Söz dizisi 2 sezon çok başarılı bir çıkışa imza atmıştı. Dizinin 3. sezonu da Pazartesi akşamı başladı. Tolga Sarıtaş yine başrolde. Aybüke Pusat’ın ayrılmasının ardından diziye 3 isim katıldı. Deniz Baysal, Ece Ceşmioğlu ve Sarp Akkaya… 3 karakteri de dizide izledik.
Deniz Baysal Savcı Derya, Ece Ceşmioğlu öğrenci Melisa ve Sarp Akkaya’da azılı terörist Dragon olarak diziye katıldı.
Milliyet Cadde yazarlarından Sina Koloğlu, köşe yazısında diziye yönelik önemli eleştiriler getirdi.
3. sezon başlangıcında ortaya atılan Serv Anlaşması hikayesi ve sonrasındaki detaylar düşündürücüydü..
İşke Koloğlu’nun yazısı:
Hiç aklımızda yoktu, unutmuştuk. Epey eskilerde kalmıştı bu hikayeler. Durup dururken, ‘Söz’de yeni sezonda birden söz ettiler ve aklımız yine karıştı. Yeni sezonun ‘kasabı’ Dragon Ratkoviç, (Sarp Akkaya) Agah’ı kaçırıyor ve işkence yapıyor. “Birileri Türkiye’yi yine ve yeniden Sevr Antlaşması yapmaya ikna etmek istiyor. Bunun için harikulade planları var” diyor Dragon. “Kurgu bu” diyor ev ahalisi… Gerçeği de böyle… Gerçeğin senaryosunda daha başka hikayelerde vardı diye hatırlıyoruz. Lozan’a göndermeler filan… Durup dururken, gecenin bir saati böyle şeyler düşünmek… Dizilerin iyi vakit geçirtmek ve çekirdek çitletmek gibi işlevleri vardı oysa…
Protokol yoksa…
Agah, “Söyle bakalım, ne istiyorsun benden?” diyor. Dragon net konuşuyor: “Milli Güvenlik Protokolü.” Agah, “Bak, Milli Güvenlik Protokolü, bu ülkenin ve bayrağının namusudur. Bana ne kadar işkence edersen et, ağzımdan tek kelime alamazsın” derken, ne kadar kararlı. Dragon, ev ahalisini hatıralara götüren şu ayrıntıyı da veriyor:
“Bu birileri, olası bir işgal durumunda müşterek ve eş güdümle sivil bir direnişle karşılaşmak istemiyorlar (…) 80 milyonun saha ve beyin liderlerini, o listeyi istiyorum.” Ev ahalisi, “Bu, Kozmik Oda olmuyor mu?” diye soruyor. Odada olanların başına neler gelmişti acaba? Senaryoyla, gerçek arasında gidip geldik. Aklımıza Balyoz günleri geldi bir de… Bitmeyecek bir yaşanmışlığın tarihi, şu kısacık sahnenin kurgusunda bizlere sunuldu. Bir hatırlatma ve temenniydi aslında…