Ünlü oyuncu Tuba Ünsal’ın NTV’de katıldığı Empati programındaki açıklamalar dikkatleri çekti. Ahmet Mümtaz Taylan’ın sunduğu programda Tuba Ünsal hem kendisiyle ilgili çeşitli bilgiler verdi hem de meslektaşı Özgü Namal ile ilgili dikkat çeken bir açıklama yaptı.
Tuba Ünsal, yaşanmış gerçek hikayelerle Empati kurarken, diğer taraftan da ailesi, çocukluğu, şöhret yolculuğundaki ilk günleri, çocuklarına ve yaşama dair çok özel sohbetiyle Empati’nin özel konukları arasındaki yerini aldı.
Şu sıralarda Now televizyon kanalında yayınlanan Kızıl Goncalar dizisinde başrolde yer alan Özgü Namal, yıllar sonra yeniden ekrana dönerek hayranlarını memnun etti. Tuba Ünsal’ın açıklamaları arasında yer alan Özgü Namal ile ilgili bilgiler de dikkat çekiciydi. İşte o sözler:
“Özgü Namal’la benzer zamanlarda sektöre girdik. Özgü’yle aynı reklam görüşmelerine giderdik, işte reklam seçmeleri felan… Seni gördüğüm zaman moralim bozuluyor çünkü sen seçiliyorsun diyordu. İyi ki reklamlarda devam eden bir insan olmayıp televizyona geçti o da… Çok başarılı.”
Tuba Ünsal, programda kendisiyle ilgili hem özel hem de iş anlamında farklı açıklamalar da yaptı. İşte, oyuncunun yaptığı açıklamaların bir bölümü:
“Şöhret çok büyük bir ateşten gömlek. Ben aklımı nasıl yitirmeden, sağ salim buralara kadar gelebildim, geçtiğim yolları düşündükçe şaşırıyorum.
Ortalama bir Türk ailesinin çocuğuyum. Babam benim şöhretimle çok eziyet çekti, ‘elalem neder’ ile çok uğraştık. Diyemedim ki ben gayet namusumla işimi gücümü yapıyorum. Üzerime atılan her şeyin tortusu kalırdı, hep yanlış mı yapıyorum derdim.
İLK EVİMİ 17 YAŞIMDA ALDIM
İlk evimi 17 yaşımda aldım. Babam izin vermiyordu. Onlar bana kural koymuşlardı, yalnız yaşayamazsın, yalnız yaşamak için ev alman gerekiyor. Nasıl para biriktirdim, arkadaşlarımın kıyafetlerini üzerimde yıpranana kadar giydim. Bankadan kredi çektim, küçücük 30 metrekarelik bir ev aldım.
VİZONTELE TUUBA
Vizontele Tuuba’nın içinde olmak muazzam bir şey. Bir şeyler yapıyordum ama yılmıştım, azıcık para kazanıyordum. Kocaman İstanbul’da otobüslerleydim, üç vasıta değiştiriyordum. Ailemin benim yanımda benim paramla kalma parası yok, kazandığım parayla idame ettiremiyorum hiçbir şeyi. Vazgeçiyordum, dönüyordum! Yılmaz Erdoğan “sen dur ben film yapıyorum” dedi. Neredeyse asistanlıklarını yapıyordum, Demet Ablalara çaylarını götürüyordum. Necati Abim film öncesinde bana avans verip, harçlık vermişti. BKM Ailesi onlardan çok lazım dünyamıza…
ÇOCUKLARIM İKİNCE EL KIYAFETLE BÜYÜDÜLER
Çok yokluk gören insanlarda çocuğunu şımartma durumu oluyor ya, ben göremedim o görsün diye… Ben onu yapmıyorum! Benim gibi zorlanarak bir şeyleri elde etmek durumunu yaşasın ikisi de. İkisinin de bir oyuncak için tutturduğunu görmedim. Sare bir kıyafetini satmadan diğerini almıyor, ikinci el kıyafetle büyüdüler. “