Ardından da Londra’da 205 nolu odada uyanan hastanın peşine düştük. O Cevdet’ten başkası değildi. Ve Halit Ergenç yine hepimizi ekrana mıhlayacak bir performansla karşımızdaydı. Zaten bu bölüm Cevdet üzerine kurulmuştu. Cevdet’in uyanışı, konuşmaya çalışması, yürümek için verdiği mücadeleyi izlerken Halit Ergenç’in varlığını unuttuk. Cevdet’e o kadar inandık ki merakla nasıl bir yol izleyeceğini bekledik.
Azize’nin öldüğünü öğrendiği sahnede ise o minimal oyunculuğu karşısında hayran kaldık. Kimse kusura bakmasın ama oyunculuğun kaslarını gösterip, güzel bakmak olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi Ergenç. Mesleğine duyduğu saygı, özverisi ve disipliniyle bize şahane bir performans sergiledi. Herkese örnek olsun. Çünkü oyunculuk ciddiye alınması gereken bir meslektir.”