Tuvana Türkay, 3 Ekim 1990 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.
Adı: Tuvana Türkay
Doğum Tarihi: 3 Ekim 1990
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.75 m.
Kilosu: 54 kilo
Burcu: Terazi
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Koyu Kahverengi
Annesi: Armağan Türkay
Kardeşleri: Katre Türkay
Instagram: https://www.instagram.com/tuvanaturkay/
Evcil Hayvanları: Üç köpeği bir kedisi var.
Ailesi: Babası Bulgaristan göçmeni, annesi ise Rizeli. Bir ablası var. Anne ve babası çok küçük yaştayken ayrıldı, ablasıyla beraber annesinde kaldı. “Babasız büyümek zordu. Şu an özel hayatımda arkadaşlarıma, sevgilime karşı güvensizliğim varsa bunun kaynağı tamamen baba eksikliği. Kopukluğumuzun bir sebebi de belki içimdeki kırgınlıklar. Yaşım ilerledikçe olup bitenleri düşünüp yalnızlaştım. Artık birilerine güvenmeye ihtiyacım var. Hiçbir şey uzaktan göründüğü gibi değil.”
Çocukluk yılları: Yedi yaşındayken annesiyle babasının ayrılmasından dolayı annesi kafası dağılsın, bir altın bileziği olsun diye onu bir ajansa kaydettiriyor ve çok küçük yaşlardan itibaren reklam filmleriyle sektöre adım atıyor. “Bir şeker reklamıyla başladım, bunu diğer reklamlar takip etti. İlk kez 9 yaşında kamera önüne geçtim, dışa dönük bir çocuktum. Ekranı severdim. Evdekileri hep eğlendirecek bir şeyler yapardım. Birini ya da bir şeyi çok severseniz o da bir zaman sonra size kayıtsız kalamaz. İşimle ilişkim böyledir.”
Eğitim hayatı: Beykent Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden mezun oldu.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına ‘Ayrılık’ dizisinde canlandırdığı ‘Kevok’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Yer Gök Aşk’ dizisinde canlandırdığı ‘Bade Palalı Hancıoğlu’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Hayatı dolu dolu yaşıyor. Gezmek ve öğrenmek en büyük iki tutkusu. Tek bir sırt çantasıyla üç kıta gezecek kadar da macerasever aynı zamanda da mütevazı.
Kişisel gelişim: Yeni bir enstrüman çalmak ve Almanca öğrenmek istiyor. Ayrıca, Everest’te kamp, skydive ve bungee jumping yapmak; Avustralya, Hindistan, Antarktika ve Kuzey Işıkları’nı görmek istiyor.
Düşünce yapısı: Entrikadan hiç hoşlanmıyor, net birisi. Bazen insanları kırmaktan çok korktuğu için bazı sorunların çözümünü uzaklaşmakta buluyor. Güzellik onun için her zaman ikinci planda. “Yüzeysel bir çirkinlikten muazzam güzellikler yaratılabilir. Zaten artık herkese göre güzel olan ‘güzellik’ elde edilebilen bir şey haline geldi. Önemli olan içini ne kadar güzelleştirebildiğin.”
Mutluluk kaynağı: Annesi ve ablasının hayatındaki varlığı en büyük mutluluk kaynağı. “Tanışık olduğum herkesle arkadaş olduğumu düşünmem, çok arkadaşım yoktur. Bu sebeple annem ve ablam aile olmaktan öte dostumdur. Onlara açmaya imtina ettiğim bir sırrım olursa, oturduğum yerde kalbim bile durabilir. Hüznümü ve mutluluğumu başka kimseyle paylaşmaya ihtiyaç duymuyorum.”
İlk sinema filmi: Ozan Çobanoğlu/Eksik Sayfalar
Aşk tanımı: “Aşkın bende bir tanımı yok. Tanımlanamayan bir hal o. Aşık olunca sokağın başındaki çiçekçiye bile onu anlatıyorum. Hem sert hem romantik biriyim. Genelde duygusalım. Beni şirazeden çıkarırlarsa rengim değişir ama onu da çok sert bir tavırla yapmam. Aşk güzel bir şey. Aşık olduğunu zannetmek, herkesin kendini inandırmak istediği şeydir. Ancak maalesef, yaşadığımız aşkın bile gerçekliğini sorguladığımız samimiyetsiz bir zamandayız.”
Hayata bakışı: Kendi içinde çok renkli ve kendine yeten, izole bir hayatı var. Birçok insana hayatının çok sıkıcı ve tekdüze geleceğini düşünse de O, böyle çok mutlu. “Kendimi frenlemek zorunda olacağım bir durumun veya ortamın içinde olmam. Hayatımın temeli huzurlu olmak, neden başka biri gibi davranmak zorunda kalacağım bir durumla karşı karşıya geleyim ki? Kimse, huzurumdan daha önemli değil. Şöhret, özgürlüğümü kısıtladı. Her hareketime dikkat eder oldum ama bu kendimi kısıtlamak demek değil. Ben zaten kendine saygısı olan biriyim. Yanlış anlaşılacağım durumlardan uzak durmaya çalışıyorum. Yıpranmak ve üzülmek hayatın içinde var. Yolum zordu ama kendi irademle, tertemiz ve açık bir yol haline geldi. Saygı ve sevgilerin en büyüğünü insan önce kendine karşı beslemeli. İnsanları kırmamak, üzmemek, yormamak gerekir. Ben önce insan sonra faydalı bir insan olmaya çalışıyorum.”
İş hayatına bakışı: Mesleğini büyük bir saygı, sevgi ve özveriyle icra etmeye çalışıyor ama oyunculuğu hayatı olarak görmüyor. “Banka memuru olsaydım da işimi özveriyle yapardım. Hayatımda daha büyük değerlerim ve yapmaktan daha fazla keyif aldığım uğraşlarım var. Ben oyunculuğa gönül verdim, o da bana elini uzattı. Herkesin istediği işi yapmasını ve mutlu olmasını temenni ederim.”
Kariyer planı: Şizofren ve mistik karakterler ilgisini çekiyor. Kendini bağırmayan, derin gizemleri olan karakterleri oynamak istiyor. “Fakat hiçbir zaman bende var olan bir meziyeti içine katabileceğim bir karakter karşıma çıkmadı. Mesela çocukluğumdan beri piyano çalarım. Ama hiçbir projede çalmam gerekmedi. Genelde bilmeyene öğretmeye çalışıyorlar.
Karakterin ötesinde insan olarak hayatla bir derdinin olması önemli. Kötü karakteri oynamak çok ama çok eğlenceli çünkü ne yapacağı konusunda daha özgür. İyiyi oynamak biraz sıkıcı çünkü dizilerdeki iyiler çok lekesiz ama gerçek hayatta kimse o kadar temiz değil.”
Gelecek Hayali: Gelecekte insanlığını, naifliğini, sevgiye inancını hiç kaybetmemiş bir Tuvana görmek istiyor. “Her bir senem bir öncekinden daha huzurlu, donanımlı ve aklı başında geliyor. Veya kendime faydalı bir şeyler katma ve değerlendirme konusunda daha ustalaşıyorum. Şunu söyleyeyim; sevdiğim insanlar sağlıklı şekilde hayatımda olursa geçen yılların hepsini kucaklarım. Kayıplar ve acı insanı yaşlandırıyor; yıllar değil.”
Kaygıları: Dünyanın kötü yönde gitgide değiştiğini düşünüyor. Ve empati duygusu O’nu gereğinden fazla yoruyor. “Ülkemizde cinsiyetçilik üstünden her gün farklı bir haberle uyanıp, üzülmeden ve kafama takmadan, umurumda değil diyemiyorum. Çünkü ben burada doğdum ve burada büyüdüm. Her şeyin iyiye gitmesini beklerken, sanki bir şeyler fazlasıyla karanlığa doğru gidiyor gibi bir his oluştu içimde. Çocuk tecavüzleri, kadın cinayetleri; bir kabus görüyor ve uyanamıyormuşcasına boğazımızda bırakan adaletsiz durumlar yaşıyoruz. İyi olan bütün duyguları çok çabuk tüketiyoruz. Sevmeyi bile beceremiyoruz. Farklılıklara tahammül edemiyoruz. Herkes bizim gibi düşünsün veya olsun istiyoruz. ‘Olmuyorsa yaşamasın’ a kadar giden bir anlayışsızlık batağında mutlu olmaya çalıştığımız küçük anlar yaratmaya çalışıyoruz. Hep çoğul konuştum ama bunlar benim hissettiklerim. Eminim bunu hisseden başkaları da vardır. Ben susarak ve içime dönerek değişiyorum.”
Hobisi: Sesi güzel ve müzikle çok ilgili. Ayrıca, dalış yapıyor, iki yıldızı var. “Müzik projem bitmiş halde bekliyor. Oyunculuktan fırsat bulduğumda harekete geçeceğiz. Müzik benim için su gibi; hayatımdan eksik olamaz. Müziği bırakmam için ölmüş olmam gerek. Scuba diving yapıyorum, 2014 yılında başladım, iki yıldızım ve hala dalıyorum. Su altında olmak özgürlük demek. Bütün ruhum dinleniyor. Yeryüzü şekli görmeyi çok seviyorum. Bir kanyondan kendimi aşağı bırakmak ve düşünce ölmemek hissi inanılmaz, uçurumdan ağır çekim bir atlayış gibi.”
En çok neye sinirlenir? Patavatsızlığa tahammülü yok.
En sevmediği özelliği? Fazla sevecen ve sıcakkanlı olması ve kimseden zarar görmeyeceğini zannetmesi. “Bunlar hiç iyi özellikler değil ve değiştirmeye çalışıyorum.”
Doğa ile ilişkisi: Doğada yalnız başıma uzun yürüyüşler yapmayı ve denizi izlemeyi seviyor. Deniz olan her yerde huzur buluyor. “Eğlenmek için ise enerjisi yerindeyse buz pateni yapıyor, at biniyor ve lunaparka gitmeye bayılıyor.
Evde ne yapar? Huzuru bulduğu yer; evi ve sevdikleriyle beraber olduğu her yer. Evde olduğunda piyano çalıp beste yapıyor. “Müzik dinlemek, hayal kurmak ve şarkı söylemek de kendimi iyi hissettiriyor. Dinlenmek için uyurum, yazarım, film izlerim, kış ayındaysak şömine çıtırtısı pek iyi gelir. hayvanlarımla uğraşırım. Çalışmadığım zamanlarda tembellik yapmaya bayılırım ve insanların ‘Yok artık’ diyebileceği kadar uyurum. Ablam bazı sabahlar şaka olsun diye örtüyü yüzüme kadar çekiyor.”
Hangi filmden etkilendi? Dönüp dönüp eski filmleri izlemeye bayılıyor. “Her izlediğimde, her yaşımda başka bir ayrıntı yakalarım ve hafızamı o filmle ilgili tazelemek, sevip kaybettiğim birini hafızamda canlı tutmak gibi değerli geliyor. Leon, Gora, Edward Scissorhands (Makas Eller), A Clockwork Orange (Otomatik Portakal), tüm Yeşilçam filmleri, One Flew Over the Cuckoo’s Nest (Guguk Kuşu), Big Fish defalarca izlediğim filmler arasında. Fantastik türde olan filmleri daha çok seviyorum. Ayrıca uyuyamadığımda Shrek gibi animasyonları açarım.”
Formunu nasıl koruyor? Çocukluğundan beri spor yapıyor ve çok seviyor. Spor kendini güçlü hissettiriyor ve karar mekanizmasını güçlendiriyor. “Yemek yemeyi çok severim. Rejim yapmama gerek kalmıyor çünkü sağlıklı şeyler yemekten hoşlanıyorum. Abur cubur da severim ama her zaman değil. Kendimi kısıtlamıyorum, sporla destekliyorum. 56 kiloyum ve yıllardır da aynı kilodayım.”
DİZİLERİ
2019/2020 – Yasak Elma /Leyla Çelebi
2017 – Kızlarım İçin /Kumru
2017 – Deli Gönül /Fatmanur Güzel
2016 – Oyunbozan /Ece
2014 – Kara Para Aşk /Bahar Çınar
2012- Esir Sultan / Albina
2010 – 2012 – Yer Gök Aşk /Bade Palalı Hancıoğlu
2010 – Nakş-ı Dil Sultan /Nakş-ı Dil Sultan
2009 – Ayrılık /Kevok
FİLMLERİ
2020 – Ağır Romantik/ Aslı
2017 – Bir Nefes Yeter/ Nefes
2016 – Somuncu Baba Aşkın Sırrı /Necmiye
2016 – Sen Sağ Ben Selamet /Doğa
2017– Olanlar Oldu /Aslı
2015 – Güvercin Uçuverdi /Sema Taşkın
2015 – En Güzeli /Gizem
2015 – Bizans Oyunları: Geym of Bizans /Ayçörek Hatun
2013- Eksik Sayfalar/ Ayşegül
ÖDÜLLERİ
2014 – Aksaray Ihlara Film Festivali / Umut Veren Genç Oyuncu Ödülü