ayna tuttu:
KARDEŞ ÇOCUKLARI’NDA ŞİDDETİN RENGİ
Aldatmalar, yalanlar üstüne kurulu düzeniyle ikinci sezona vize alan ‘Kardeş Çocukları’ da izleyici kitlesi yoğun olan şiddet içerikli yapımlardan biri olma özelliğinde. Koca dayakçılığını, üvey kızını bodruma kapatma şiddetine dönüştürerek ivme kazanan dizinin kardeş kazığıyla yol alan öyküsünde yok yok maşallah.
Şöyle ki; Umay Karay olarak tek başına mafya gibi davranan havalı hatunun yalanlar üstüne kurulu dünyasındaki anahtar sözcük ‘acımasızlık’! Bu zihniyetle öz kızlarından birini alabildiğine aşağılayarak ruhsal şiddete maruz bırakan Umay’ın, diğerinin başına gelenleri de pek önemsediği yok açıkçası. Dahası, sözde sevdiği adam olan Yıldırım’ın gerçeğe ulaşmasını engellemek adına tuttuğu Savaş’ı da harcamak için bir araç dolusu silahlı adamı yollamakta sakınca görmedi. Böylece ‘Kardeş Çocukları’nın baş şiddetçisi oluverdi Umay Hanım.
Öte yandan sakin sakin duran Hayal’in bile şiddete başvurduğu akışta Umay’ın ruhen posasını çıkarttığı kocası da nihayetinde silahla yapamadığını fare zehriyle yapma yoluna gitti. Şiddetin bulaşıcılığını gördük böylece. Psikopatlığın şımarıklıkla buluştuğu İdil deseniz… Rakibine maddeler vererek şiddet sergileyen sinsi tip olarak varlık buldu. Yıldırım’ın annesi de statü baskısıyla şiddet uygulayanlardan oldu. Ya mağdur Ümran? Şiddete şiddetle karşılık verme durumunda kalıp katile dönüştü. Sürekli atarlanan Hayat’ın da şiddete meyilli olduğu bariz.
Anlayacağınız ‘Kardeş Çocukları’nın şiddetten filizlenen öyküsünde şiddetin her rengi kendi tonunda mevcut. Şiddetin bu denli renkli ve özendirici bir dünyadan sunulmasına karşı öfkelenip morarmamak; çocuklar-aile bağlamında rahatsızlık duymamak mümkün mü?