Öte yandan yabancılara ‘Turkish dizi’ demeyi de öğretmiş olabiliriz. Ama bu demek değil ki, dizilerimiz, film özeniyle uzun süreçte yaratılan Amerikan-İngiliz yapımlarının algı yönetiminin gücüne sahip ve yabancılar da bizim dizilerimizin empoze etmeye çalıştığı algıları kabullenecek. O vakit ne olacak?
Gerçekten fark yaratanlar hariç, geri kalanlar üsluplarıyla ilk etapta yabancılara ilginç gelip rağbet görecek. Sonrası saman alevi gibi parlayıp sönme evresi olacak. Bu meyanda kültürümüzle yabancıları etkileme, onlarda ülkemize dair olumlu algılar yaratma olasılığı da güme gidiverecek.
Bakmayın siz magazin medyasındaki ‘Dizi turizmi, Araplar filanca oyuncuya bayılıyor’ gibisinden balonlara… Dizilerimizin Araplara veya Güney Amerika ülkelerine ya da Rusya’ya kültürel bazda algı yönetimi uygulaması mümkün mü? Hadi canım sen de. Hem Avrupa’nın kallavi ülkelerinin, Amerika’nın, Uzak Doğu’nun dizilerimize abartıldığı gibi ilgi göstermediği de aşikâr. Onun için analizler doğru yapılmalı. Balonlardan kaçınmalı.