Göz boyayıcı algı yönetiminin etkisi olmadan bu soruyu cevapladığımızda diyemeyeceğimiz kesin. Zira şimdilerde dizi sektörümüzde ‘Muhteşem Yüzyıl’ serisini, ‘Vatanım Sensin’ gibi rekor satış yapanları ve TRT 1’in dev bütçeli tarihi yapımlarını bir tarafa bırakırsak geri kalan işlerin çoğunda özgün bir senaryo bulunmamakta.
‘Masum’ gibi internet kanalı için özgürce yaratılma avantajına sahip olanları da saymazsak ya çoğunun öykü çizgisi aynı ya da Uzak Doğu dizilerinden uyarlanmış işler. Bu durumda, yerli izleyici dahi bıkkınlık noktasına gelmişken, yurtdışındaki izleyicinin aynı tarz Türk dizilerini görme isteği veya orijinalini Güney Kore’den izledikleri işin yeniden yapılanmış halini merak etmesi nereye kadar sürer diye ölçüp biçmek gerekmiyor mu? Yoksa hâlihazırda gelişen yurt dışı popülaritesi, ‘saman alevi’ olarak değil de Kemer’deki ‘sönmeyen ateş’ gibi mi görülmekte?