TRT 1 ekranlarında izleyici ile buluşan Payitaht Abdülhamid dizisinin 3. sezonu bir hayli ilgi çekiciydi…
55. bölümle birlikte izleyicilerin karşısına geçen dizinin yeni oyuncuları da hikayeye bir hayli etkili giriş yaptılar. Bu isimler arasında Halil Halid isimli istihbaratçıyı canlandıran Gürkan Uygun, diziyi sırtlayacağını da göstermiş oldu.
Ancak dizide dikkat çeken bir başka nokta vardı. Bu da Hamburger gerçeği… Hamburgerin nereden çıktığı ve nasıl dünyaya yayıldığını anlatan bu sahne herkesin dikkatini çekti.
Milliyet Blog yazarlarından Anibal Güleroğlu, Payitaht Abdülhamid dizisinin yeni sezonuyla ilgili değerlendirmesinde bu hamburger gerçeğine de değindi.
İşte o yazıdan bazı bölümler:
“Gürkan Uygun, Güven Kıraç, Başak Daşman, Erdem Ergüney ve Alay Cihan’ın katılımıyla oyuncu kadrosunu zenginleştiren dizinin yeni sezon ilk bölümündeki tablosu eskiye kıyasla hayli canlıydı. Padişahın kararlılığı ve öğretici söylemleri Mısır’dan esen istihbaratçı rüzgârıyla ivme kazanmıştı. Hareketli bir sezonun işaretleri verildi kısaca.
Bölüm içinde yaşananlar, kendisine ve devletin varlığına karşı düzenlenen suikasttan dimdik ayakta kalmayı başararak kurtulan Sultan Abdülhamid’in kararlı adımlar atışından, bir ülkenin geleceği için istihbarat olayının öneminin daha net vurgulanacağına… Osmanlı’yı yok etme niyetindeki yabancıların oyunlarından, dünyada kurulmak istenen para imparatorluğunun temellerinin nasıl atıldığına… Ve daha nice günümüz gerçekleriyle bağdaşan konunun, esprili-aksiyonlu bir dille aktarılarak tarihsel bilinç yaratılacağına yönelik bir hava soluttu bize.
Örnek vermek gerekirse… ‘Herkes kendi kazandı zanneder. Ama sonunda hep Rothschildler kazanır’ diyerek 18. yüzyılın sonlarından itibaren dünyanın her yerindeki finans işine el atıp arka plandan ülkelerin dengeleriyle oynar hale gelen Rothschild Ailesinin prensiplerini dillendirirken, günümüzdeki uluslararası para yardımı olaylarının ve ekonomik krizlerin nasıl geliştiğine ışık tutulması, günümüzle bağlantı kurulup tarihten çıkarımlar yapılması adına gayet olumlu bir unsurdu.
Keza Abdülhamid Han’ın Osmanlı’nın yani devletin başsız kalmayacağını vurgulamak için yaptığı söylemin derinliğinin ‘Devlet nizam koyar, milleti yaşatmak için’ cümlesiyle pekiştirilip, siyah-beyaz atların ulaklığındaki görsel coşkuyla devlet olayındaki devamlılığın nasıl sağlanacağı hususunun öyküleştirilmesi de, okumaktan ziyade izlemeyi seven yeni nesilde tarihsel algı yaratmak için mükemmeldi.
HAMBURGER GERÇEĞİ!
Dahası Abdülhamid’in Osmanlı devletindeki varlığına, yapmak istediklerine ve içten-dıştan gelen engellemelere dair canlandırmalar da daha popüler biçimde anlatılmıştı yeni sezonun ilk bölümünde… Ki, Rothschild-Vambery muhabbeti hâlihazırda dünyaya fast food dayatması olarak yayılan ve yerel yemek kültürlerini eziciliğe varan hamburger imparatorluğunun ta o zamanlardan geliştirilen bir proje olduğu layıkıyla vurgulandı. Böylece hamburgerin adını Hamburg’dan almış olduğunu da öğreniverdik topluca. Tabii bir de ‘Arnavut ciğeri’ detayı vardı ki ilk kez işittim ben de. Teşekkürler.
Nihayetinde Gürkan Uygun’un canlandırdığı ayıboğan Halil Halid’in istihbaratçılığından hayli eğlenceli sahneler çıkacağını gösteren… Mısır’daki Osmanlı varlığının nasıl ihanetlere kurban gittiğini ve bu şekilde Afrika’daki Müslümanların güçlenmesinin önünün kesildiğini anlatan ‘Payitaht Abdülhamid’, İngilizler ve Amerikalıların Osmanlı’nın geleceğiyle nasıl oynadıklarını ince detaylandırılmış diyaloglarla açık seçik ortaya koyarken… Abdülhamid’in neden gözden düşürülmek istendiğini de daha güçlü bir mantıkla hissettirdi, geçmişten günümüze, izleyicisine.
SONUÇTA; Ekrana yeni çıktığı dönemde de işaret ettiğim üzere ‘Payitaht Abdülhamid’, geçmişe dair yargılı bakışların bir yana bırakılarak objektif biçimde izlenmesi gereken bir yapım ve AB’de üçüncülük, Total’de sekizincilikle sezona merhaba diyerek her açıdan tarihe ışık tutan dizi olma niteliğini sürdürmekte. Bunu yaparken de bir devleti idare edenlerin en büyük zenginliğinin halkı tarafından sevilmek olduğunu, dünya malının dünyada kaldığını, insanların sadece malların bekçiliğini yaptığını ve benzeri öğretileri izleyiciye aktarma görevini yürütmekte.
Dolayısıyla Abdülhamid’i doğru anlayıp yorumlamak adına, ‘Şimdi şahlanma vaktidir’ sözüyle adeta geçmişi bugüne adapte eden ve şahlanış için birlik olmanın gerekliliğini saptayan dizideki tarihsel detayları ve evrensel saptamaları topluca kaçırmamak gerek.
Lakin 33 yıllık iktidarında pek çok iç ve dış kumpasın üstesinden gelme mücadelesi veren Abdülhamid’in tüm bu yaptıklarına rağmen hak etmediği biçimde ötelenmesini ortaya koyan… Onun duygusal hassasiyetini ve vatan sevgisini işleyerek Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahip olan Sultan’a farklı bir pencereden bakmamızı sağlayan bu yapıma karşı izleyici dengesizliği olduğu da bir gerçek. Sıralamalara baktığımızda Total grubunun AB’ye kıyasla daha az ilgili olduğunu görmekteyiz. Tarihe ilgi babında, üstünde ayrıca düşünülmesi gereken bir husus açıkçası!
Yeni sezonda bol şans dileyerek, rolünün hakkını veren Bülent İnal başta olmak üzere ekibi bir kez daha tebrik ederek ve II. Abdülhamid’den feyiz alarak ‘Tarih değil, hatalar tekerrür eder’ hatırlatmasında bulunarak koyalım noktayı.”