567
Bir İstanbul’a gittik, Bir Kırkan Gürkaya Köyü’ne…
Tabi bu noktadaki başarıda, köyden İstanbul’a, İstanbul’dan köye geçerken, üzerine düşünülmüş, matematiği kağıt üzerinde yapılmış planların kullanılmasının payı büyük.
Mesela; köyde Salih Ağa’nın dürbününden Kader’e bakarken, İstanbul’da Tahsin’in dürbün görüntüsüne kesildi ve bu sefer Zeliha’yı gördük.
Mesela; köyde radyoda haberler dinlenirken, radyodan açılınca bir bakmışsınız aynı radyo ile artık İstanbul’dayız.
Bu geçişler aslında yorucu olabilecek iki hikâyeyi, tatlı bir üslupla birbirine bağlarken, hikâyenin mekânsal geçişlerinin yaratabileceği olası yoruculuktan da kurtardı.