Ömer amcasına, D.Ö. (Defne’den Önce) döneminden kalma hafif kinayeli ve mesafeli tavrıyla birkaç tane “Sıkıntı Yok” çekedursun, Defne Suits’in Donna’sı misali Ömer’in leb demeden bilmesi gereken tüm leblebileri kavurmakla meşgul. Aferin Defne, Ömer’e telekonferans yerine Manu’nun garsonunu bağladığın günlerden buralara gelmeye muvaffak oldun! Kafana koyduğunun peşinden gittiğini Ömer’in geçen hafta dediği gibi “anladık”. Bize de “eeee…nereden anladık?” diyecek olursan; Ömer’in stratejik iş ilişkilerine getirdiğin innovatif çözümlerden, onu esasen ayaklarının geri geri gittiği davete tepeden tırnağa (mecazen değil, kelime anlamı ile) hazırlamaktaki hünerlerine kadar verebileceğimiz pek çok örnek var. Üstelik bu kez yaptığın semeliklerinin farkına da varıp onlar için özür dilemeyi, hatta bundan sonra ait olduğun yeri şaşırmayacağına dair kendine güvendiğini söylemeyi de başarabiliyorsun. Demek “siz oldunuz bile!” O zaman dans, o zaman renk! Haydi bir de Koray’dan gelsin: “Ne büyük acılar, aman yanlış söyledim, ne büyük mutluluklar bunlar!”
Kiralık Aşk’ta Defne’nin aksesuarlarına 10 puan!
380