– Siz hiç doktor olmanın hayalini kurdunuz mu?
Çok küçükken bir dönem hayallerim arasında vardı. Sonra turizimci olmak istedim. İşletme bölümünü de isteyerek seçtim ama sonra ‘Ben burada olmamalıyım, istediğim bu değil’ dedim. Oyunculuk maceram böyle başladı.
– Kırılgan bir görüntünüz var. Öyle misiniz gerçekten?
Genelde güçlüyümdür ama kırılgan anlarım da olabiliyor. Sınırsız bir sevgiyle büyüdüm ama sorumluluklarımın farkındaydım. Bir şeyler için her zaman çalışmam ve çabalamam gerekti. Okul ve iş konusunda hep disiplinli oldum. Kendi içimde daha kırılgan yanlarım var.
– Kültür Üniversitesi’nde ders vermeye başladınız. O süreç nasıl gelişti?
Üniversitede farklı bir bölüm okudum ama televizyon işine girince böyle bir kapı açıldı. Topluluk karşısında konuşmayı, hitap etmeyi sevdiğim için ‘Yapabilirim’ dedim ve kabul ettim. Bir sene oldu… Radyo ve televizyon bölümünde derslere giriyorum. Ne yapmak istediğim konusunda kararsız olduğum dönemlerde, üniversitede hoca olmak da aklımdan geçiyordu. Hayat bir şekilde hayal ettiğim şeyleri bana yaşatıyor. Lisedeyken kendimi podyumda hayal ettiğim zamanlar olurdu. Vejetaryenim ve hayvan haklarını savunuyorum. Kürk karşıtı kıyafetlerin tanıtıldığı bir defilede podyumda yürüdüm. Bunlar hayatın güzel tesadüfleri.
– Oyunculuğa dair hayallerinizi neler süslüyor?
Güzel işler yapmak ve iyi projelerle hatırlanmak isterim. Hayat verdiğim karakterleri gerçekten yaşamak ve bunu izleyiciye hissettirmek en büyük hedefim. İçimde susturamadığım bir enerji var, sürekli beni bu işe itiyor ve oyunculuğu hayatımın merkezine alıyor. Büyük bir tutku benim için. Umarım şimdi olduğu gibi hep birbirinden farklı karakterleri canlandırırım. Bir dönem dizisinde oynamayı da çok istiyorum. Geçmişte olan her şeye karşı büyük ilgim var.