Kardeş Çocukları dizisi karşı öfkelenmemek imkansız!
TelevizyonGazetesi.com / Detay – Star TV ekranlarında önceki hafta sezon finali yapan Kardeş Çocukları dizisi, ortaya koyduğu şiddet öğeleri sayesinde hem reytingi kaptı hem de 2. sezon biletini aldı.
Nur Fettahoğlu’nun başarıyla canlandırdığı acımasız mafya vari karakter Umay Karay, herkesin dilinde. Fettahoğlu’nun başarılı oyunculuğu ile süslediği Umay Karay kocası tarafından fare zehri ile öldürülmek istendi. Sonuçta ne olduğunu 2. sezonda göreceğiz. Birçok izleyici Umay’ın bunu tahmin ettiğini ve numara yaptığını düşünüyor.
2. sezonda Kardeş Çocukları dizisindeki şiddet öğelerinin artarak devam edeceği de görülmekte.
Karakterlerin birçoğunun şiddete başvurması ve bunun da normalmiş gibi ekrana yansıtılmasına tepkiler de var.
Nur Fettahoğlu, Afra Saraçoğlu, Mehmet Aslantuğ ve Ayça Bingöl’ün oynadıkları dizinin sezon finalinde öyle gelişmeler yaşandı ki, izleyici 2. sezonu sabırsızlıkla beklemekte.
Reşat, fare zehri koyduğu kahveyi içen karısı Umay’ı öldürdüğünü söyleyip polise ihbarda bulundu.
Silahlı adamlar arabayla Yıldırım’ın evinin bahçesinin önünden geçerken ateş açtı. Yıldırım kurşunlara hedef oldu. Bir ceset var ama bu Yıldırım’a mı ait yoksa İdil’e mi ait merak konusu… Umay’ın durumu da belirsiz.
Yıldırım ve Umay’ın kurtulması bekleniyor ama nasıl kurtulacakları da merak ediliyor.
Kardeş Çocukları dizisindeki şiddet öğeleri ise izleyicileri rahatsız edecek düzeyde.
Milliyet Blog yazarlarından Anibal Güleroğlu, diziye adeta ayna tutan çok önemli bir değerlendirme yazısı yazdı.
İşte o yazı:
“Aldatmalar, yalanlar üstüne kurulu düzeniyle ikinci sezona vize alan ‘Kardeş Çocukları’ da izleyici kitlesi yoğun olan şiddet içerikli yapımlardan biri olma özelliğinde. Koca dayakçılığını, üvey kızını bodruma kapatma şiddetine dönüştürerek ivme kazanan dizinin kardeş kazığıyla yol alan öyküsünde yok yok maşallah.
Şöyle ki; Umay Karay olarak tek başına mafya gibi davranan havalı hatunun yalanlar üstüne kurulu dünyasındaki anahtar sözcük ‘acımasızlık’! Bu zihniyetle öz kızlarından birini alabildiğine aşağılayarak ruhsal şiddete maruz bırakan Umay’ın, diğerinin başına gelenleri de pek önemsediği yok açıkçası. Dahası, sözde sevdiği adam olan Yıldırım’ın gerçeğe ulaşmasını engellemek adına tuttuğu Savaş’ı da harcamak için bir araç dolusu silahlı adamı yollamakta sakınca görmedi. Böylece ‘Kardeş Çocukları’nın baş şiddetçisi oluverdi Umay Hanım.
Öte yandan sakin sakin duran Hayal’in bile şiddete başvurduğu akışta Umay’ın ruhen posasını çıkarttığı kocası da nihayetinde silahla yapamadığını fare zehriyle yapma yoluna gitti. Şiddetin bulaşıcılığını gördük böylece. Psikopatlığın şımarıklıkla buluştuğu İdil deseniz… Rakibine maddeler vererek şiddet sergileyen sinsi tip olarak varlık buldu. Yıldırım’ın annesi de statü baskısıyla şiddet uygulayanlardan oldu. Ya mağdur Ümran? Şiddete şiddetle karşılık verme durumunda kalıp katile dönüştü. Sürekli atarlanan Hayat’ın da şiddete meyilli olduğu bariz.
Anlayacağınız ‘Kardeş Çocukları’nın şiddetten filizlenen öyküsünde şiddetin her rengi kendi tonunda mevcut. Şiddetin bu denli renkli ve özendirici bir dünyadan sunulmasına karşı öfkelenip morarmamak; çocuklar-aile bağlamında rahatsızlık duymamak mümkün mü?”