TelevizyonGazetesi.com / Detay – Ay Yapım zorlu bir yolculuğa çıkıyor. Menajerimi Arayın isimli dizi yeni sezonda izleyicilerle buluşacak. İddialı isimler dizinin kadrosunda bulunuyor. Barış Falay, Canan Ergüder, Fatih Artman, Ahsen Eroğlu ve Ayşenil Şamlıoğlu gibi önemli isimler dizinin kadrosunda bulunuyor.
‘Call My Agent’ yani Türkçe uyarlaması Menajerimi Arayın… En son diziye Tuba Büyüküstün’ün konuk oyuncu olarak katılacağı ve kendisini canlandıracağı açıklandı. Yani dizi bir hayli iddialı başlangıç yapacak. 4 Temmuz Cumartesi günü sette çalışmaların başlayacağı da ortaya çıktı.
Peki Menajerimi Arayın dizisi başarılı olur mu? Bunun için iddialı oyuncular yeterli olacak mı? Milliyet Blog’da dizinin Fransız orijinali üzerinden bir değerlendirme paylaşan Anibal Güleroğlu, senaryonun cesur olması gerektiğini belirtiyor.
Güleroğlu, orijinal dizinin senaryo açısından her yönüyle iyi özümlenmesinin iyi sonuçlar doğuracağı fikrinde… Peki dizi, Türkiye’deki gerçekliği olduğu gibi ortaya koyabilecek mi? İşte asıl nokta da bu…
Anibal Güleroğlu’nun yazısındaki şu detaylar size fikir verecektir:
“2015 yılında ‘Dix Pour Cent’ orijinal adıyla izleyicisiyle buluşan Fransız yapımı dizi yayınlandığı ülkelerde izlenme rekorları kıran bir iş. Dolayısıyla yerli adaptasyonun hem senaryo açısından hem de canlandırma yönünden aynı oranda hakkını vermesi şart! Bunu sağlayabilmenin şaşmaz formülüyse, orijinalin her yönüyle iyi özümsenmesinden geçiyor.
52 dakikalık altışar bölümden oluşan sezonlarıyla Netflix’te yer alan yapımın en önemli özelliğini vurgulamaktan konuya girecek olursak…
İçeriğinde Fransız kurgularının inceliklerini alabildiğine yansıtan ve ‘Call My Agent’ olarak da bilinen dizinin baş özelliği, ‘Cesaret’! Şöyle ki; Menajerlere, oyunculara, sektöre ve arada medyaya yönelik gerçekçi söylemleri dillendirirken gayet cesur hareket eden, olumsuzluklarla ilgili lafını esirgemeyen bir senaryo var karşımızda.
Paris’te ünlü isimlerin menajerliğini üstlenen bir ekibin rekabetçi dünyasına dalıp onların kişisel ve mesleki yaşamlarını hikâyeleştirirken ünlü Fransız oyuncuları da konuk edip gerçeklerle daha çok özdeşleşen senaryo, bu ışıltılı dünyada dönen dolapları, dost görünenlerin arkadan attıkları kazıkları, kirli rekabetçiliği, şişik egoları, ünlülerin yaşlılık-istenmeme gibi kaygılarını ve yüzde on alarak çalışan menajerlerin çevirdikleri oyunları hiç çekinmeden yansıtıyor izleyicisine.
Peki… Aralarında Dominique Besnehard’ın da bulunduğu ekip tarafından kaleme alınan orijinalin senaryo kanadında tablo bu denli cesarete ve öz eleştiriye dayanıyorken bizim diziciler hakkını vererek ‘Menajerimi Arayın’ diyebilir mi? Uyarlama başarısının büyük ölçüde senaryoya bağlı olduğu gerçeğinde, olası yerli uyarlamanın içeriği aynı cesareti gösterebilecek mi? Sektörü oluşturan unsurlar, Fransız orijinalindeki gibi kendi kendiyle yüzleşip olumsuz yönlerini taşlayabilecek mi? Yoksa zaman zaman kara mizaha bağlayıp yanlış anlaşılmalardan beslenerek ilerleyen içeriğin menajerlik ve oyunculuk gerçeklerine dair tüm olayı, ‘Yalan Dünya’ misali dokunuşlarla mı kısıtlı kalacak? İşte bütün mesele bu!”