“Allah’ın cezası” levelından “Allah’ın lütfusun” levelına atlayan Zülfikar’a hepiniz hoşgeldiniz Poyraz Karayel’ci! O göz kırpıklarını, “Güzel miyim ben muhtar?” sorusuna “Değil misin?” lerini, sonracığıma “Sen beni kıskandın mı?” sorusunu “Ne kıskancam bee!” diye yanıtladıktan ve telefonu kapattıktan sonraki yandan gülüşünü, katarım bohçama, Alsancak’ın orta yerinde göbecikler atarım vallaha! Gülmeyin! Ya da gülün ya! Ne dedi Poyraz Ağğbiğğ: “Gerçek deliler bir gün itibar görecek!” Buraya bir kaslı kol emojisi. Kıskanç Zülfikar, koskoca bir tırlak Meltem’i aldı efendim getirdi liseli kız boyutuna. O işveler, o cilveler bilemiyorum yani Meltem’ciğim Karayel. Bir de Zülfikar’ın Meltem’i belinden şöyle bir tutup çevirttirmesi vardı ki!! Başka bir yerde izlesem ya da başkaları oynasa o sahneyi, yemin ediyorum basardım kahkahayı, o ne la öyle, pazar arabası gibi attı tuttu, çevirdi, bir şeyler yaptı kızı diye. Ve fekat, Celil Nalçakan’la, Hare Sürel’le cayır cayır yandı oralar be. Pek tabii, kırmızıların da etkisi vardı amma tutku, na böyle paçalardan aktı yahu. Devam devam, pek güzel parıldayan yıldızlarsınız, aynı böyle devam.
Poyraz Karayel nasıl oluyor da her hafta izleyiciyi mest ediyor
388
Önceki gönderi