Bergüzar Gökçe Korel, 27 Ağustos 1982 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Bergüzar Gökçe Korel
Doğum Tarihi: 27 Ağustos 1982
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.80 m.
Kilosu: 58 kilo
Burcu: Başak
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Koyu Kahverengi
Annesi: Hülya Darcan
Babası: Tanju Korel
Eşi: Halit Ergenç
Çocuğu: Ali Ergenç, Han Ergenç
Kardeşleri: Zeynep Korel
Instagram: https://www.instagram.com/berguzarkorel/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.
Ailesi: Oyuncu Tanju Korel ve Hülya Darcan çiftinin iki kızından biri. Girit, Rumeli ve Arnavut kökenli. 2009 yılında Halit Ergenç ile evlendi. Çiftin, Ali ve Han adlarında iki tane oğlu var.
Çocukluk yılları: Çocukluğu Ulus’ta geçti. ‘Yadigar’ anlamına gelen ismini, babasının anneannesinden aldı. Oyunculuk çocukluk hayali değildi, zaten babası da bu işe hiç yönlendirmiyordu. Kulağında hep babasının ‘Bir işle bir anda gündeme gelip sabun köpüğü gibi yok olman mümkün’ cümlesi oldu. Okul yıllarında profesyonel olarak voleybol oynadı ama sakatlık geçirince bırakmak zorunda kaldı. “Prensesler gibi bir hayatım olmadı. Çocukluğuma dönüp baktığımda klasik bir Türk ailesi görüyorum. 2005’te babamı kaybetmem ve tanınmaya başlamamla hayat değişti. “
Eğitim hayatı: İlk öğrenimini Nilüfer Hatun İlköğretim Okulu, orta öğrenimini Yıldız Koleji’nde yaptı. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 1998 yılında ‘Kırık Hayatlar’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Binbir Gece’ dizisinde canlandırdığı ‘Şehrazat Evliyaoğlu’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Mesafeli ancak samimi, hayat dolu, enerjik, esprili, işi söz konusu olduğunda ise aşırı derecede disiplinli. “Aşırı gevezeyim. Bir kafeye gitsem yan masayla sohbet etmeye bayılırım. Potlarım çok meşhurdur, yakınlarım bana çok güler. Ama nasıl bir bankacı ya da avukat ofiste, toplantı esnasında masa üstüne çıkıp tepinmiyorsa her ortamın, her yerin bir adabı var. Mesafe iyidir, samimiyet güzeldir. Hayvanlar ve çocuklar söz konusu olduğunda müthiş kavgacı olurum. İşinde disiplinli ama bazı konularda aşırı üşengeç ve erteleyen bir tipim.”
Kişisel gelişim: Bir dönem, Nicole Kidman ve Tom Hanks’in oyuncu koçluğunu yapan Susan Baston ile çalıştı ve Özay Fecht’in workshop çalışmalarına katıldı.
Sosyal: Normal biri gibi yaşamak istiyor ve o şekilde yaşamaya çalışıyor. Sürekli ünlü biri olma stresiyle yaşamanın insanı gerçeklikten uzaklaştıracağını düşünüyor. “ Örneğin en sevdiğim alışveriş merkezi olan Kanyon’da yemek yemeyi, film izlemeyi, kitapçıda vakit geçirmeyi çok seviyorum. Cadde’yi çok seviyoruz. Hafta sonu çıkıyoruz. Orada insanlar bize o kadar alıştılar ki, kimse bizim ünümüzü umursamıyor. Oyunculuk mesleğini yapan birinin normal hayatını devam ettirebileceğine inanmak istiyorum ve böyle yaşıyorum. Tabii ki zorlandığım zamanlar oluyor ama bu da bizim işimiz, isteyerek, bilerek seçtik. Kostümleri çıkarınca normal biri oluyorum.
Düşünce yapısı: Kendini, işini çok iyi yapmak için çabalayan bir insan olarak görüyor. Güvendiği insanların etrafında olmasını ve onlara teslim olmayı seviyor. “Bir < magazin figürü olduğumun farkındayım ve bu meslekte tanınmaya başladığım andan itibaren yaşayacağım zorlukları gencecik bir kızken bile az çok anlamıştım. Yaşadığım her şey için bu yaşımda minnet duyuyorum. Zor mu? Evet, kolay değil. Ama zaman geçiyor ve ben her an daha da güçlenerek, hayıflanmak yerine bu tanınırlıkla neleri güzelleştirebilirimin, kimlere ve nelere dokunabilirimin derdine düşüyorum. Allah bana güç versin, ben tüm zorluklara ve olumsuzluklara rağmen dimdik durup birilerinin hayatlarına dokunayım, yeter bana. Starlık sadece bu ışıltılı dünyanın ve insanların bana biçtiği bir rol.
Sette nasıl birisi? Sette etkisi altında kaldığı pek çok faktör var. Bir anlamda zamanla yarışıyor. Bu noktada karakterin kısır bir döngüye girmemesi ve kendisini tekrar etme tehlikesine karşı kendine ait formülleri var. “Feride’ye hazırlanırken gerek kuramsal, gerek pratikte çok çalıştım, çok okudum. Dizi gerçekliğinde Feride’nin insani tarafını irdelerken, mesleki duruşunu unutmamak gerek. İşte bu noktada dizi öncesinde topladığım kitaplarım giriyor devreye. Bu mesleği yapmış insanların yazdığı birçok biyografi ve anıların toplandığı kitaplar var, sıkışınca onlara sarılıyorum. Konservatuvara ilk girdiğimizde tüm hocalarımızın söylediği bir cümle vardı; ‘Yeteneğiniz bir yere kadar, çalışmazsanız karanlıkta bir gün yolunuzu kaybedersiniz.’ O yolu aydınlatmak da çok okumak, dinlemek ve öğrenmekten geçiyor bence.”
İlk sinema filmi: Serdar Akar/ Kurtlar Vadisi Irak
Aşka bakışı: “Hayat değişiyor. Beklentiler, seni mutlu eden anlar, değer verdiğin, önceliklerin, sinirlendiklerin, her şey değişiyor. Yıllar geçtikçe aşk yerini çok daha önemli olduğunu anladığın emeğe bırakıyor. Can yoldaşı, hayat ortağı oluyorsun. Sonra geçmişe bir bakıyorsun, yaşanan her şey aşktan da öte. ‘İyi ki’ diyorsun. Bana âşık üç erkek…”
Hayata bakışı: 35 yaşından sonra artık her an, daha sakin, daha dingin, daha değerli geliyor. Haklı olmaktan çok, mutlu olmanın değerini anladığı bir bilinçte. “ Bana sunulan şartlara ve hayata her zaman alışmayı öncelikli tuttum. Küçük bir kızken ve ailemle yaşarken de öyleydim. ‘Şöyle olacak’ derlerdi, ben de ‘Tamam’ derdim. Büyük isyanlarım, asiliklerim yoktu. Bana hayat ne ritm sunuyorsa o alanın içinde mutlu olmayı seçip hep bir yol buldum. Şimdi durup ‘O bana böyle yaptı’, ‘Şu da bana şöyle dedi’, ‘Zamanında da bunları yaşadım’ deyip niye hayatı kaçırayım? Ömür geçiyor ve sağlıkla nefes aldığım, sevdiklerimin yanımda olduğu her gün mutlu olmayı seçiyorum. İnsan her şeye alışıyor, çok da büyütmemek lazım.”
İş hayatına bakışı: Mesleğine dair, gerçeklik, dürüstlük ve samimiyetin peşinde olduğu bir bakış açısı var. “Kibirli, iddialı ve hırslı bir oyunculuk hiç bana göre değil. Hiçbir zaman starlığa oynamadım. Sırf tanınıyorum diye sokağa makyaj yaparak çıkmam. Öyle bir düzenin bir parçası olamam. Yoksa nefes alamam. Gereksiz egoların insanda yetersizlik hissi başladığında devreye girdiğini düşünüyorum. Kendini bileceksin. Ve çok da ciddiye almayacaksın. İnsan kendine ve yaptığı işe güvendikten ve üzerine düşeni yaptıktan sonra neden diğer bireyleri kırarak, ezerek var olmaya çalışsın ki?”
Kariyer planı: Proje seçiminde de normal hayatında olduğu gibi duygularıyla ve içgüdüleriyle hareket ediyor. “Senaryoları da gelişigüzel seçmiyorum, tabii ki bu işin bir stratejisi var. İyi bir seyirciyim. Artık anlıyorum seyircinin neyi sevip neyi sevmeyeceğini, işin matematiğini biraz çözdüm galiba.”
Müzik kariyeri nasıl gelişti? İki tane albüm çıkardı. Albüm ve şarkı söyleme sürecimde düzenli olarak Carmen Yeşiltepe ile çalıştı, “Konservatuvarda da zaten solfej, şan dersimiz vardı. İlk albümden sonra, hep güzel yorumlar aldım. Albümümün hâlâ dinlendiğini, insanların yol hikâyelerine, sofralarına eşlik ettiğini duydukça çok mutlu oldum. Sonra hamilelik sürecimde Aykut Bey (Gürel) ile bir araya geldik, sohbet ederken insanların beklentilerini ikimiz de dile getirince ‘Hadi yine yapalım’ dedik.
İlk albümde repertuvar zaten hazırdı, ikinci albümde birlikte karar verdik. Aykut Bey de ben de sabahları çok erken uyanan tipleriz. Bilgisayar karşısına geçiyorduk, sevdiğimiz şarkıları hikâyeleriyle birbirimizle paylaşıyorduk.”
Gelecek Hayali: Yazmaya meraklı, kimseye okutmadığı hikayeleri var. En büyük hayali ise ip cambazı olan dedesinin filmini çekmek.
Anne olmak hayatınızda neleri değiştirdi? “Ben hep çok duyarlı, duygusal bir insandım ama oğlum olduktan sonra artık arkamda benden bir parça olduğunu biliyorum. Yani sırtımı dönüp gittiğim zaman arkada bana ihtiyaç duyan bir insan var. Setteyken ya da başka bir yerdeyken hiçbir şey düşünmeden iş yapmayı ya da bir kahve içmeyi artık unuttum. O hayatımda olduğundan beri çok daha fazla gülüyorum, çok daha güzel hissediyorum kendimi. Sabahları çok daha heyecanlı uyanıyorum. Mesela bir gün ayrı kalıyoruz ve ertesi gün onu göreceğim zaman ilk kez sevgilimle buluşacakmışım gibi heyecanlanıyorum.”
Kaygıları: Cinselliğin hâlâ normalleşememesi ve bu kadar dikkat çekmesi onu endişelendiren konulardan biri. “Bir anne olarak çok korkuyorum. Kendimi çocuğuma ‘Aliciğim sana hiç kimse isteğinin dışında dokunamaz’ derken buluyorum. Ne ara bu kadar kötüleşti dünya? Yoksa hep kötüydü de biz şimdi mi her şeyden haberdarız? Bunun çözümü caydırıcı cezalar. Adam ‘Ben yaparım, yatarım, aftan çıkarım’ diye düşünüyor. Caydıran bir şey yok.”
Sosyal medya ile arası nasıl? Sosyal medyayı son yıllarda daha aktif olarak kullanıyor. “Sosyal medyanın son yıllardaki gücü elbette yadsınamaz ama herkesin dilediğince vahşi bir dille her şeyi orada ifade etme yarışı beni gerçekten ürkütüyor. Fakat son zamanlarda çevremden o kadar çok ‘Bergüzar, hakkında yazılanları okuyor musun?’ cümlesini duyuyorum ki, biraz biraz takip etmeye başladım. Mutlu oluyorum tabii. Geçirdiğim zamanı, gelişimimi görüyorum. Bazen de çok gülüyorum.”
Formunu nasıl koruyor? Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, doğal bakım ve pozitif enerjiye önem veriyor. Organik beslenmeye dikkat ediyor. Her cumartesi muhakkak Feriköy Organik Pazarı’ndan alışveriş yapmaya çalışıyor. “Sebze, meyve ve bakliyatı mutlaka oradan temin ediyorum. Eve asitli içecek sokmuyorum, doğal meyve sularını tercih ediyorum. Bol bol su içiyorum. Suyuma salatalık, nane ve zencefil katıp lezzetlendiriyorum hem de vücuttaki ödemi atıyorum. Bir de antrenman yapıyorum. Sürekli yürümek ve ağrılık çalışmak doğru değil. Antrenmanımı bir saat evde yapıyorum. Akşam yemeğini kesmek gerekiyor. Son zamanlarda hayatımdan laktozu da çıkardım.”
Hobisi: Resim yapıyor. Tango dersleri aldı. Aynı zamanda fotoğraf çekiyor, bir de sergi açtı. “Kadınlar için bir sosyal sorumluluk projesi yapmak istedim. Memeder’le ortak bir proje geliştirdik. Meme kanserini yenmiş kadınların portrelerini çektim. Böyle önemli bir konuda yeterli farkındalığa sahip değiliz. Erken teşhiste kendi kendine muayeneyle hayatlar kurtulabiliyor.”
Evde ne yapar? Evde kurabiye, poğaça yapmayı ve misafir ağırlamayı çok sever. Bir şey izlemeden kahvaltı yapamaz. Kendisini,’ işi yoksa tüm gün evde pijamayla dolaşan, evhamlı bir kadın’ olarak tanımlıyor. “Telefonum hiç durmaz. Arkadaşlarımı trollemeyi çok severim. Günlük rutinini çocuğunun okul çıkış saatine göre ayarlamakta takıntılı, biraz patavatsız, örgü örmeye bayılan biriyim. Film izlerken yaşlı teyzeler gibi televizyona bağırıp konuşurum.”
DİZİLERİ
2016/2018 -Vatanım Sensin /Azize
2012/2015 -Karadayı /Feride Şadoğlu
2011 -Muhteşem Yüzyıl /Monica Teresse / Konuk Oyuncu
2010/2011-Bitmeyen Şarkı /Feraye
2006/2009 -Binbir Gece /Şehrazat Evliyaoğlu
2005-Zeytin Dal / İklim
1998 -Kırık Hayatlar
FİLMLERİ
2019 -Bir Aşk İki Hayat /Deniz
2009-Aşk Geliyorum Demez /Gözde
2006 -Kurtlar Vadisi Irak / Leyla
2005- Cemalim/ Suna
1999-Şen Olasın Ürgüp (TV Filmi)
TİYATRO OYUNLARI
2019- Kızlar ve Oğlanlar
Kuva-yi Milliye
ÖDÜLLERİ
2006- Altın Kelebek Ödülleri/ En İyi Kadın Oyuncu / Binbir Gece
2013 – Medya Oscarları/En İyi Kadın Oyuncu / Karadayı
2013- Ayaklı Gazete TV Yıldızları Ödülleri/ En İyi Kadın Oyuncu /Karadayı
2013- Altın Aslan Ödülleri/ En İyi Kadın Oyuncu / Karadayı
2013 – Altın Kelebek Ödülleri// En İyi Kadın Oyuncu/ Karadayı Sensin
2014 Ayaklı Gazete TV Yıldızları Ödülleri/ En İyi Dönem Dizisi Kadın Oyuncu / Karadayı
SUNUCULUK YAPTIĞI TV PROGRAMLARI
2009- Bergüzar’la Çocuktan Al Haberi