Elif Doğan, 6 Eylül 1994 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.
Adı: Elif Doğan
Doğum Tarihi: 17 Aralık 1981
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.62 m.
Kilosu: 53 kilo
Burcu: Başak
Göz Rengi: Ela
Annesi: Dilek Ergin
Kardeşleri: Bir kız kardeşi var
Instagram: https://www.instagram.com/mselifdogan/
Ailesi: İstanbul’da doğdu büyüdü kendisinden bir buçuk yaş küçük bir kız kardeşi var. “Eyüp’te büyüdük. Annemler de orada doğup büyümüş. Tam bir mahalle kültürüyle, sokakta oynayarak geçti çocukluğum. Kızlarla, bebeklerle değil, erkeklerle bilye oynayan bir çocuktum.”
Çocukluk yılları: İçine kapanık bir çocuktu, bu durumu aşmak için eğitim fakültesindeyken tiyatro kulübüne girdi. “Oradan aldığım cesaretle konservatuara başvurdum.”
Eğitim hayatı: İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümüne devam ederken yan dal olarak aynı üniversitede Devlet Konservatuarı Müzikal Bölümüne dâhil oldu. Uzun zaman şan eğitimini sürdürdü ve müzikal oyunlarda görev aldı.
Hayatının dönüm noktası: Oyuncu olmaya karar vermesi ve hayatının akışını değiştiren olay üniversitede tiyatro kulubüne girmesiyle oldu. “Öncesinde hep müzik ve müzikallerle ilgileniyordum ve çalışmalarım hep onlarlaydı. Hep çekingen biriydim. Kendimi şarkılarımla anlatır, hissettiklerimi öyle dile getirirdim. Müzikale de böyle aşık oldum. Yapmayı en çok sevdiğim şeyle kendimi ifade edebilmemi sağlayan sanat dalı. Tabii bunun için oyunculukla ilgili de kendimi geliştirmeliydim. İlk olarak o sırada devam ettiğim Eğitim Fakültesi’nin tiyatro kulubüne başladım. Sonraki yıl konservatuara başvurdum ve sınavları başarıyla geçip kabul edildim. Ondan sonrası zaten ait olduğum yeri bulmaktı; müzik, dans ve tiyatroyla dolu, beni yetiştirmek üzere bir okul. En keyif aldığım zamanlardı. Kulüpten beş altı kişi bir ajansa gittik. Konservatuvarda okuyor olmam dikkat çekti. Ajans üzerinden ‘Aşk Laftan Anlamaz’daki ilk rolümü aldım.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına 2016 yılında, ‘Aşk Laftan Anlamaz’ dizisinde canlandırdığı ‘Suna Pektaş’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Hayat Bazen Tatlıdır’ dizisinde canlandırdığı ‘Zeynep’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Mükemmeliyetçi bir yapıya sahip. “Takıntılı denebilecek kadar olmasa da alışkın olduğum ve aradığım şeyler var hayatımda. Yanımda muhakkak ‘palo santo’m olur mesela. Enerjinin tesirine çok inanıyorum. Günde birkaç kez etrafımdaki aktif enerjiyi arındırıyorum.”
Sosyal: Set dışında, ailesiyle bol bol zaman geçirmeyi seviyor. “Uzun ve dingin yürüyüşler yapıyorum. Yoga ve meditasyon hayatımın olmazsa olmazı. Özellikle pandemi döneminde kendi kendime vakit geçirmeyi ne kadar sevdiğimi hatırladım. Sosyal hayat akışındayken insan gerçekten fark etmiyor. Sürekli bir koşturma, sürekli bir kalabalık yuvarlanıp gidiyoruz. Bu süreçte kendimle yeniden tanıştım. Aslında doğam gereği sosyal izolasyona ne kadar meyilli olduğumu hatırladım. Sevdiklerime dair endişelerim olmasaydı benim için oldukça keyifli anlardı aslında.”
Düşünce yapısı: Ünlü olmak tabirini sevemediğini söylüyor. “Yaptığım işin hitap ettiği kitlenin genişliğinden dolayı böyle bir karşılığı olması benimle ilgili değil aslında. O işin mecrası ve ulaştığı kişilerle ilgili. Tıpkı bir öğretmenin kitlesinin sınıfı olması gibi bizimki de yani. Sadece sınıfın mevcudu biraz daha fazla. Şans kelimesine inanırım ama ona inandığım kadar mucizelere de güvenirim. Evrenin enerjisine çok inanırım. İstediğimiz şeyleri hayatımıza çekebildiğimize çokça şahit oldum. Bu yüzden evrenin akışına inancım tam.”
Aşka bakışı: “Gerçek aşkın bir tane olduğuna, bir kez yaşandığına inanıyorum. Belki de zaten henüz gerçek aşkı yaşamadığım için romantik olmadığımı düşünüyorum. Baya ruh eşine inanıyorum. Çok nostaljik bir ruhum var. Aşkın, sevginin en üst seviyesi olduğuna ve kesinlikle karşılıklı olduğuna inanıyorum. Tek taraflı olan hiçbir şeyin gerçek olmadığını düşünüyorum. Aşk sevginin en yüksek, en tutkulu halidir bence. Sevgi de zamanla oluşan, büyüyen bir duygu. Onu çok anlam yükleyip bir kişide birleştirmekten ziyade, sevgiyi ve sevgiyle hareket eden insanları hayatıma katmaya çalışıyorum. zaman ilerledikçe her şey gibi aşk da onu yaşama ve yorumlama şeklimiz de değişiyor. Düşünün, insanların mektuplaştığı zamanları… O bile büyük bir zahmetmiş meğer. Mektubu yazmak, pulunu yapıştırmak, zarflayıp göndermek… Şimdi her şey çok kolay ve çabuk ulaşılır. Halbuki bir şeyin çabuk elde edilebilir olması çok çabuk da elden gidebileceği anlamına geliyor bence. Aşk sevmekten vazgeçmemektir. Ben kaderciyim. Eğer biri sizin kaderinizse ve yollarınız bir kez kesiştiyse ve sizin dışınızda nedenler yüzünden ayrılmak zorunda kaldıysanız, mutlaka yollarınızın yeniden birleşeceğine inanıyorum. Bir yandan da başımıza gelen her şeyin bir amaca hizmet ettiğini, her deneyimin oradan bir şey öğrenmemiz için yaşandığını düşünüyorum. Özetle şu an hayatınızdan çıkan birinin gerçek aşkınız olduğuna inanıyorsanız, bence mutlaka tekrar bir araya geleceksiniz.”
Mutluluk kaynağı: Mutluluğu, ‘derin bir nefesle içine çekebildiği huzur hissi’ olarak tanımlıyor.
Neye tahammül edemez: Yalana tahammülü yok. “Güvenim küçücük bile zedelenirse bambaşka bir Elif çıkabiliyor ortaya. Birkaç kez de yaşadım maalesef. O halimi görmek istemeyebilirsiniz. Bir de yalana asla tahammül edemem. Benim için beyaz yalan falan da yok, siyah ve beyazım bu konuda. Ortam yok diyebilirim. Mutlaka her şeyin doğrusuyla yüzleşmeliyim. Doğrusunu öğrenmeli, kararı kendim verebilmeliyim. Kimsenin beni korumak adına, bilgim dışında benimle ilgili bir karar vermesini istemem.”
İlk sinema filmi: Ömer Faruk Sorak- İpek Sorak / Aşk Tesadüfleri Sever 2
Hayata bakışı: Oyunculuk yapmaya başladığından itibaren hayatının plan program anlamında değiştiğini ifade ediyor. “Çalıştığım mecra sebebiyle yaşam tempom hızlandı. Bu bir telaş hali gibi değil de durup esler vermeye, küçük molalarda dinlenmeyi de içine alan bir akış haline geldi. Farklı farklı karakterleri canlandırmak, onlarla o kısa anlarda yer değiştirmek, bana hem kendimle ilgili yeni şeyler keşfettirdi hem de bakış açımı zenginleştirdi.”
İş hayatına bakışı: Oyunculuk gibi tutkuyla bağlı olduğu bir diğer şey de müzik. “Oyunculuktan da önce hayatımın her anında müzik vardı. Bütün çocukluğum, lise yıllarım korolarda geçti. Üniversitede de müzikal tiyatro okudum. B planı gibi değil de, her zaman bir sığınak olarak gördüğüm bir alan benim için müzik. Oyunculuğun bana en iyi gelen tarafı, duygular arasında dans edebilme yönü. Başka insanlarla empati kurabilmeyi öğretiyor bana. Biraz daha farkındalığımı artırıp karşımdakini de anlayabilmemi sağlıyor. Perspektifimi genişletiyor.”
Kariyer planı: Kariyer planlamasında hayal kelimesinden çok hedef kelimesini kullanmayı seviyor. “Bu düşünce şekli bence daha gerçekçi ve mümkün kılıyor düşünceleri. Maddesel olarak muhakkak isteklerim vardır ama uğrunda çalışıp çaba gösterdiğim şeyler genellikle manevi. Bunlar da son zamanlarda çoğunlukla iç huzuru ve dengeyi bulabilmekle ilgili. Sürekli olan o telaş halinden sıyrılıp kendimi sakinlikle buluşturabilmekle, derin nefesler alıp verirken o nefeslerin sakinliğinde o anın tadını çıkarabilmekle ilgili. Ben daha çok iş ve kariyer odaklıyım. Çok inandığım bir işin sonuna kadar uğraşırım. Çok hırslı olduğumu düşünmüyorum ama karşımda kadersel ağ olarak düşündüğüm, benim noktam olduğuna inandığım bir durum varsa o şeyin peşinden giderim işte.”
Gelecek Hayali: “Ben biraz varıştan ziyade yolculuğu seven biriyim. Planlarım, hedeflerim tabii ki var ama akışta karşılaştığım, yoluma eklediğim, çıkardığım pek çok hikaye de var. Müzikal benim asıl branşım. Bütün eğitimim de şevkim de o yönde. Dolayısıyla bir gün bir müzikal projesinde yer almak benim için gerçek manada bir hedef. En başında yola çıkışım da bu yüzdendi. Ama dediğim gibi yol üstünde duraklar olması, bazen yolu biraz uzatıp başka tecrübeler yaşamak da işi zevkli kılan, anda kalmayı sağlayan noktalar. Bir Başak burcu olarak son birkaç seneye kadar 10 yıllık hayatımı planlardım. Ama hiç hesapta olmayan hadiseler cereyan etti. Her şey apar topar değişti. ‘Burada dur, bu anı yaşa ve tadını çıkar, yarını yarın düşünürsün’ demeye başladım. Hatta son bir senedir ‘Onu da o zaman düşünürüz’ diyorum. Tabii ki hedeflerim var ama çok fazla kafa yorarsam ve farklı sonuçlar çıkarsa ben üzülürüm. Buna hiç gerek yok. Evleneyim, çocuk yapayım diye düşüncelerin ise şu an için yok bana hâlâ çok uzak geliyor. Tabii bunlar da var hayatın içinde.”
Kaygıları: Türkiye’de kadın olmanın zorluklarından kaygı duyuyor. “‘Kadın’ olmak olarak ayırıp, bunu sorguladığımızda bile, aslında nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz çok aşikar. Maalesef bunu bir farklılık olarak kabul edip, öyle algıladığımız sürece de zannediyorum bu böyle devam edecek. Yeni neslin genç insanı olarak bu anlamda bizim biraz daha farkındalık sahibi olduğumuzu, bunun için ortak bir fikre ve yaklaşıma sahip olarak ilerlediğimizi düşünüyorum.”
Hangi filmden etkilendi: Etkisinde kaldığın en romantik film, My Best Friends’ Wedding. “Ayrıca, sıkı bir Doctor Who hayranıyım. Tekrar izlemeye başladım, nasıl iyi geldiğini anlatamam. BBC yapımlarından Orphan Black’ı izlemiştim, çok keyifli bir hikaye ve çok iyi oyunculuk. Şu sıralar da Killing Eve’in adı çok geçiyor. Fırsat bu fırsat bu kadar vaktim varken ona başlayıp yeni sezona yetiştim.”
Modayı takip ediyor mu? Modayı çok takip ettiği söylenemez. “Rahat ve günlük tarzlara daha yakın hissediyorum kendimi. Tabii ki işim gereği bazı alanlarda güçlü ve trendlere ait parçalar da kullanıyorum. Ama benim için genellikle rahat ve kullanışlı olması öncelikli.”
Formunu nasıl koruyor? Sporla çok arası yok ama yoga yapıyor. “Spora düzenli devam etmeye motive olup, üç, dört ay devam ettiğim de oldu ama hepsi hüsranla sonuçlandı. Bu alışkanlığı edinemedim bir türlü. Ama kesinlikle yoga aşığıyım. Yoga hayatımda o kadar çok mucizeye sebep oldu ki… Büyük değişiklikler yaşadım yogayla. Son bir senedir ‘Yin Yoga’ yapıyorum. Hayatın bütün telaşının aksine sakinlik ve dinginlik üzerine bir öğreti ve form. İç huzuru yakalamak ve dengeyi kurabilmek için müthiş etkili. Günlük akışta iki ayrı çalışma yapıyorum. Uyanınca günü karşılamak için, uyumadan önce de günün yorgunluğunu ve stresini atmak için. Şimdiye kadar estetikle ilgili bir işim olmadı ama herhangi bir önyargım da yok. Size iyi gelecek, kendinizi iyi hissettirecek neyse onu seçmekten daha doğal bir şey yok.
Sosyal medya ile arası nasıl: Instagramı kullanmaya ilk çıktığında başladı. “Sosyal medya işimizin de kıymetli bir parçası artık. Bu arada hesabım ‘mselifdogan’ yani Miss Elif Doğan. Melis olduğunu sanıyorlar.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2016- Aşk Laftan Anlamaz/ Suna Pektaş
2016-Kayıp İnci/ İnci Alike
2016/2017- Hayat Bazen Tatlıdır/ Zeynep
2017/2019- Çukur/ Hale Atik
2018-Darısı Başımıza/ Öykü Tekin
2019- Zengin ve Yoksul / Aleyna Erdemli
2019- Zengin ve Yoksul / Aleyna Erdemli
2020- Gençliğim Eyvah / Azra Bozoğlu
2021 Aynen Aynen/ Simge
2021/ 2022- Destan/ Tutkun
SİNEMA FİLMLERİ
2020- Aşk Tesadüfleri Sever 2/ Sema’nın gençliği