PuhuTV’nin yeni dizisi DİP’in 2 bölümü birden yayınlandı. Neslihan Atagül ve İlker Kaleli’nin başrollerinde oynadıkları dizi merakla bekleniyordu.
Dizi, ilk bölümüyle tam konuyu anlatamazken kafalarda da pek çok soru işareti oluşturdu. Ancak gizemli konusu ve kişilikleriyle dikkat çekti.
Vatan Gazetesi’nden Oya Doğan, dizinin detaylarına dikkat çekerek şunları söylüyor:
“Neden, nasıl sorusunu sorduruyor
Dip, karısı intihar eden ve ondan sonra dikiş tutturamayan fazla zeki, az konuşan, kafasına göre içtiği ilaçlarla yaşayan, karısının hayalini gören, ölmek ve ölmemek arasında kalmış, ölümle yaşam arasındaki sınırda arabuluculuk yapan Sahir’in hikayesini anlatma iddiasıyla yola çıktı. İlk bölümde derdini anlatamadı ama karakterini iyi tanıttı. Özellikle bir sahne vardı ki; hem rejisini, hem senaryoyu, hem de oyunculuk performanslarını çok beğendim. Uğur Polat ve İlker Kaleli Kayıp Şehir’den sonra yine bir stadyumda karşılıklı döktürdüler. Stadyumda intihar edecek olan Savaş Kurtuluş eski bir gol kralıydı. Sahir yanına gitti ve ikisi de geçmişin yükünü yeşil sahaya bıraktılar. İlk bölümde Sahir’in otoriteyle sorunu oluğunu gördük ama bu ikinci bölümde daha fazla açığa çıktı.
Neslihan Atagül Doğulu’yu ilk bölümün sonuna doğru gördük. Buz pateni yapmaya çalışan Bilge’yi daha sonra saçında perukla babasının ölmediğini öğrendiği sahnede izledik. Ardından da kurşun yağmuruna tutuldu. Kimdir, neden üstüne silahlar yağıyor, babasını bulmak için neden bir algoritma çözmek zorunda onları ilerleyen bölümlerde izleyeceğiz. Tüm bunlar için önce Sahir ve Bilge’nin yolunun kesişmesi gerekiyordu. Bunu da bir telefon gerçekleştirdi. İntihar edecekken telefonu çalan ve ölen karısından gelen telefonla şoke olan Sahir sesin söylediği yere yani köprüye gitti ve Bilge’ye kurşun yağınca birlikte nehre düştüler. Bu, ilk bölüm finaliydi. Biliyorum buraya kadar bu dizi ne anlattı diyeceksiniz. Evet konusuna dair bir bilgi edinemedik. Ama ben de büyük bir merak duygusu yarattı. Acaba ikinci bölümde derdini anlatacak mıydı? İkinci bölümde bu telefonun kimden geldiği sorusunun peşinden gitti Sahir… Bu kez bölüme Gün Koper, Feridun Düzağaç ve Gürkan Deniz Akhanlı da katılmıştı. Bölüm finalinde cevabı aldık. Ama bu defa “Neden, nasıl?” sorusu belirdi. Ben de yine bir merak duygusu oluştu.
Ritmi hızlanmalı
Dip, yönetmen Uygar Kutlu’nun yanlış bilmiyorsam ilk dizisi… Haliyle ritmi kaçırdığı yerler olmuş. Kurduğu dünya fazlasıyla Nordic. Fakat ben Dip’i sevdim. Fazla yavaş bir ritmi olsa da, her bölümün finalinde “Kim, neden, nasıl?” sorusunu sordurtmayı başardı. Bir diziyi izletmenin en önemli öğesi meraktır. Bu da Dip’te şimdilik var. Reji iç aksiyonu artırırsa dizi çok daha güzel olacak. Kafamdaki sorular; “Bilge’nin babası kim, ne iş yapıyor ve neden şimdi ortaya çıkıyor? Ali Kemal Sahir ve Bilge’yi neden buluşturuyor? Sahir’e akıl hastası imasında bulunurken onu neden Ekin olarak arıyor? Uygar’ın inatla bahsettiği ama Bilge’nin duymadığı gemi algoritması nedir?” Umarım üçüncü bölümde hepsinin cevabını alırım. Herkesin emeğine sağlık!”