Star TV’de ekrana gelen İstanbullu Gelin dizisinin yönetmeni Zeynep Günay Tan, daha önce Güz Yangını, Kaybolan Yıllar, Eşref Saati, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Kurtlar Vadisi Pusu, Kayıp, Benim Adım Gültepe dizilerinin de yönetmenliğini yapan bir isim.
Zeynep Günay Tan, çok sevilen İstanbullu Gelin dizisinin başarısının arkasındaki nedenleri ntv.com.tr’ye anlattı.
Aynı zamanda Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisi ile Antalya Televizyon Ödülleri’nde En İyi Yönetmen Ödülünü’n de sahibi olan Tan, dizinin Emmy Ödülleri’nde aday olmasından çok mutlu olduklarını ve bu başarıda tüm teknik ekibi ve oyuncuların payının olduğunu belirtiyor.
“Tabii ki 140 dakika dizi çekerken bunu hakkıyla yaptığımızı söyleyemem ama en azından niyetimiz, isteğimiz ve yolumuz buydu. Ve bunun karşılığını Emmy adaylığı ile almak hepimizi gerçekten çok mutlu etti. Çünkü duygunun dili, ırkı ya da sınırı olmaz. Zaten yaptığımız iş de bu yüzden güzel. Bu adaylık dediğim bu yüzden çok kıymetli. Hepimiz çok mutlu ve heyecanlıyız aday olmak bile çok büyük bir onur” ifadesini kullanan Zeynep Günay Tan, dizinin başarısını da şu sözlerle özetliyor:
“”İzleyicinin diziyi bu kadar sevmesindeki en başlıca neden; bence İstanbullu Gelin’in sadık izleyicisi yapımı bir dizi izler gibi değil de karakterleri evlerine konuk eder gibi ya da o konağa misafir olur gibi izlemesi. Bunun arkasındaki sebep, dizinin anlatığı hikayedeki gerçeklik, samimiyet ve karakterlerin derinlikleri bence. Biz sadece olaylar üzerinden bir hikaye anlatmadık.Çoğu zaman çok büyük bir olay olmayan bölümümüz oldu ama karakterlerin ufacık şeylerden bile yaşadıkları ruh hallerini oyuncularımız o kadar kalplerini açarak yansıttılar ki izleyici de bence İstanbullu Gelin’deki karakterleri sevdi.
Üstelik de sadece 3 başrol oyuncusu üzerinden giden değil neredeyse bütün kadroya yayılan rollerin hepsinin kendi hikayesi ve derinliği olan birer karakter olarak İstanbullu Gelin’de var olması herkesin hayatından bir şeyler bulabilmesi, tanıdığı kişilere benzetebilmesi ve tabi Adem’le gittiğimiz terapi seansları, Süreyya’nın bize umut ışığı olması bunlar İstanbullu Gelin seyircisinin dizi bu kadar sevmesinin en önemli sebepleri sanırım.”