Tolga Güleç, uzun yıllardır televizyon dizilerinde ve sinema filmlerinde başarılı projelerde yer alan bir oyuncu… Kırık Kanatlar isimli dizi ile birlikte 2006 yılından itibaren sektöre adım atan Tolga Güleç, bu süreçte çok önemli kariyer adımları attı.
Tolga Güleç’in bu noktaya gelmesinde en etkili olan yapımların başında Öyle Bir Geçer Zaman ki isimli dizi projesi geliyor. Dünyanın farklı ülkelerinde de yayınlanan bu dizinin Türk dizi tarihinde çok önemli bir yeri bulunuyor.
Tolga Güleç, kendi kariyeri açısından da unutulmaz bir proje olarak tarif ettiği Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin önemini her fırsatta dile getiriyor.
Poyraz Karayel isimli dizideki Neşet karakteri ile de büyük beğeni toplayan Tolga Güleç, ayrıca Fazilet Hanım ve Kızları isimli dizideki Gökhan karakteri ile de çok konuşulmuştu.
MAG dergisindeki açıklamasında Tolga Güleç, Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinin kendisi için önemini şu sözlerle anlattı:
İlk ciddi ve uzun soluklu, profesyonel deneyimimdi. Sete, kameraya, açılara, kurguya, set hayatına dair hiçbir deneyimim olmadığı gibi bir bilgi birikimim de yoktu. Özellikle ilk sezon çok zorlanmıştım. İstediğimi, içimde olan biteni kameraya yansıtamıyor gibi hissediyordum. Şu an bunu düşündükçe oldukça normalmiş gibi hissediyorum. Orası bir okul gibiydi. Başta ilk yönetmenim Zeynep Günay olmak üzere birçok isme büyük teşekkür borçluyuz bence çünkü o okuldan mezun olmak kolay değildi.”
2010-2013 yılları arasında 120 bölüm boyunca izleyenleri ekran başına kilitleyen Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinin yurt dışında da birçok ülkede yayınlandığını ve çok önemli başarılara imza attığını hatırlatalım.
Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinde Ahmet Taşer karakteri ile akıllarda kalan Tolga Güleç, karakteri oluşturma sürecinin kendisi için zaman aldığını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
“Basit bir iş yapmıyorduk. Hem senaryo açısından hem o dönemleri yaşamamış bireyler olarak bu bizi zorluyordu. Karakteri bulmam ve bir yerlere getirmem çok zamanımı almıştı. Zeynep hoca ve ekibe sabırları için sonsuz teşekkür ederim. Aynı zamanda seyircide karşılığını bulan bir iş olduğu ve akıllarda yer ettiği için de kendimi şanslı bir oyuncu olarak hissediyorum.”