“SADECE İŞİMİ YAPIYORUM”
Muhteşem Yüzyıl’ hepimizde iz bırakan bir işti. Yeni dizinizden de beklenti büyüktü. Aynı etkiyi yaratmaması bir hayal kırıklığı yarattı mı sizde Meryem?
Meryem Uzerli: Ben hayatım boyunca bir sürü projede rol aldım. Evet, ‘Muhteşem Yüzyıl’ bütün dünyada büyük ses getirdi, bir parçası olmak çok güzeldi ama ben kimsenin haberi olmayan bir sürü proje de yaptım. Bazı projeler şanslı, bazıları daha şanssız. Ben sadece büyük bir ekibin parçasıyım. Oyuncuyum, bana bir senaryo geliyor, oynuyorum.
“MEMLEKETİN YARISI JURİ, YARISI YARIŞMACI”
Senaryonun öneminden bahsettiniz. Ülkemizde genelde bir dizi tutmayınca başrol oyuncusuna yükleniliyor. Oysa bence başlıca sıkıntı senaryo…
O.G.: Evet, genelde vitrindeki yüz üzerinden konuşuluyor. Oysa bu tek kişilik gösteri değil ki, kolektif bir iş. İnsanlar başarıyı tek başlarına sırtlayabiliyor ama kimse başarısızlığı paylaşmak istemiyor. Ben televizyon ya da sinemaya yapılan bir işin tek bir isim üzerinden konuşulmasına karşıyım. Evet, o kişi izlemek için sebeptir ama devamını getirmek için sebep değildir. Hikâye inandırıcı değilse sonuç mutlaka hüsran olur. Bir dizi için her hafta iyi ve kaliteli bir şey yazabilmek gerçekten çok zor.
Filmden söz ederken hep iyiliğe ve vicdana gönderme yaptınız. Ekrandaki dizi ve programlarda bunlara rastlamak da çok zor artık… Ne ara bu hale geldi bu ekran?
O. G.: Bu soruyu yapımcılara ve senaristlere sormalısın. Aslında “Memleket ne ara bu hale geldi?” diye sormak lazım. Baksana, memleketin yarısı jüri, yarısı da yarışmacı olmak istiyor.