Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Begüm Birgören Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Begüm Birgören Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Begüm Birgören, 20 Eylül 1982 tarihinde Eskişehir’de doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.

Adı: Begüm Birgören
Doğum Tarihi: 20 Eylül 1982
Doğum Yeri: Eskişehir
Boyu: 1.66 m.
Kilosu:  53 kilo
Burcu: Başak
Göz Rengi: Ela
Saç Rengi: Kahverengi
Eşi: Mehmet Cemil
Instagram: https://www.instagram.com/begumbirgoren/
Evcil Hayvanları: Kedisi ve köpeği var.

Ailesi: Asıl adı Ayşe Begüm Birgören.  2020 yılında edebiyat öğretmeni Mehmet Cemil ile evlendi. Çiftin çocuğu yok.   

Çocukluk yılları: 13 yaşından beri tiyatro ile ilgileniyor. Oyunculuk hayatı,  Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin hafta sonu kurslarıyla başladı. “Her çocuk gibi oyun oynamaya hiç doymayan, fiziksel aktivitelere yatkın bir çocuktum. O oyun ruhu ergenlikle birlikte oyunculuğa aktarıldı diyebilirim. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin hafta sonu kursları vardı ve oraya gitmeye karar verdiğim günden bu yana devam etti. Uzun seneler çocuk oyunları, okul tiyatroları oldu. Aslında standart süreçlerden geçtim ben de.”

Eğitim hayatı: Bahçeşehir Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Kadir Has Üniversitesi’nde Film ve Drama Bölümü’nde yüksek lisans yaptı.

Hayatının dönüm noktası: Sanat Merkezi’nde hafta sonu kurslarına gitmeye başladığı zamanlarda aklında hep tiyatro vardı. ‘Asla televizyon işi yapmayacağım’ diyordu. “ Kursa gittiğim ilk günden itibaren oyuncu olmak istedim. Ama aklımdaki tiyatroculuktu. Hatta o dönemki idealist halimle, ‘Asla televizyon işi yapmayacağım’ diyordum. İşe kamera arkasında başladım.  Özgü Namal’ın oynadığı bir dizide arka planda stajyer olarak çalışıyordum. Açıkta bir rol oldu, bana oynattılar. Çok da istemedim ama yönetmen isteyince emir gibi oldu. Ondan sonra teklifler gelmeye başladı. Tomris Giritlioğlu da hayatıma değince sektöre girdim.”

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2002 yılında ‘Beşi bir yerde’ dizisiyle başladı.

Hangi proje ile parladı? 2007 yılında, ‘Karayılan’ dizisinde canlandırdığı ‘Elvan’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: Mütevazı, sıcakkanlı, samimi, azimli, vicdanlı.

Düşünce yapısı: Sadece işiyle ön planda olmak istiyor. “Sokakta megastar gibi karşılanacağım işler yapmadım. Çok kendi halinde bir hayatım oldu. Oynadığım karakter içinde var olup sonra evinde arkadaşlarıyla oturan, çok göz önünde olmayan biriyim.”

İlk sinema filmi: Cem Başeskioğlu/ Sen Ne Dilersen

Hayran olduğu kişi: Angelina Jolie’ye hayranlık duyuyor.

Aşka bakışı: “Aşk birkaç cümleyle ifade edemeyeceğim, büyük bir mevzu. İlişkide, her şeyden önce galiba iyi bir arkadaş oluyorum. Herhangi bir boşlukta ya da görüşülmeyen zaman aralıklarından sonra onun yanına koşmak istediğin bir ilişkin olmalı. İlişki içinde kendimi ve duygularımı doğru ifade edebilen ve konuşmayı becerebilen biriyim. Yaşamın her alanında söylenmek yerine söylemeyi tercih ederim. Bu da uzlaşabilmeyi ve sorunsuz ilerlemeyi sağlıyor. En azından benim hayatımda böyle. “

Hayata bakışı: Yaşamın hakkını verebilmek için korkularımızı yenip, sınırları zorlamamız gerektiğine inanıyor. “Korkarak yaşıyorsan hiç yaşamamışsın demektir. Oscar Wilde’ın çok güzel bir sözü var: ‘Yaşamak çok az rastlanan bir şeydir. Çoğu insan sadece var olur.’ Yaşamın hakkını verebilmek için korkularımızı yenip, bize sunulan sınırları zorlamamız gerekir. Tam bu aşamada cesaret bize gereken motivasyonu sağlayan temel duygudur. Korkarak yaşıyorsan hiç yaşamamışsın demektir. Cesaret, korkularımızı yenmenin ve istediğimiz hayata onurlu bir şekilde ulaşmanın temel şartı ancak tabii ki bu gözü kara mantıksız bir deli cesareti de değil. İnsan kendi sınırlarını bilmeli ve durması gerektiği yerde de durmalıdır. Duraklar bazen, daha iyi bir hayat için durup nefes almamız gereken ve kendimizi geleceğe doğru bir şekilde hazırladığımız yerlerdir.”

İş hayatına bakışı: Bu hayattaki en büyük lüksünün sevdiği işi yapmak ve ondan para kazanmak olduğunu düşünüyor. “Şükür ki ben hayallerimi yaşıyorum. Televizyon işinin bir matematiği var ancak çözebildiğimi söyleyemem. Bir iş yapıyoruz, elbette herkesin izlemesini isterim. Bu zamana kadar içinde yer aldığım projeler zaman zaman izlenme oranı çok yükseklere çıkmasa bile, sahne paylaştığım insanlar hep oyuncu kökenli ve beni yukarı çekecek kişilerdi. Önceliğim bu oldu.  Hep yolunda giden, uzun soluklu projelerde yer aldım. Ama dizinin hayatımın bu kadar ortasına oturacağını düşünmemiştim. 18 yaşımdaki idealist Begüm’e bakınca, şu an olduğum hâl, onun hiç hoşuna gitmezdi. Sinema ve tiyatro ağırlıklı bir kariyerim olmasını çok isterdim. Hayatı ve sanatı takip etmekte çok zorlanıyorum. Ruhumu bu istikrar beslemiyor.”

Kariyer planı: Bir gün, kendi hikayesini yazıp, yönetmenliğini yapmayı istiyor. “Aslına bakarsanız herkes gibi iyi bir hikaye, okurken aşık olacağım bir karakter ve tabii ki her hücremle kendimi teslim edeceğim bir yönetmen olsun isterim. Bu yaşadığım bir tane hayat içinde sırf hata yapma korkusundan denemediğim çok şey olursa üzülürüm. Kariyer denen şeyi de hiç hata yapmamak gibi anlıyormuşum çünkü ben. Hatta iyi bir kariyer düşüncesiyle ‘hayır’larla dolu dönemler geçirdim. Çok fazla ince eleyip sık dokuyanlardandım ama ne bileyim, bu kadar korku ve endişenin beni iyi bir yere götürmeyeceğini düşünüp akışına bıraktım son yıllarda. Beraber rol almak istediğim çok oyuncu var. Tom Hardy ve Matthias Schoenaerts, Julie Delpy, Naomi Watts, Paul Dano gibi hayallerin yanında Türkiye’de de oynamayı çok arzuladığım oyuncular var tabii ki. Haluk Bilginer bu isimlerden biriydi ve yaşasın ki oldu. Biraz da cadı gibiyim, çok istediğim oyuncularla çalışma fırsatım oluyor.”

Gelecek Hayali: İşi ve özel hayatı ile ilgili pek çok hayali var. “Bende hayalden bol bir şey yok. Her gün de yenisi eklenir. Hayallerimin performansındaki gibi bir kadın oyuncu olmak ve her ne olursa olsun hayatımın son anına kadar çalışan aktif biri olmak isterim. Üniversitede kavramsal sanatla ve video işleriyle aklımı bozmuştum. Oyunculuk bir yana, bienalde işleri sergilenen biri olmak isterim ya da en azından bir kez bile olsa katıldığımı görmek. Film çekmek, bu dünya düzeninin yıkılıp yeniden kurulması, dünyayı gezmek, mutlu ve kalabalık bir aile, ralli şampiyonu olmak, bir François Ozon filminde Matthias Schoenaerts ile oynamak gibi bir sürü hayalim var. Eh bir Emmy’ye de hayır demem Allah için.”

Güzellik ve bakım ritüelleri neler? Güzellik merkezli yaşayan biri değil ama işi gereği dış görüntüsüne dikkat ediyor. “Maalesef zorla da olsa spor yapıyorum. Ağır da bir programım var. İşimi yaparken omurgamı doğru bir şekilde biçimlendirebilmek için yapmak zorundayım, çünkü bu işi yapan birinin hantal olma, bedenine bakmama gibi bir lüksü olamaz bence. İşim gereği yüzümdeki makyaj uzun saatler kaldığından, iyi bir nemlendirici ve yıkama jelleri olmazsa olmazım. Eczane ürünlerini tercih ediyorum. Bir kadını güzelleştiren en önemli şey bence gerçekten mutlu olmak, aşık ya da tutkulu olmak kadar sizi güzelleştiren hiçbir şey olamaz. Cildiniz, gözünüz her şeyiniz değişir.”

Kaygıları: “İnsan ırkının kendine ve doğaya karşı olan kötücül etkileri beni çok üzüyor. İnsanın hayat içinde kendini var etmeye çabalarken sınandığı küçük anlardan, birbirimizi, çocukları öldürdüğümüz trajedilere kadar dert edinilesi hayli mesele var. Hemen yanı başımızda kadın, çocuk binlerce kişinin katledildiği ve tüm dünyanın seyirci kaldığı dramlar yaşanıyor. Ülkemizde savaş var. Ortadoğu’da sıkıntısız yaşamak mümkün mü bilemiyorum.”

Doğa ile ilişkisi: Doğada olmayı çok seviyor, fırsat buldukça kendisini doğaya bırakıyor. “Boş vakitlerimde, kendime yurt içinde ve dışında rotalar belirleyip uzun seyahatlere çıkıyorum. Bu gerçekten bana çok iyi geliyor. Bunun dışında elbette sinema, tiyatro ve edebiyat dünyası beni en mutlu eden alanlar… Doğada olmak da elbette. Hani Cemal Süreya diyor ya, ‘Ölüm geliyor birden aklıma, bir ağacın gövdesine sarılıyorum’ diye. İşte o kadar önemli doğada olmak.”

Evde ne yapar? Boş zamanlarında evde genellikle film ve sezon sezon biriktirdiği dizileri izlemeyi seviyor. “Kendi kendime uğraşlarım var evde terapi gibi bana iyi gelen ve çok eğlendiğim. Cam boyama, tişört yapma, bahçede toprakla, çiçeklerle uğraşma gibi bir dolu iş. Arkadaşlarımın bana akşam yemeğe gelmesine bayılırım. Kurabiye, kek ve meze yapmayı çok seviyorum bir de.”

Modayı takip eder mi? Gardırobuna her sene deliler gibi yeni parçalar ilave etmiyor. “Genelde pantolon kesimi, etek boyu ya da baskın renk neyse ve ruh halimin tercihleriyle alış veriş yaparım. Ya rengi ya modeli ya da bütünlüğün bir esprisi olması lazım. Kot-tişört insanı değilim. Jilet gibi uyumlu olamam, çok bohem asla değil ama uçuş uçuş ve biraz da feminen olmalı kıyafetlerim.”

Bugüne kadar yaptığı en çılgınca şey neydi? Saçlarının rengini değiştirmek. “Saçlarımı bir dönem bakır rengi yaptım. Feci oldu. Alışmaya çalıştım ama bir film ve dizi için gerekli değilse niye bu haldeyim diye sarıya yakın bir renk denedim ve ne yazık ki bana doğal rengin dışında bir şey olmuyormuş. Kendi isteğimle de asla kazıtmam.”

TELEVİZYON DİZİLERİ

2002- Beşibiryerde

2003 – Pilli Bebek / Olcay

2003 -Mavi Kolye/ Nil

2004- Arapsaçı

2005 – Seher Vakti / Melike

2006 – Kırık Kanatlar/ Ayşe

2007 /2008- Karayılan / Elvan

2008 – Mert ile Gert / Nazlı

2009/2011 – Ömre Bedel / Ömür

2012 – Ağır Roman Yeni Dünya / Eylül

2013/2015- Kaçak / Merve Topçuoğlu Demir

2015- Bir Deniz Hikayesi / Zeynep

2016/2017- Umuda Kelepçe Vurulmaz / İnci

2019 – Vurgun /   Asya

SİNEMA FİLMLERİ

2005 – Sen Ne Dilersen / Genç Eleni

2008 – Nokta / Elif

2009 – Ali’nin Sekiz Günü /Zeynep

2010- Kars Öyküleri

2011- Kardelen/ Zeynep

2011 – Türkan / Doç. Dr. Gül

2013 – Göl Zamanı / Elif

2014 – Kendime İyi Bak / Yeşim

TİYATRO OYUNLARI  

2019- Plastik Aşklar / Sezen

2018- O Gece

2012- Sonbaharı Beklerken / Sadri Alışık Tiyatrosu

ÖDÜLLERİ

2013- Lions Tiyatro Ödülleri / Yılın En Başarılı Yardımcı Kadın Oyuncusu / Sonbaharı Beklerken