Murat Ünalmış, 23 Nisan 1981 tarihinde Kayseri’de doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.
Adı: Murat Ünalmış
Doğum Tarihi: 23 Nisan 1981
Doğum Yeri: Kayseri
Boyu: 1.87 m.
Kilosu: 85 kilo
Burcu: Boğa
Göz Rengi: Kahverengi
Babası: Selim Ünalmış
Instagram: https://www.instagram.com/mrtunlms/
Evcil Hayvanları: Köpekleri var.
Ailesi: Aslen baba tarafından Kayseri’lidir. Çocukluk yılları doğup büyüdüğü memleketi Kayseri’de geçti ortaokul döneminde İstanbul’a yerleşti.
Çocukluk yılları: Sinemaya ilgisi çocukken başladı ama esas çocukluk hayali sporcu olmaktı. “Bizim çocukluğumuzda sinema denince, akla Cüneyt Arkın’lar, Kadir İnanır’lar, Yılmaz Güney’ler geliyor. Doğduğum şehirde bir sinema vardı ve hayatımda sinemaya ilk kez 11 yaşımda gitmiş ve büyülenmiştim. Sinemaya ilgim çocuklukta başladı ama kimse de gelip ‘Sinemacı ya da oyuncu olmak ister misin?’ demedi. Öyle hayallerim yoktu. Çocukluğumdaki hayalim sporcu olmaktı. Çünkü o dönem basketbol oynuyordum ve İstanbul’a geliş nedenim de basketbol olmuştu. Anadolu’dan İstanbul’a geldikten sonra bir şeylerin daha başarılabilir olduğunu ve hiçbir şeyin imkansız olmadığını anladım.”
Eğitim hayatı: Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu, daha sonra Akademi İstanbul’da oyunculuk eğitimi aldı.
Hayatının dönüm noktası: 18-19 yaşlarında basketbol oynamak için Fenerbahçe’ye geldi. Kötü bir olay neticesinde basketbola ara vermek zorunda kaldı. O dönem çevresindekiler ‘manken falan olsana’ diyordu. Mankenliği de denedi bir kaç defileye çıktı ancak podyumların pek ona göre olmadığını anladı. Sonra ‘ne yapabilirim’ diye düşünürken bir gün internette bir oyunculuk okulunun karşısına çıkmasıyla oyunculuk serüveni başladı. “Babamın işleri iyi değildi ve basketbolu bırakmak zorunda kaldım. Oyunculuğa karşı çocukluktan ilgim vardı, iyi taklit yaparım. Ama Kayseri’den gelmişsin, nasıl oyuncu olacaksın! Aileme danıştım babam ‘Buyur ol’ dedi. Beşiktaş’ta bir arkadaşımın internet kafesinde internete oyunculuk okulları yazdım. İlk linkte Akademi İstanbul çıktı. Sonra okula para ödemem gerektiğini anladım. Sirkeci’de Altın Han diye bir yerde kozmetik dükkanından içeri girdim ve ‘İş istiyorum’ dedim. Hem parfüm sattım ama hem de stant mankenliği yaptım. Oradan kazandığım parayla da okula başladım. Üç ay sonra da Erkan Petekkaya ve Zeynep Tokuş’la ilk dizime başladım.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2003 yılında ‘Kurşun Yarası’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Şöhret’ dizisinde canlandırdığı ‘Mert’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Mütevazi, samimi, yalnızlığı seviyor, disiplinli, azimli, çalışkan. “Yalnız kalmaktan hiçbir zaman korkmadım. Çünkü yalnız kalmak ve tek başına olmak farklı şeylerdir. Disiplinliyim, çalışmanın ve emek vermenin insanın üzerinde büyük tesirleri olduğunu biliyorum. Kısmetinde varsa, başarırsın. Yalan söylemeyi seven biri değilim. Gençliğimde söylediğim yalanlar olmuştur. Tabii söylediğim yalanların gerçeğe dönüştüğünü görünce yalan söylemenin kritik bir şey olduğunu anladım.”
Sosyal: İş olduğu zamanlarda İstanbul’da olmayı tercih ediyor onun dışında izole bir hayat yaşamayı tercih ediyor. Kapadokya’da yaşıyor. Çanakkale’de çiftliği var. “Mümkün olduğunca oralarda vakit geçiriyorum. İstanbul’a iş için gidip geliyorum. Mutlu olduğum yer memleketim gibidir. Orayı güzelleştirmek için elimden geleni yaparım. Kapadokya’da Dream Spot (Rüya Noktası) adlı bir mekan açtım. Kapadokya çocukluğumdan beri hayatımda olan, Kayserili olmam sebebiyle çok yakın bağlarımın olduğu bir yer. Kapadokya’da bir şeyler yapmak 8-10 yıldır hayalimdi. Kapadokya’ya her gittiğimde kendimi rüyada gibi hissediyorum. Çanakkale’dede yaşamak istiyorum. Ayvalık’ta 2002 yılında dizi çekmiştim ve ilk kez Kaz Dağları’na gittim. Hayran oldum ve ‘Ben burada yaşayacağım’ dedim. 12 yıldır devamlı gidip geliyorum. Hatta orada ufak bir de arsa aldım. Orada ev yapıp yaşamak istiyorum.”
Düşünce yapısı: Yalnızlıktan besleniyor. “İnsan yalnızken düşünür, okur, kendini doldurur. Çok kalabalık yaşantınız varsa kendinizden mahrum kalırsınız. Oyunculuk anlamında beni çok besliyor yalnızlık. Derinlere dalmak, okumak, kendimle baş başa kalmak ve düşünmek için. ‘Şöhret’
dizisiyle tanındım. Şimdi mümkün değil ama o zamanlar 27-30 rating, 50 share alıyorduk. Yani Türkiye’de açık 100 televizyonun, 50’si bizi izliyordu. Tabii ki insanların ilgisiyle karşı karşıya kaldım ve bu 20’li yaşlarda birinin zehirlenebileceği bir durumdu ve ben de zehirlenmiştim. Bu süreci atlatmam iki sene sürdü ama tanımadığım, bilmediğim duygular yaşadığım için o dönem kendi kendime değer atfedebiliyordum. Başkasından kendinizi ayrıcalıklı görebiliyorsunuz. Bunları yaşayarak aslında özümde olan şeyin bu olmadığını düşünüp idrak edince iyileştim. Kibri sevmiyorum. Sadece işini iyi yapan insanlara saygı duyuyorum. Eskiden hayır diyemeyip içinde bulunduğun ortamlar olur hani, hayır demeyi beceremezsiniz ama şimdi diyebiliyorum artık. İnsan olgunlaştıkça kendini bilmeye başlıyor. Kendini bilince de hayat daha güzelleşiyor. Bir insan kendini bulduysa yaşlanırken güzelleşir. Ben 30 yaşından sonra daha bir ayağımın üstüne basmaya daha bir olgunlaşmaya başladım ve ben bu hali seviyorum.”
Mutluluk kaynağı: Hayranlarının onu ulaşılmaz bir oyuncu gibi görmemesinden kendi içlerinden biri olarak görmesinden mutluluk duyuyor. “Açıkçası bu benim çok hoşuma gidiyor. ABD’den bile yazıyorlar. ‘Onların sevgisini kazanacak ne yaptım acaba?’ diye soruyorum kendime. Şöhreti yakalamak artık o kadar kolay ki. Sosyal medya var ama yabancıların bu kadar ilgi göstermesinin sebebi ne mesela? ‘Farklı kültürden olmamıza rağmen yüzünüze baktığımızda o duygunuzu seviyoruz’ diyorlar. Bu duygunun karşıya geçmesi güzel.”
İlk sinema filmi: Mahsun Kırmızıgül/ Güneşi Gördüm
Aşka bakışı: “Yıllar içerisinde aşk duygusunu tanımlama şeklim değişti. Muhakkak herkesin tattığı bir duygu vardır ve aşık olmuşlardır. O heyecanın, hayatımdaki kadını bir kere daha görme isteğinin, bir saat geçmesine rağmen onu özleme duygumun nasıl olduğunu düşündüğümde başkalaştığımı düşünüyorum. Aşk, kavuşulamayana duyulan vuslat özlemiyle alakalıymış. En azından ben artık öyle düşünüyorum. Artık bu yaşta; ‘Deli gibi aşığım, seviyorum’ gibi sözler kullanamayacağım bir zamandayım ama tekrar aşık olmayı tabii ki isterim. 40 yaşına merdiven dayadım ama hala 7 yaşındaymışım gibi hayatı anlamaya çalışıyorum.”
Hayata bakışı: Şöhret olmayı sadece mesleğinin cilvesi olarak görüyor. Bundan keyif almak zorunda olmadığını düşünüyor. “Kendini başkalarından ayrıcalıklı görme hissiyatı yapıma ters. Sıradan biri olmak beni daha mutlu eder. Kariyerimin başında insana haz veren, boyunu 3 santim daha uzatan o duyguları yaşadım, atlattım. Mevkiinin değersiz olduğunu, esas değerli olanın insanın özü olduğunu anlayınca yaşam şeklim değişti. İstediğim hayatı yaşıyorum. Olduğum gibiyim. Bu da karşılığını buluyor. Oyunculuk, insan olmamı sağladığı için değerli bir meslek. Şöhretin şov kısmından arındırılmış haliyle ruhumun derinliklerine dalabiliyorum. Bu Allah’ın lütfu. Her şey olması gerektiği gibi. Hayatımda yaşadığım başarısızlıklar, mutsuzluklar bile bana çok şey kazandırmıştır. Yaşadığım çok mutlu olduğum, inanılmaz sevinç duyduğum hadiselerden de başıma çok şey gelmiştir. Dolayısıyla yani her şey olması gerektiği gibi.”
İş hayatına bakışı: Parayla arası iyi, kazancını yatırım yaparak değerlendiriyor. “Yaptığımız mesleğin bize ne zaman ne getireceğini bilemiyoruz. Bu yüzden son yıllarda ticaretle uğraşıyorum. Kendimce yatırım yapmaya başladım. Nevşehir’de bir dizi çekerken eski bir otel vardı. Onu satın aldım ve şimdi restore etmeye başladım. Ticaretle ilgilenmem gerekiyor ki önüme gelen senaryoları kabul etmeme şansım olsun.”
Kariyer planı: Kendini drama daha yatkın görse de özellikle sinemada komedi de yapmak istiyor. “Türkiye”de televizyon dizilerinde henüz bizim gibi oyuncuların yani genelde dram projelerinde görülmüş oyuncuların komedi oynamaya alışkın bir televizyon seyircisi yok. Seyircimizin bir gün geliştiğini görürsek belki televizyon işlerinde de komedi yapabiliriz ama şu an bir komedi dizisinde oynamayı düşünmüyorum. Ama sinemada komedi yapmak istiyorum. Güzel bir sinema filmi, düşünülmüş iyi senaryosu olan bir sinema filmi olursa seve seve oynarım.”
Gelecek Hayali: En büyük hayali ve gerçekleştirmek istediği projesi; Film çekmek. “Bir gün bu dünyadan göçüp gittiğimizde, kendi işimizle ilgili ne yapmış olabiliriz ki insanlığa faydamız dokunsun diye sürekli kendi aramızda da konuşur ve bu sualin cevabını ararız. Hayalim şudur, tabii ki dizileri severek yapıyoruz, başarılı olmak için uğraşıyoruz ama bu suya yazmak gibi birşey olduğu için yani 5 yıl sonra kimsenin hatırlamayacağı bir şey olduğu için açıkçası benim hayalim ölmeden önce kendi çektiğim filmi izleyip bir kişi bile olsa onun kalbini başka bir yere yönlendirmek, iyiye, doğruya ve güzele yönlendirmek diye bir hayalim var. Bir gün aile olmayı isteyebileceğim biriyle karşılaşırsam, o zaman elbette çocuk sahibi olmayı da isterim. Evlenmek, çocuk sahibi olmak güzel duygulardır. Ama şunu özellikle söylüyorum; beni, benlikten çıkarmayan birini bulursam evlenmeyi düşünebilirim. Bu dünyada daha görmediğim bir sürü yer var, oraları da görmek istiyorum. Farklı kültürler, farklı insanlar. Farklı şartlarda yetişmiş insanların hayatlar, kalpleri, onları tanımak ve onlarla iletişime geçmek, bu dünyada insan olduğumu kavrayıp o şekilde gitmek isterim açıkçası.”
Neye tahammül edemez? Anlayışsızlık ve cahilliğe tahammülü yok. “Hayatta beni en çok anlayışsızlık ve imkanı varken cahil kalmak kızdırıyor. Bunlardan uzak kalıyorum. Ne demişler ‘Cahille sohbeti kestim.’ Ben de öyle yapıyorum.
Hobisi: Müziği seviyor, klarnet, ney ve bağlama çalıyor. “Klarnetim olmadan olmaz. Her gittiğim yere onu götürüyorum, 13 yıldır klarnet çaldığım için vücudumun bir parçası gibi. Ney için bir dönem bir başlangıç yapmıştım ama Ney’le açıkçası öyle çok haşır neşir değilim. Bağlamayı da 4 yıldır çalıyorum ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum.”
Doğa ile ilişkisi: Doğada olmayı çok seviyor, fırsat buldukça doğaya kaçıyor. “Yoğun bir meslek yapıyoruz ve haliyle birçok insanın arasındayız. İşimden arta kalan zamanlarda daha izole yaşamayı tercih ediyorum. Doğayı ve kamp hayatını seviyorum.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2018/2020- Bir Zamanlar Çukurova / Demir Yaman
2017- Deli Gönül / Mehmet Kadir Ölçek
2016- Sevda Kuşun Kanadında / Arif Ünlü
2016- Seddülbahir 32 Saat / Mahmut Sabri
2013- İnadına Yaşamak / Ali
2012- Babalar ve Evlatları
2010/2013- Yer Gök Aşk / Yusuf Hancıoğlu
2009- Kasaba/ Haydar
2008- Rüzgâr/ Poyraz
2007- Sır Gibi/ Mehmet
2005- Şöhret/ Mert
2005- Üç Kadın
2005- Deli Duran / Şehzade Muhittin
2003- Sınırlı Aşk
2003- Kurşun Yarası / Seyit
SİNEMA FİLMLERİ
2010- New York’ta Beş Minare / Ülkücü Reisi
2009-Güneşi Gördüm / Mamo
2009- Gecenin Kanatları / Yusuf
2004- Celal Oğlan/ Celal Oğlan (TV Filmi)