Alper Saldıran, 16 Eylül 1984 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Alper Saldıran
Doğum Tarihi: 16 Eylül 1984
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.79 m.
Kilosu: 75 kilo
Burcu: Başak
Göz Rengi: Ela
Saç Rengi: Siyah
Kardeşleri: Bir kardeşi var
Instagram: https://www.instagram.com/alpersaldiran/
Ailesi: Anne ve babası ingilizce öğretmeni. Bir kardeşi var. Rahat bir ailede yetişti. Çocukluğu annesi çalıştığı için bir üst katında oturan anneannesinde geçti. “Dik kafalıydım ama onları çok üzmedim. Bizim gençliğimiz farklıydı. Mahallede büyüdüm. Haftanın üç günü sokaktan toplarlardı beni. Bizim mahallede 20 tane ağaç yok şimdi. Benim zamanımda cep telefonu yoktu. Şimdi çocukların cep telefonu var. Anneannem bir üst katımızdaydı. Annem çalıştığı için beni ona bırakırlardı. Ressamdı. Beni ilk sanatla tanıştırandı. O resim yaparken ben de yapardım. Anneannem dünya savaşlarını görmüş, hayat tarafından yoğrulmuş, farklı bilgeliği olan bir insandı. Çok temiz, saf, kibar ve zarifti. Çok yaramaz bir çocuktum ama sınırsız şımarıklık hakkım vardı. ‘Hadi bana biraz eskileri anlat’ derdim. Çok şanslıyım ki anneannemin annesi ve babasını da tanıdım. Hayata bakış açımın oluşmasında çok katkısı vardır. Ondan çok şey öğrendim, her zaman saygıyla anıyorum. Onu kaybetmeyi kabullenmek kolay olmadı tabii. Enerjisi içimde var. Bu da çok kıymetli.”
Çocukluk yılları: Sanatla ilişkisi, çocukluk yıllarına dek uzanıyor. Sahneye ilk kez 5 yaşında, anaokulunda oynadığı piyeslerle çıktı; hemen ardından folklora, özellikle Kafkas danslarına, yöneldi. İlkokul boyunca hem tiyatroya, hem dansa aralıksız devam etti. Ortaokul yıllarında müziğe ilgisi başladı; 2. sınıfta aldığı elektro gitarıyla 2 yıl boyunca ilgilendi. Lise 1. sınıfta, otel stajını tamamlarken, gelen reklam teklifiyle kamerayla tanıştı. “24 yaşıma kadar ciddi olamadım. Yaramaz bir çocuktum. Şimdi ise sakin bir insanım.
Eğitim hayatı: Turizm lisesi 1. sınıfta, otel stajını tamamlarken, gelen reklam teklifiyle kamerayla tanıştı. Liseden mezun olduktan sonra, Marmara Üniversitesi Turizm Bölümü’ne geçiş yaptı ancak okulunun ikinci yılında oyunculuk üzerine eğitim almaya karar verdi ve okulu bırakıp Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü’ne burslu olarak başladı. Üniversite döneminde, Turgut Özakman’ın “Fehim Paşa Konağı” adlı oyununda Yusuf karakterini canlandırdı; bu rolüyle Üniversitelerarası tiyatro yarışmasında ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ ödülünü aldı.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına ‘Bir Dilim Aşk’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Melekler Korusun’ dizisinde canlandırdığı ‘Barış’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Sakin, kendi halinde, sade, kolay sinirlenmez “Paylaşmayı, gülmeyi ve sohbet etmeyi severim. Fakat mizacım bazılarına ciddi gelebilir.”
Kişisel gelişim: Öğrenmenin yaşı olmadığı görüşünde. Çok okumaya, oyun izlemeye, oyunculuk kurslarına katılmaya çalışıyor. “Önümde uzun bir yol var ama yolda olmaktan dolayı memnunum. Şimdi her şey çabuk tüketiliyor. Ben sadece bu hıza adapte olmaya özen gösteriyorum. Sonuçta bedenimizle, sesimizle iş yapıyoruz. Kendimi buna göre yetiştiriyorum. Ses eğitimim devam ediyor. Tükendiğim gün kendimi tüketmiş olurum, piyasa beni tüketmiş olmaz. Üretmeye devam etme, hazır olma taraftarıyım.”
Sosyal: Geceleri dışarı çıkmayı pek sevmiyor. “Vakit yok zaten, geceleri çok da çıkmam. Ben gideyim bir yere müzik dinleyeyim havasındayım. Öyle bir yer de kalmadı çok İstanbul’da.”
Düşünce yapısı: Yaşamak için güç aldığı şey; Üretmek. Tiyatro, kitap, dizi derken bazen fiziksel olarak çok yorulduğumu hissediyorum. Fiziksel olarak sıkılmış limon gibi hissediyorum ama zihnim, ruhum o kadar mutlu ki. Duvara çivi çakarken bile hakkını vermek isterim”
İlk sinema filmi: Ömer Vargı / Anadolu Kartalları
Hayran olduğu kişi: Freddie Mercury’i çok seviyor. “Lise döneminde ciddi bir Queen hayranıydım, plaklarını bile topladım. Hala da sık sık dinlerim. Bu arada plaklar da hala bende. Adam sahneye çıkınca bambaşka biri oluyor. Ama röportajını okuyorsun, dünyanın en durgun, en sıradan insanı. Ben de böyle olmak istiyorum dedim kendi kendime.”
Aşka bakışı: İlişkilerde en önem verdiği konu; Saygı. “Saygı olmazsa aşkta, sevgi de olamıyor. Konu ilişkiler olunca iş değişiyor, bu konuda genel bir yargıya varamam. İşin içinde insan faktörü var, hepimiz birbirimizden farklıyız. Dolayısıyla her ilişki de zamanla kendi formülünü üretiyor.”
Hayata bakışı: Sürekli kendini güncelleyen, hayatı ve insanları yakından takip eden, çok araştıran, yeni bilgiler edinip bunları yaşamına, mesleğine katmaya gayret gösteren birisi. “Hal böyle olunca insanın yaşlanmaya vakti kalmıyor. Görünüş sadece yüz şekli, kaşınız, gözünüz değil. Aynı zamanda düşünceleriniz, duruşunuz ve yaptıklarınızla ilgili. Hiç kendimi tanıtayım gibi bir kaygım olmadı, genelde yaptığım işe konsantre olurum. İşimi yaparım kenara çekilirim.”
İş hayatına bakışı: Farklı karakterler canlandırmayı seviyor. Sadece yakışıklı ya da sadece güzel olmanın o kişiye tek atımlık bir şans vereceği düşüncesinde. “Evet seyirci ekranda beğeneceği kişileri görmeyi seviyor ama artık bunun yanında oyunculuğa, senaryoya, rejiye de bakmaya başladı. Seyirci o dünyaya girmeyi istiyor. Her yıl televizyonlarımızda yüzlerce yeni dizi projesi başlıyor. Kimisi devam ediyor kimisi ise kısa bir süre sonra seyirci elemesinden geçemeyip yayından kalkıyor. Artık karşısına ne koysanız izleyecek bir izleyici kitlesi yok. Seyircilerimiz de artık bu konuda profesyonelleştiler. Bu sebeple yalnızca güzellik ya da yakışıklılık seyircinin süzgecinden kolay kolay geçemiyor artık.”
Televizyon mu? Tiyatro mu? ‘Tiyatroda her an bütün vücudunuzla sahnedesiniz ama televizyonda öyle değil. Sadece eliniz ya da yüzünüz çekiliyor bazen. Bir de tiyatronun ele aldığı konularla dizilerin ele aldığı konular arasında çok fark var. Tiyatro daha insani durumları, konuşmadığımız konuları ele alıyor. Dizide ise hayat hikayeleri yer alıyor. Dizi sektörünün belki de en büyük sıkıntısı reytingler. Bir dizi yayına giriyor, birkaç hafta yayınlandıktan sonra bir bakıyorsunuz dizi kaybolmuş. Set amirinden ışıkçısına kameramanından sesçisine, çaycısına kadar o diziye emek vermiş herkes bir anda işsiz kalıyor. Belki de sırf o dizi için diğer işleri geri çevirmişlerdi. Ne yazık ki sırf reyting yüzünden onca emek yerle yeksan oluyor.”
Kariyer planı: Yurt dışına açılmak istiyor. Türkiye dünyanın maksimum yüzde 5’i, yaptığım iş de her yerde yapılabilecek bir iş. Ben de ufak ufak Avrupa’daki, Amerika’daki cast direktörleriyle de görüşmeye başladım. Öyle bir şey deneyeyim diyorum. En azından deneyeyim, olur veya olmaz.”
Doğa ile ilişkisi: Boş günlerinde arkadaşlarıyla doğada vakit geçirmeyi seviyor. Her fırsatta spor yapıyor, at biniyor. Seyahat etmeyi, farklı kültürler öğrenmeyi çok seviyor.
Evde ne yapar? Sete gitmediği günlerde de evde vakit geçirmeyi seviyor. Kitap okuyor. Film izliyor. Dünyanın en sıradan insanı gibi olduğunu belirtiyor.
Hobisi: At biniyor, müzikle de ilgili, bas gitar, bateri, gitar ve trompet çalıyor. “Bir film için at binmeyi öğrenmem gerekiyordu. Ben ikinci gün atın üzerinde kılıç sallamaya başladım. ‘Mahmut ile Meryem’ adlı filmde oynayacaktım. Sonra yönetmen değişti, kadro değişti, olmadı. Bu film vesile oldu, at binmeyi öğrendim. Sonra bırakmadım, devam ettim. En son at ile 30 km yol yaptık. Benim için deşarj olma yöntemi artık. Müzikle de alakalıyım bas gitar, bateri, keman, trompet çaldım bir süre. Evde çalışıyordum. Piyano var şimdi. Okulda yarım bıraktığım şan derslerime devam ediyorum. Arya falan söylemeye çalışıyorum.”
Fobisi var mı? Fare fobisi var. “Fareden nefret ederim, görünce ortalığı birbirine katarım. Bir de kadife koltuklar olur ya onlara da dokunamam.”
Modayı takip eder mi? Modayı çok takip etmiyor. “Hep şey derler, rahat mı olmalı şık mı olmalı. Ben ‘Neden ikisi bir arada olmasın?’ diyorum. Çok şık bir pantolon olur ama rahat değildir, onu almam. Rahatlığa önem veririm.”
Nelere sinir oluyor? Boş yere korna çalınmasına ve boş yere çocuklarına bağıran insanlara sinir oluyor. “Çocuklar her zaman haklıdır çünkü.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2020- Jet Sosyete/ Avukat Tekin
2019 – Bir Aile Hikayesi Erdem Beyaz
2018- Bir Umut Yeter / Toprak Hecehan
2017 – Aşk ve Gurur /Murat
2015 – Kalbim Ege’de Kaldı Mustafa Kürük
2013 – Beni Böyle Sev Ömer Karatepe
2012 – İnsanlar Alemi /Can
2012 – Böyle Bitmesin
2011 – Mavi Kelebekler
2010 – Yerden Yüksek /Feyyaz
2009 /2010 – Melekler Korusun /Barış
2008 – Derman /Tuna
2007 – Kara İnci /Seçkin
2004 – Bir Dilim Aşk /Burak
SİNEMA FİLMLERİ
2020- Aile Hükümeti
2019- Anamız Var 2 / Oğuz (TV Filmi)
2019- Geçmiş Olsun / Berke
2018- Anamız Var / Oğuz (TV Filmi)
2018- Dört Köşeli Üçgen
2017- Badem Şekeri 5 / Dr. Mehmet Şeker (TV Filmi)
2017- Badem Şekeri 4 / Dr. Mehmet Şeker (TV Filmi)
2017- Badem Şekeri 3 / Dr. Mehmet Şeker (TV Filmi)
2017- Badem Şekeri 2/ Dr. Mehmet Şeker (TV Filmi)
2017- Badem Şekeri / Dr. Mehmet Şeker (TV Filmi)
2017- Badem Şekeri 5 / Dr. Mehmet Şeker (TV Filmi
2016 – Seni Seven Ölsün /Bulut
2014- İntermezzo/ Fikret (Kısa Film)
2012 – Sağ Salim /Recai
2011 – Anadolu Kartalları / Fatih Karakuş
2011 – Misafir (Kısa Film)
2006 – Hüzün Dolayısıyla Kapalıyız (Kısa Film)
2003 – Ne Kimse Sorar Halim (Kısa Film)
TİYATRO OYUNLARI
2017- Kürk Mantolu Madonna
2012 – Çehov Makinası – İstanbul Devlet Tiyatrosu
2009 – Hizmetçiler
2008 – Son Dünya – Ve Diğer Şeyler Topluluğu
2007 – Babil Kulesi – Okul Oyunu –
2003 – Fehmi Paşa Konağı – Marmara Üniversitesi Tiyatro Kulübü
KİTABI
2017- Beyaz Odadan Hikayeler/”Bir gün Kara Karga Yayınları’nın sahibi Kutlukhan Perker ile oturuyorduk, ‘Bir kitap yaz’ dedi durup dururken. ‘Saçmalama, nasıl yazacağım?’ dedim. ‘Konuştuğun gibi yaz’ dedi. Bir gün evde sadece içimden geldiği gibi yazmaya başladım ve baktım, oldu.”