Ana sayfa Dizi Haberleri O Hayat Benim’den daha mantıksız daha abartılı bir dizimiz oldu! Bir Mucize Olsun, O Hayat Benim’i aratır!

O Hayat Benim’den daha mantıksız daha abartılı bir dizimiz oldu! Bir Mucize Olsun, O Hayat Benim’i aratır!

tarafından ker_def

İnsanların en zor durumlarda bile içlerinde bir ümit beslemeleri gerektiğini, yağmur altında sokağa atılıp ‘Bir Mucize Olsun’ diye yakaran ve süper zengin dede sürpriziyle mucize dileği gerçekleşen Damla vasıtasıyla anlatmaya soyunan dizi Çukurdere’nin sefaletinden Sancaktar Ailesi’nin zengin sefilliğine hızlıca dalış yaparak çıktı karşımıza. Bu noktada dizinin geneli hakkında söylenmesi gereken ilk söz, en dramatik olması gereken sahnelerde bile trajikomik bir hava estiren akışın farklı yapımlardan kotarılmış izlenimi verdiğine dair olmalı. Zira kamyonla işlenen kaza süslü cinayet ve sağ kurtulan çocuğun bir aileye teslim edilmesi olayıyla ‘Kış Güneşi’ni anımsatan senaryo, bundan sonraki gelişim atmosferiyle de ‘O Hayat Benim’in tadını hissettirdi en kestirmeden.

Hatırlanacağı üzere ‘O Hayat Benim’de Mehmet Emir ile Hasret’in aşkını kabullenmeyen Yusuf, kızının hayatı pahasına tavrını koyup torununu da İlyas ile Nuran’a teslim etmişti. Yıllar sonra da vicdan azabıyla torununu bulma derdine düşmüştü. ‘Bir Mucize Olsun’un çıkış noktasına baktığımızda burada da kızının düşman aileden biriyle evlenmesini kabullenmeyen Azim’in yok ettiği aile dramı ve giderayak hissettiği vicdan durumu mevcut. Bahar’ın yaşadığı Gelincik Yokuşu, Damla’nın içinde boğulduğu Çukurdere oluvermiş. Bahar’ı arayan ve Mehmet Emir’in en yakını olan Ateş başarılı bir avukattı… Damla’yı hiç zahmete girmeden bulan Yiğit de aynı şekilde bir avukat. Atahan Ailesi’nin geçmişi, cinayetlerle karanlıktı, Aziz Sancaktar da ispatlanamayan cinayetlerle ilişkili. Bahar’ı ezip Efsun’u parlatmak için çırpınan Nuran, paragöz ve yaygaracı bir tipti; abartıda sınır tanımayıp kızını kollayan Maksude de tıpkısının aynısı. Yani her anlamda benzerlik gani gani… Öyle ki, öz kızını çalıştırmazken Damla’nın etinden sütünden faydalanmak için türlü garipliği sergileyen Maksude’nin, Yiğit’e yalan söyleyeceğini ve ayaklarına gelen zenginlikten nasiplenme derdine düşerek kendi kızını Damla diye tanıtabileceğini bile düşündüm bir an. Neyse ki senaryo bunda aynılığa gitmemiş.

(yazının devamı için sonraki sayfa linkini tıklayınız)