İlkine kıyasla dizideki tada daha yaklaşmış olan film, Zekai’nin buluşunu cin fikirlilikle değerlendirmek isteyen Cevahir’in tez canlılığıyla sarpa saran kumarhane macerasıyla gelişen bir öyküye sahip. Kendileri yerine başkalarını zengin ederken korsan kumarhaneci Paçacı’yı zarara uğratarak kızdıran kahramanlarımız Pırıl’ın kaçırılmasına sebep olur. Duygusal katilin zararını karşılayıp Pırıl’ı kurtarmanın tek yolu da Kıbrıs’ta makineyi deneyip kumar masalarından kazançlı kalkmak ve fidyeyi toplamaktır. İstikamet Kıbrıs olduktan itibaren de cümbüş başlar, tabii Cevahir-Bilal çekişmesi de…
Böylece yeteneksizliği sarsaklıkla harmanlayıp komedide karar kılan sevimli karakterlerimizin kolay yoldan yırtma macerasındaki mizah da kimi zaman argosu bol, kimi zaman da cidden güldüren biçimde yansır seyirciye. Kuşkusuz bu sürecin can damarı yine Ulvi’nin mizahi söylemleri!