Ana sayfa Sosyal Medya Zalim İstanbul’un Seher’i Deniz Uğur hem isyan etti hem de büyük resmi gösterdi!

Zalim İstanbul’un Seher’i Deniz Uğur hem isyan etti hem de büyük resmi gösterdi!

tarafından ker_def

TelevizyonGazetesi.com /Detay – 1990’lı yılların sonlarından itibaren oyunculuk kariyerine başlayan Deniz Uğur, bugüne kadar birçok projede kendisini ispat etti. Adını Feriha Koydum dizisindeki Sanem karakteri ile akıllara yazılan oyuncu, Umutsuz Ev Kadınları dizisindeki Gülşah ile de çok konuşuldu.

Kırgın Çiçekler’deki Macide rolünün ardından Zalim İstanbul’da da Seher Yılmaz olarak iz bırakan Deniz Uğur, kariyerine birçok dizi ve sinema filmi sığdırdı… Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla da dikkatleri çeken oyuncu, verdiği mesajlarla adeta bir uyarı görevi yapıyor.

Deniz Uğur’un son paylaşımı ise sanatın ve sanatçının değerinin ne kadar önemli olduğunu anlatırken, birbirine benzemeye çalışan ve birbirinin kopyası gibi görünen genç oyuncu adaylarına da bir ders niteliği taşıyor… Oyuncunun, hayata dair güçle mesajları ve siyasetin insanın görüşünü ne kadar kapattığına yönelik sözleri de dikkat çekici…

Zalim İstanbul'un Seher'i Deniz Uğur hem isyan etti hem de büyük resmi gösterdi! 23

İşte Deniz Uğur’un yaptığı paylaşım:

Sevgiliye mektup gibi. Adeta bir beyin fırtınası. Sanki kehanet. Köşe yazısı gibi mi? Eleştiri? Özeleştiri? Belki hepsi. Ama iyi niyetli. Buna kefilim çünkü ben yazdım. (Delirdiğimi söylemiştim, değil mi?)

Bir gün, oyuncuların sadece karakteristik ve anlamlı yüzlere sahip olması gerektiğinin, ahmakça bir şekilcilik anlayışı yüzünden herkesin birbirine benzer hale gelmesinin hastalıklı bir durum olduğunun çok net farkına varacağız.

Küresel çapta ekonomik daralmanın yaşandığı olağanüstü süreçlerde görgüsüzce sergilenen hovardalıklardan, insanları maneviyata sevk etmek gerekirken dikkatlerini maddiyata çekmekten, evet bu gafletten tövbe edip vazgeçeceğiz.

Bir gün, dünya sanatını, tarihi, felsefeyi başkalarından daha fazla okuyup araştırmış olmayan, özgün fikir/eser/performans üretmeyen, çok yönlü yetenekleri olmayan, sadece göze, kulağa hoş gelen kişilerin sanatçı sayılmadığını çok net fark edeceğiz. Sanatta yerel kalıpların içinde kalarak evrensele ulaşılamadığını, evrensele ulaşmadan körlerle sağırlar birbirini ağırlar durumunda kalındığını daha iyi anlayacağız.

Dünya üzerinde daha çok söz sahibi olabilmek için bilimde, sadece futboldan ibaret olmayan sporda ve sanatta, çıtayı daha çok yükseltmemiz gerektiğini çok iyi bileceğiz.

Bir gün Anadolu’da ne muhteşem bir zenginliğin üzerinde yaşadığımızı, ne harika bir inanç felsefesinin ve bilgeliğin mirasçısı olduğumuzu, bilgiyi, donanımı artırınca daha önce göremediğimiz ne çok şeyi görmeye başladığımızı, hayatın nasıl güzelleştiğini ve ne şanslı olduğumuzu kesinlikle fark edeceğiz.

Bir gün, aşırı politize olmaktan vazgeçip, hayata daha geniş perspektiften bakacağız, gündem başlıklarıyla fikir sahibi olunamayacağını bilip, itidalli olup, o meşhur büyük resmi görebileceğiz.

Ben bize kesinlikle güveniyorum. Biz bu pandemiden aydınlanarak çıkarız, sonra bir atılım yaparız ki dünyadaki bütün virüsler bizden korksun. Bunu çok istiyorum, hepimiz için. Canım memleketim. Seni seviyorum. Bana benzeyen, benzemeyen bütün renklerinle çok seviyorum seni. Biriciksin.