Ana sayfa Dizi Haberleri Sen Anlat Karadeniz’in Vedat’ı Mehmet Ali Nuroğlu sosyal medyada ölüm tehditleri alıyor!

Sen Anlat Karadeniz’in Vedat’ı Mehmet Ali Nuroğlu sosyal medyada ölüm tehditleri alıyor!

tarafından ker_def

Sen Anlat Karadeniz'in Vedat'ı Mehmet Ali Nuroğlu sosyal medyada ölüm tehditleri alıyor! 7

– Dayak sahnelerinde nasıl hissettiniz kendinizi? Bu bir sevişme ya da öpüşme sahnesinden daha zor sanki…
– Şunu söylemem gerekiyor; İrem’e gerçekten vurmuyorum. Bir kere herkes bunu bilsin! Ben İrem’e nasıl vurabilirim? Ama o zaten role çok iyi hazırlanmış. Bizim işimizde şöyle bir detay var; bir kralı oynayamazsın etrafındaki oyuncular seni kral yapar! Benim şiddeti bu kadar başarılı uygulayabilmemde, İrem’in payı büyük. Elbette profesyoneliz ve oynadığımız şeye kendimizi kaptırmıyoruz ama bu sahnelerden sonra, insan yine de kötü oluyor. Hiç unutmuyorum, bir sahneden sonra İrem gerçekten ağlamaya başladı ve durduramadı kendini. Yanına gittim. Üzülüyorum böyle olunca ama dedi ki, “Kendime ağlamıyorum, bu durumu gerçekten yaşayan kadınlar var Mehmet Ali.” Gerçekten var!

HİNDİSTAN’DA SEKİZ AY GEÇİRDİM

– Çok ilginç bir oyuncusunuz. Sizden röportaj almak zor, dizi tanıtımlarında bile öne çıkmak istemiyorsunuz. Neden bu kadar mesafelisiniz?
– 25 yaşımdayken beni yoran ve mücadele ettiğim bir şeydi şöhret. Savaşıyordum bu durumla… Yoruluyordum. Dizi afişi için bile fotoğraf vermediğim oldu. Röportaj vermeyi de sevmiyordum. Anlatacak neyim var ki diyordum. Ama artık bu durum bildiğim bir şey, çok kafaya takmıyorum. İnsanların sevgisi çok güzel bir şey, buna şükretmek gerekiyor.

– Yoga hayatınızın en önemli uğraşı. Bu uğurda Hindistan’da uzun zaman kalmışsınız. Nasıl başladı ilginiz?
– Bir dönem pilates hocam tavsiye etti yogayı. Ben de her klasik Türk erkeği gibi, “Yoga mı yapacağım abi?” diye karşıladım olayı (gülüyor). Ama sonra bir kez denemeye karar verdim. İlk seansın sonrasında, hayatımda hiç hissetmediğim bir rahatlama hissettim. Sonra da bırakmadım. Ardından eğitmenlik sertikası aldım. Sonra da eşimle Hindistan’da bir yoga okuluna gittik. Dini bir okul değildi bu sözünü ettiğim, tamamen eğitim. Aralıklarla sekiz ay geçirdik orada. Aslında yoga nefesine odaklandığın meditatif bir şey.

– Dizinin yanı sıra Das Das’ta Uyarca isimli bir oyunda da rol alıyorsunuz. Tiyatrodan da kopmadınız…
– Tiyatro benim ilk gözağrım. 15 yaşımda başladım. Sonra da her kademesini yaptım; amatör tiyatro da yaptım, üniversite tiyatrosunda da yer aldım, devlet tiyatrosunda da sahneye çıktım, yurt dışına da gittim. Ama mezun olduktan sonra çok fazla şansım olmadı. Dizi yaptığınız zaman kalan vaktinizde sinema yapmak istiyorsunuz. Tiyatro çok yoğun vakit istiyor. Onu veremiyorsunuz. Hiçbir yapımcı da oyunu olan insanla dizi yapmak istemiyor. Biz çok şanslıyız. Bizim dizide Öykü’nün, benim ve Gözde’nin oyunu var ve idare ediyoruz. Osman Sınav anlıyor bizi, oyuncunun arada sahneye çıkması lazım. Orası er meydanıdır, orada yenilenirsin. Seyirciyle bir arada olma hissi şifalıdır.