Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 115. yeni bölümüyle 13 Kasım Salı günü atv’de izleyicilerle buluşacak. 114. bölümün finalinde Ünal Kaplan zehirlenmişti. Hızır, yere düşerken Ünal’ı tutmuştu. İzleyiciler karakterin durumunu merak ediyor. 115. bölümde Ünal Kaplan öldü mü yoksa yaşıyor mu ortaya çıkacak… Ayrıca Hızır’ın başında büyük bir dert var. Artık düşmanları yüzüne bakmıyor, sırtından hançerliyor. Hızır’ın bir şeyler yapması lazım.
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinin 115. yeni bölüm fragmanı yayınlandı. Videodan ilk görüntüleri izleyebilirsiniz. Peki 114. bölümde neler yaşandı:
“Sen bana onun ismini ver, ben de sana bütün istediğin her şeyi vereyim!”
Hızır, emekli olduğunu söyleyerek Çakırbeyli ailesinin sorumluluğunun İlyas’ta olduğunu ilan eder. Parasını, ortaklarını dolayısıyla da gücünü kaybeden İzzet, İlyas’la uzlaşmak için Fuat’ı devreye sokar. Eğer bir anlaşma olacaksa şartlar nettir; içlerindeki hainin adına karşılık barış… Yapılan anlaşma sonucunu hainliğinin ortaya çıkması an meselesi olan Ateş’in, ardına saklandığı düzmece ilişkisi de başına bela olmaya başlar. Ateş, kendini kurtarabilmek için bu belayı hızlıca başından savacaktır. İlyas kontrolü tamamen ele almışken tozu dumana katar ve yaptığı infazlara imzasını atmaktan çekinmez. Bu tavırlarıyla düşmanlarının yüreğine korku salarken başlattığı büyük savaşın karşılığının bedelini tek başına ödemeyecektir…
DİZİNİN KARAKTERLERİ
Oktay Kaynarca
Hızır Çakırbeyli
Annesi ona Hızır diye hitap ediyor, alemde Hızır Reis olarak anılıyor ve sevenleri ona Çakır diyor. Çakır’ın hayatını değiştiren olay ise ağabeyi Ömer’in hasımları tarafından öldürülmesidir. Çok sevdiği ağabeyinin ondan istediği tek şey olan mühendis olmayı rafa kaldırıp, ağabeyinin intikamını alarak önce cezaevine sonra yeraltı dünyasına giriyor. Hızır eski kulağı kesiklerdendir, her şeyi duyar… İçindeki ses ona en büyük olacağını söylüyor ama bir taraftan da diyor ki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…
Tarık Ünlüoğlu
Ünal Kaplan
Yeraltı dünyasını büyük bir aile gibi düşünmek gerekir. Bu ailenin lideri de Ünal Kaplan’dır; ve Ünal kaplan asla av olmak niyetinde değildir. Tehdit olarak gördüğü kimse uzun süre yaşayamaz. En büyük olmak onun vazgeçilmezidir. Hızır Çakırbeyli’nin zekası ve gücüyle zirve yolunda ilerlediğini fark ettiği an artık onun en büyük düşmanı olmuştur. Vicdan ve merhamet duygularından yoksundur. Hayattaki tek zaafı kızıdır…
Yunus Emre Yıldırımer
Alpaslan Çakırbeyli
Çakır’ın ağabeyi Ömer’den aileye kalan tek miras… Çakır’a göre o bir dahi ve ailenin yüz akı… Melek gibi bir çocuk… Alpaslan aklının yanı sıra çok da merhametli… Babasını kaybettikten sonra annesi çocuğunu büyütürken yalnız olmamak için helal süt emmiş bir profesörle evlenmek ister. O günden sonrada aileden aforoz edilir. Alpaslan dahil ailede kimse onunla görüşmez… Meryem Çakırbeyli hariç….
Ozan Akbaba
İlyas Çakırbeyli
Çakır’ın kardeşidir. Abisinin onun hakkında en haklı olduğu konu fevri olması, gözü döndüğü zaman aklını kaybetmesi… Abisi de kendisi kadar öfkeli aslında ama nasıl yapıyorsa yapıyor bunu bastırıp hep doğru zamanda intikam almayı başarıyor. Kendisini en çok Ünal’ın oturduğu koltukta hayal ediyor… Onun gibi şık, onun gibi güçlü, onun gibi çapkın olmak istiyor… Sadece zamana ihtiyacı var, yoksa bu üç özelliğe sahip…
Sabina Toziya
Hayriye Çakırbeyli
Çakırbeyli ailesinin mihenk taşı. Hızır Çakırbeyli’nin annesi. Bu ailenin kadınlarının dünleri yoktur bugünlerinin geçici olduğunu bilirler; yarın için mücadele eder dururlar. Hayriye Çakırbeyli de kocasının ölümünden sonra bu aileyi dimdik ayakta tutmuştur. Çok güçlü, otoriter ve geleneklerine bağlı bir Karadeniz kadınıdır.
Kenan Çoban
Fahri
Etrafındaki insanlar tarafından psikopat diye tarif edilen fakat yanında olan adamlara son derece sadık, kendi canını tehlikeye atabilecek kadar vefalı, bir o kadar da görev adamı. Bir süre hapiste yatmış iyi bir gözlemci. Bu gözlemleri sonucunda iyinin kötünün ayırdına varabilen, insanlara buna göre tavır takınan ve tavrını gizlemeyen, sözünü esirgemeyen biri.
Turgay Tanülkü
Şahin Ağa
Ömrünün neredeyse yarısını hapiste geçirmiş, eski usul bir adam. Uzun süre yaşadığı hapishane hayatına alışmış, dışarıdaki düzene ayak uydurmak zorunda kalmak ona zor gelir. O şahsına münhasır kişiliğiyle asla birilerinin adamı olamayacak bir karakter. Eski otoritesi hiç sarsılmamış, etrafı tarafından sevilen sayılan, adaletten ayrılmayan bu yüzden sözü kanun bilinen biri.
Haydar Şişman
Hurşit Dere
50 yaşında…Çakırbeylilere baba yadigarı… Köyünden uzak Hayriye’nin oradaki eli, gözü, kulağı… Emanetin kıymetini bilen, ihanetin adını bilmeyen bir adam… Ömrünü gözlerini açtığı konağa adamış, o konaktakilere yıllarca hizmet eden babasının yolundan hiç ayrılmamış biri… Doğru bildiğinden şaşmayan, sözünü esirgemeyen, tezcanlı aynı zamanda Karadeniz kadar sert, aksi ve inatçı…Kimi için merhametli kimi içinse acıması olmayan bir cani… Tabii bunun da var bir sebebi. Gönlünü taşa döndüren eski sevdasıyla bir başına geçen yılları gibi…
Yalçın Hafızoğlu
Hızır Ali Çakırbeyli
Hızır ile Ceylan’ın oğlu. Annesi tarafından yıllarca yurt dışında bir sır gibi saklanan, Çakırbeyli ailesinin sürpriz gerçeği. Babasız büyüdüğü için biraz hırçın biraz da asi. Bazen patavatsızlığa varan dürüstlüğü dışında hem huy hem görünüş olarak tam bir Çakırbeyli.. Bir parçası olduğunu bildiği ailesini hep uzaktan izlemiş ama içinde onlara karşı hiç kırgınlık beslememiş sevecen biri.