– Oyunculuk maceranız nasıl başladı?
Almanya’da doğdum. 12 yaşıma kadar ordaydım. Döndüğümüzde Türkçemin yetersizliği hem okula hem sosyal hayata adaptasyonumu bir hayli zorladı. İçine kapanık bir ergenliğe gidecekken ailemin yönlendirmesiyle Samsun Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ne başladım ve sahneye çıktıkça özgüvenim arttı. Bu sosyal hayatıma pozitif yansıdı. İlk tiyatro oyunumda seyircinin alkışı tarifi olmayan bir duygu yaşattı.
– Çok farklı bir ışığınız var, seyirci de sizi çok seviyor. İzleyiciyle bu tılsımı yakalamak özellikle son dönemlerde çok zor. Siz bu mayayı nasıl tutturdunuz?
Aslında bu sorunun muhatabı izleyicidir. Tabii ki doğru projede çok önemli. Mesleğime duyduğum aşk, disiplin, sokakta karşılaştığım her insana gösterdiğim alaka, samimiyet ve bu sektörü gözümde büyütmemek benim düsturum.