Sercan Badur, 17 Aralık 1981 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Sercan Badur
Doğum Tarihi: 30 Ekim 1990
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.75 m.
Kilosu: 70 kilo
Burcu: Akrep
Göz Rengi: Kahverengi
Kardeşleri: Caner Badur
Instagram: https://www.instagram.com/sercanbadur/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.
Ailesi: Tek yumurta ikizi erkek kardeşi var, Oyuncu olmak istemesine ailesi başta tepki gösterse de sonra destek oldular. “Oyuncu olmam konusunda başta çok istekli olmadıysa da benim için desteğini hep hissettiren annem oldu. Kardeşim zaten hep yanımda.”
Çocukluk yılları: Çocukluğu son derece eğlenceli geçti. İkiz kardeşiyle beraber en çok Action Man, Power Rangers ve Taso oyunlarını oynarlardı. “İtalyan ailelerine benzeyen 18 tane kuzenle beraber büyüdük ikiz kardeşimle. Şanslıyız. Birçok oyuncu gibi benim içinde küçüklükten gelen bir sevgi. İkiz kardeşimin olmasından dolayı bir ilgi, bir dikkat çekme durumu söz konusuydu. Bana yetmedi ikiz olmanın verdiği dikkat çekme. Sahneye taşımak istedim bunu. Orta okuldayken Ataköy’de İspirtohane Kültür Merkezi vardır, çocuk konservatuarı orada 2 yıl boyunca yazları eğitim aldım. İkizim gerçekten benim aynam. Bazen ona baktığımda kendimi görüyorum karşıdan. Böylece ben de karşıya nasıl göründüğümü daha net anlayabiliyorum. İkiz olmak nasıl bir duygu sorusunun cevabı yok bende. Çünkü ben tek olmanın duygusunu bilmiyorum. Bana değişik gelmiyor yani. Gözümü bu dünyaya canımdan, kanımdan, aynı DNA’ya sahip olduğum biriyle açtım. Kardeşim benim için başka bir şahıs başka bir kimlik değil. O benim için tıpkı Ben, benden olan başka bir beden gibi. Allah hiç bir zaman ayırmasın bizi. Onsuz bir yaşam düşünemiyorum.”
Eğitim hayatı: Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu.
Hayatının dönüm noktası: Üniversite sınavında ikiz kardeşi ile aynı bölümü kazanması hayatının akışını değiştirdi. “Aynı bölümü kazanınca, ‘evet değişiklik şart’ deyip oyunculuk sınavlarına girdim. Kardeşimle her şeyimiz aynı. DNA’mız bile! O yüzden mesleklerimizin farklı olmasını çok istiyordum. Şu an olduğum noktadan gayet memnunum.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizisinde canlandırdığı ‘Necati’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Güllerin Savaşı’ dizisinde canlandırdığı ‘Cihan Sipahi’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Maceraperest, özgürlüğüne düşkün, risk almayı sever. Hiç olmadık bir yerde, hiç olmadık davranışlarda bulunabilir, bu sebeple arkadaşları ona, ‘şuursuz’ der.” ‘Şuursuz’ ünivesitede çok sevdiğim bir hocamın bana taktığı bir lakaptı. Başta hoşuma gitmese de sonradan kabullenip şuursuz kelimesinin bana çok uyduğunu fark ettim. Hiç olmadık yerde, beklenmedik davranışlarda bulunmam bazen başıma iş açsa da kendimi şaşırtmayı seven biriyimdir. Törpülendiği sürece bu konuda sıkıntı yok bence. Macera ve riski severim. Zaten risk almadan hayatta hiçbir şey yapılamaz. Kaliforniya’ya giderken kendimi Meksika’da bulduğum olmuştur.”
Sosyal: Boş zamanlarında seyahat etmeyi seviyor. “Oldukça tempolu bir hayatım var diyebilirim. Dizi yaparken çok fazla boş zamanımız olmasa da minimum haftanın üç günü düzenli spor yapıyorum. Bir diğer düzenli yaptığım şey ise dünyayı gezmek. Ama turistik geziler yerine genelde tek başıma sırt çantamla spontane gezmeyi tercih ediyorum. Yabancı insanlarla tanışmak, gittiğim bölgede yaşayan yerli halkla arkadaş olup o bölgeyi onlarla keşfetmek bana çok daha keyifli geliyor. Hep söylerim; insanlarla tanışmak benim için kitap okumak gibi. Hiç bilmediğin hayatlara dahil olmak ve izler bırakmak… Vakit buldukça seyahat etmeye hep devam edeceğim.”
Mutluluk kaynağı: Hayranlarının sevgisinden mutluluk duyuyor. “Mimar Sinan Üniversitesi’ni kazandığımda 17 yaşındaydım. 10 yıldır da ekrandayım. Başlarda çocuktum tabii. O zamanlar beni takip eden arkadaşlar ortaokula gidiyordu, şimdi hepsi üniversiteli oldu. Bazılarıyla iletişimi hiç koparmadık, hatta buluşma günleri bile düzenledik. Desteklerini hep hissediyorum. Eksik olmasınlar.”
İlk sinema filmi: Çağa Irmak / Karanlıktakiler
Hayran olduğu kişi: ‘Güllerin Savaşı’ dizisinde ablasını canlandıran Canan Ergüder’e hayranlık duyuyor. “Tanımadan önce beğenirdim, tanıştım hayran kaldım. Arkadaşım, eski partnerim Canan Ergüder. Kendisi bana çok şey katmıştır. Onunla oynamak da inanılmaz keyifli. Dizi bitince en çok onunla karşılıklı oynayamayacağım için üzüldüm.”
Aşka bakışı: “Aşk dediğin, damlaya damlaya göl olur misali. Sevgidir bunun temeli. Önce hayran olursun, sonra onunla beraber çok mutlu olduğunu fark edersin, onu bırakmak istemezsin. Aşk budur. Zamanla büyür. Kıskancım, akrep burcuyum! Kıskanılmak da isterim. Ama tadında olmalı. Aşkta zaten gözüm kördür; ne gurur kalıyor, ne onur kalıyor.”
Hayata bakışı: Zorluğu, zor olanı seviyor. Özel hayatında da iş yaşamında da boş kalmayı sevmiyor. “Ben zorluğu seven bir adamım, boş durunca afakanlar basar. Mesleki anlamda ruhani olarak o kadar güzel tatmin yaşıyorum ki tarifi mümkün değil. Tiyatro ise ruhumu arındırıyor.”
İş hayatına bakışı: Kaç projede yer aldığıyla değil de, nasıl projelerde yer aldığıyla ilgileniyor. Bugüne kadar yer aldığı projeler konusunda kendisini şanslı hissediyor. “Sektöre Zeynep Günay Tan yönetimindeki ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizisiyle başladım. Zeynep Hoca’nın seti okul gibiydi. Kamerayla tanıştığım ve çok şey öğrendiğim bir proje oldu. Sonradan Perran Kutman’la ilk kısa dizi denemesi olan 40 dakikalık sit-com ‘Canımın İçi’nde oynadım. Unutamam. Tiyatro yapar gibi dizi çekiyorduk. Üzerine ‘Son Yaz Balkanlar’ dizisiyle Makedonya’ya gidip yurtdışında çalışma fırsatı buldum. Sonra da ‘Güllerin Savaşı’ndaki Cihan rolü geldi. Engelli bir karaktere hayat verdim. Çok az oyuncuya nasip olur böyle bir rol. Bu projelerin hiçbirine hayır diyemezdim. Bu süreçte 3 sinema filmi ve birçok reklam filmi yapma fırsatı buldum. Sürekli şükrediyorum ve en önemlisi işimi çok severek yapıyorum. Umarım kariyerim hep bu doğrultuda devam eder.”
Kariyer planı: Ne olduğunun önemi olmaksızın güçlü, dişi ve en önemlisi derdi olan karakterleri canlandırmak istiyor. “Sinema yapmayı çok seviyorum bence sinema, oyunculuğun en güzel alanı. Jön dediğimiz şey, biraz fotoğraf isteyen bir durumdur. Bugün başrol oynuyorum ama başroller illa ki jön isteyen karakterler olmuyor. Çünkü seyircimiz artık çok bilinçli; en önemlisi gerçek ve samimi olmaktır. Bugün başrolüm ama yarın çok sevdiğim bir projede izleyici beni yan rolde görebilir.”
Oyuncu olmasaydınız ne olmak isterdi? Psikolog veya pilot olmak isterdi.
Kimlere hayranlık duyar? Yönetmen Ferzan Özpetek ile çalışmayı çok istiyor. “Ferzan Özpetek’in her filmine hayran kalıyorum. Psikolojik yaklaşımlarından dolayı sanırım.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2020- Tövbeler Olsun/ Buğra Yazgan
2020 Soygun Oyunu: Büyük Vurgun
2019- Annem/ Mert
2018- Masum Değiliz/ Umut
2016- Babam ve Ailesi/ Mert
2014/2015- Güllerin Savaşı/ Cihan Sipahi
2012- Son Yaz – Balkanlar 1912
2012- Canımın İçi / Kaya
2010/2011 Öyle Bir Geçer Zaman ki/ Necati
SİNEMA FİLMLERİ
2020- Soygun Oyunu: Büyük Vurgun / Okan Yüksel
2015- Uzaklarda Arama
2012- Leke / Man (Kısa Film)
2012- Dedeler En İyisini Bilir/ Ali (Kısa Film)
2012 – El Yazısı / Ahmet
2010 – Atlıkarınca / Edip
2010 – Karanlıktakiler
TİYATRO OYUNLARI
2017- Kürk Mantolu Madonna
2017 -Fantastik Hikayeler Makinesi
2016- Burada.Bugün
ÖDÜLLERİ
2018- Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri / Yardımcı Rolde Erkek Oyuncu Ödülü/ Kürk Mantolu Madonna
2016- Ekin Yazın Dostları Tiyatro Ödülleri /Genç Yetenek Ödülü/ Burada. Bugün