Burak Yörük, 26 Mayıs 1995 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.
Adı: Burak Yörük
Doğum Tarihi: 26 Mayıs 1995
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.88 m.
Kilosu: 74 kilo
Burcu: İkizler
Göz Rengi: Kahverengi
Instagram: https://www.instagram.com/burakyoruks/
Ailesi: İstanbul’da doğdu büyüdü. Anne ve babası medya sektöründe çalışıyor. “Annemle babam Sabah Gazetesi’nde çalışırken tanışmışlar. Zaten aile olarak yıllarca gazete, televizyon sektörünün bir şekilde içindeydik. Anadolu Yakası’nda Göztepe’de doğdum, büyüdüm. Şimdilerde de kopamadığım Anadolu Yakası’nda yaşıyorum. Fakat İstanbul’un her yerinde anım olduğunu söyleyebilirim. Doğduğumdan beri bu şehirdeyim ve İstanbul’u çok seviyorum. Bu kadar karışık olması belki yorucu ama benim için çok özel. Burada okudum, burada çalışıyorum burada aşk yaşadım. O nedenle bu şehirde her şeyle ilgili anım var diyebilirim.”
Çocukluk yılları: 6 yaşından itibaren oyunculuk yapıyor. “O dönem babam ATV’de çalışıyordu ve sektördeki çevresi genişti. 6-7 yaşlarım televizyonda yayınlanan bir-iki yapımda oynadım. 14 yaşında farklı kurumlarda oyunculuk eğitimi almaya başladığım bir döneme girdim. Daha sonra üniversitede oyunculuk bölümünü seçtim. Doğal akışında bir süreç oldu benim için. Oyunculuk dışında farklı bir meslek seçmek zorunda kalsaydım eğer, kesinlikle basketbolcu olurdum. Zaten bir dönem Fenerbahçe Spor Kulübü’nde oynadım ama sonra bıraktım. Oyuncu olmasaydım hayatıma sporcu olarak devam etmek isterdim.”
Eğitim hayatı: Eğitimine Beykent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde devam ediyor.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına 2002 yılında, küçük yaşta rol aldığı ‘Sırlar Dünyası’ dizisi ile başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘4N1K’ dizisinde canlandırdığı ‘Barış Ozansoy’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Neşeli, sıcakkanlı, mütevazi, duygusal ve hareketli bir yapıya sahip. “Fazla göz önünde olduğunuzda hayatınızla ilgili yanlış çıkarımlara varılabiliyor bazen. Kötü alışkanlık olarak tanımlanan hiçbir alışkanlığım yok, hayatımı sevdiklerimle ve işime odaklı bir şekilde kendi halimde yaşıyorum aslında. Beni kişisel olarak tanımayanlar, uzaktan, bilmeden edindikleri izlenimle şımarık, snob veya güvenilmez biri olduğumu düşünebilir ama bunlar yanlış. İlişkilerime hep 10 puanla başlıyorum. İnsanların çoğunu severek iletişimi başlatmış oluyorum. Sorsanız, şu an aramın kötü olduğu, nefret ettiğim kimse yoktur. Ama hayatta herkes bir şekilde birilerinden kazık yiyor. Yalan en sevmediğim şey. Bana yalan söylendiği zaman hemen anlayabiliyorum. Bu yüzden gerçekleri hemen su yüzüne çıkarabiliyorum. Annem hayatınızda görüp görebileceğiniz en net kadın olabilir. Bir soru sorarsınız, illa ki kesin bir cevap alırsınız. Böylesine net, dürüst bir kadınla büyüdüğüm için insanlarla olan iletişimimde buna dikkat ettim. Ben birisine soru sorduğumda, bana yalan söylenip söylenmediğini bu sayede anlıyorum belki de. Gerçek bir cevap alamadığımda, onun doğru olduğuna inanmıyorum. Yalan söylenilmesindense, gerçek ne kadar can yakıcı olsa da sadece doğruyu bilmek istiyorum. Yalan beni daha çok rahatsız ediyor.”
Sosyal: İşten arta kalan zamanlarında sakin bir hayatı var. “Setim olduğu zamanlarda, ev-set-ev gibi bir rutinim var. Çalışmadığım zamanlarda da sakin bir hayatım var aslında. Spor yapıyorum, arkadaşlarımla buluşuyorum, basketbol oynuyorum, YouTube için video çekiyorum genel olarak. Çocukluğumdan beri sporda stratejisi ve mücadelesi olan şeyler hoşuma gidiyor. Bu yüzden boks yapıyorum, basketbol oynuyorum ve kayıyorum. Bu aralar en fazla bu üçü ile ilgileniyorum. Hatta basketbola biraz ara verdim, diğer ikisi daha baskın diye. Bir de yakın zamanda Muay Thai ile tanıştım ve beni çok etkiledi. İki saatlik set aram olduğu zaman bile stüdyoya gidip çalışıp geri dönecek kadar severek yapıyorum. Yeni yemekler ve tatlar denemeyi çok seviyorum. Herkes için yemek önemlidir ama benim için ayrı bir zevk. Hatta hayatta en zevk aldığınız şey nedir derseniz ilk üçte güzel yemek diyebilirim. Yeni yerler keşfetmeyi, yemeklerini denemeyi, arkadaşlarımla buluşmayı ve en önemlisi spor yapmayı seviyorum. Ve tabii bir de motor kullanıyorum İstanbul sokaklarında.”
Düşünce yapısı: ”Ben çok duygusal biriyim. Duygusal olan herhangi bir şey, duygularla alınan herhangi bir karar bana arkadaşlığı gerçek hissettiriyor. İçinde bulunduğumuz sektörden dolayı uzun süren sağlam ilişkiler kurmak zorlaşıyor. Anlattığın şeyi dinlemeyecek veya senin dinlemek istemeyeceğin insanlar olabiliyor çevrende. Bu yüzden beni dinleyen ve özellikle de benim dinlemek istediğim insanlarla iletişim kurmak beni çok heyecanlandırıyor.”
Aşka bakışı: “Aşk çok güzel, muazzam, tarifsiz bir duygu ama aşktan çok saygı ve sevginin yüceliğine inanıyorum. Bu iki duygu sizinle beraberse eğer, beraber aldığınız yol da daha değerli bir hale geliyor. Ne olacağını düşünmek yerine de yaşamaktan yanayım. Bu nedenle sevmediğim veya yaşamaktan kaçındığım bir durum yok açıkçası. İlişkilerde, kolay etkilenen biri olduğumu düşünmüyorum, ne çok samimi ne de çok mesafeli davranıyorum aslında ikili ilişkilerimde. Tabi, bu karşımdaki kişiyle de bağlantılı bir durum. Zamanla ilişkilere olan bakış açınız değişkenlik gösteriyor ama genelde nötr kalmaya çalışıyorum ve gidişata göre şekilleniyorum.”
Mutluluk kaynağı: Hayranlarının ilgi ve sevgisinden mutluluk duyuyor. “Beğenilmek, destek görmek çok güzel bir duygu. Bu haliyle bir özgüven duygusunu da getirmesinin yanında üzerinize bir sorumluluk da yüklüyor ve olgunlaşma süreci için bir etken haline geliyor. Şimdilerde bunu daha doğru hissetmeye başladığım bir dönemdeyim. Yaptığım işin başarı sembolü sevilmek. Ne kadar kişi severse, o kadar başarılısın diyebiliriz. Bu işe girip, iyi projelerde yer almaya başladığımda işin sonunun bu olacağını çok iyi biliyordum. Beni sevenleri, takip edenleri bu işin bir geri dönüşü olarak görebiliriz. Onlar beni çok seviyor, ben de onları. Ben onların hayatına kendim gibi girebilip, bu şekilde devam edebildiğim için kimseye karşı herhangi bir sorumluluk hissetmiyorum. Birbirimizi biz olduğumuz için seviyoruz.”
İlk sinema filmi: Deniz Coşkun/ 4N1K 1
Hayata bakışı: Huzurlu bir hayat yaşamaya özen gösteriyor. “Aile, arkadaş, eş, akraba… İlişkinin türü ne olursa olsun, bence hepsi de çok zor. Herkesin hayatta yaşayıp edindiği deneyimleri, hevesleri, beklentileri var. Bunları bir araya getirip, iletişim çarkını döndürebilmek zor bir iş. 20’li yaşlarımda olmama rağmen hayatım boyunca, kendimi bildim bileli gözlemliyorum. Ama herkes gibi etrafımdakileri bir şekilde değiştirmeye çalıştım. Ama artık bu tavrımı bıraktım. İsteyen istediği gibi olsun, yapsın diyebiliyorum. Bu konuda başkasından çok kendimi düşünüyorum. Gece yatağa yattığımda hemen düşünmeye başlıyorum. Komplekslerimden tamamen kurtulmak için düşünüyorum. Bence kötü insan yoktur, kompleksli insan vardır. Kendime her zamankinden fazla değer vermeye, saygı göstermeye ve sevmeye çalışıyorum. Artık heyecandan çok, huzurun peşinde koşuyorum.
İş hayatına bakışı: Sektörde sarışın olmanın tam anlamıyla bir dezavantaj olduğunu ve kısıtlandığını, sarışınlara farklı rol tekliflerinin gelmediğini düşünüyor. “Bu coğrafyada esmer erkekler daha çok prim yapıyor. Açık konuşmak gerekirse insanlardan ‘Çok yakışıklısın’dan ziyade ‘Çok iyi oyuncusun’ cümlesini duymak beni daha çok mutlu eder. Justin Bieber’a benzetiliyorum! Bir oyuncuya benzetilmek daha iyi olur açıkcası. Ünlü olunca hayatında ne değişti diye sorduklarında annem lafa atlayıp ‘O zaten evde hep ünlüydü’ diyor. Ailenin tek erkek çocuğu olduğum için bu konuda biraz haklı. Özür dileyerek söylüyorum ama annemin sevgisi 1 milyon hayrana bedel bir sevgi. Benim ünlü olmam arkadaşlarımla aramızda bir şaka. Bu duruma adapte olamadım, olmayacağım da. Adapte olduğun zaman hastalanmaya mahkumsun. Eve geldiğimde yine aynı Burak’ım. İşini iyi yapan herkes kendi işinde ünlü zaten. Bu durumdan rahatsız değilim, aksine çok da seviyorum. Ünlü olmayı bir şeyleri iyi yaptığımın işareti olarak değerlendiriyorum.”
Kariyer planı: Kariyer planlamasında, mutlaka veya olmazsa olmaz dediği net bir şey yok ama eğitimin, gelişmenin, bunun için çaba vermenin her zaman devam etmesi gerektiğini düşünüyor. “Yurtdışında eğitim alıp oradaki projelerde de yer almayı hedefliyorum. Rol alacağım yapımları seçerken bir öncekinden farklı olmasına ve öncelikle içime sinmesine dikkat ediyorum. Dizi, film, portal farketmez; katkım olacağına inandığım projelerde olmak istiyorum. Genç bir oyuncu olarak hayalim, Globalde başarılı olmak, bunun olması için çok çalışıyorum.”
Gelecek Hayali: ABD’de eğitim alıp orada da oyunculuk yapmak istiyor. “İngilizcem de var. Tiyatro bölümünde okumama rağmen şu an tiyatro yapmıyorum. İleride sahne tozunu da yutmak isterim açıkcası. Yaşıtlarım gibi benim de korkularım, kuşkularım oluyor bazen gelecekle ilgili ama kendimi bir yarış içerisinde hissetmek yerine, planlarımı gerçekleştirmek adına daha çok çaba sarf etmem gerektiğinin bilincindeyim. Kendime 35 yaşımı bir kota olarak koydum ve o zamana kadar hedeflediğim şeyleri başarmayı diliyorum.”
Formunu nasıl koruyor? Spor yapıyor, elinden geldiğince de beslenmesine dikkat etmeye çalışıyor. “Sette iki-üç saat boşluk olacağını öğrendiğimde bile kendimi hemen spor salonuna atıyorum, sonra işimin başına geri dönüyorum. Genelde fitness antrenmanlarımda güç ve ağırlık odaklı çalışıyoruz. Bunların dışında Muay Thai yapmayı çok seviyorum. Ama sıkı bir kardiyo egzersizi olduğu için kilo verdirmeye de çok yatkın. Bu yüzden diğer bir yandan fitness antrenmanlarımızda kas kazanmaya çalışıyoruz. Vücut geliştirme konusu pek ilgimi çekmiyor ama vücudumu biraz daha iyileştirmek adına, fit bir görünüm için çabalıyorum. Şu sıralar kafayı hep egzersiz yapmaya taktım ama beni asıl düşündüren şey, yaptığım egzersize göre yeterli derecede beslenememek.”
Kimlere hayranlık duyar? Türkiye’de Kıvanç Tatlıtuğ’a hayranlık duyuyor. ‘Seçme şansın olsaydı hayatının filminde başrolü paylaşacağın kadın ve erkek oyuncular kim olurdu?’ sorusuna cevabı; “Once Upon A Time In Hollywood’u izledikten sonra kesinlikle Margot Robbie ve Brad Pitt olurdu. Şans verilse, Leonardo DiCaprio’yu da kadrodan çıkarmak istemezdim aslında.”
Kadında çekicilik kriteri: Tarzı, enerjisi olan zeki ve ne istediğini bilen kadınları çekici buluyor.
Sosyal medya ile arası nasıl? Sosyal medyayı hayatın bir parçası olarak görüyor. “Artık sosyal medya kullanıp kullanmamak diye bir soru kalmadı galiba. Hatta yeni doğmuş bebeklerin bile artık sosyal medya hesapları mevcut. Sosyal medya kullanmak bir nevi zorunluluk gibi geliyor bana. Hayranlarımızla, markalarla, kısacası herkesle oradan iletişime geçiyoruz artık. Bizlerin, oyuncuların sunum yaptığı , showreellerimizi paylaştığımız alan orası aslında. Hayatımızın bir parçası diye görüyorum.”
Modayı takip ediyor mu? Günlük moduna göre giyinmeyi seviyor. “Dolabımı açsanız bolca siyah ve grinin yanında çok farklı renkler de görürsünüz. Ama renkler sadece görüntü olarak orada duruyorlar günlük hayatıma adapte edebilmiş değilim henüz. Düz kesimleri, rahat kalıpları seviyorum. Ayağımda spor ayakkabıdan başka bir şey görmeniz de neredeyse imkansız.”
Doğa ile ilişkisi: Doğada yapılan sporlara merakı var. “Bugüne kadar dalga sörfü ve kitesurf denedim. Kitesurf bana biraz daha kolay geliyor. Dalga sörfü de Karadeniz kıyılarında yapılabiliyor ama dalgalar çapraz geldiği için biraz zor olabiliyor. Bunların dışında off-road ile aram iyi. At biniyorum, motor kullanıyorum. Doğada yapılan şeyleri daha çok seviyorum.”
En sevmediği huyu: Sabırsız oluşu
TELEVİZYON DİZİLERİ
2002 – Sırlar Dünyası
2004 – Biz Boşanıyoruz / Cancan
2005 – Şeytan
2007 – Dede Korkut Hikâyeleri / Salur Kazan
2013 – 20 Dakika / Tayfur Solmaz
2013 – Ben Onu Çok Sevdim / Aydın Menderes
2017 – Dayan Yüreğim / Erdem
2018/2020- 4N1K: Yeni Başlangıçlar / Barış Ozansoy
2020/2021 – Baraj / Tarık Yılmaz
2021- Aşk Mantık İntikam / Çınar Yılmaz
SİNEMA FİLMLERİ
2005 – Perde (TV Filmi)
2017 – 4N1K 1/ Barış Ozansoy
2018 – 4N1K 2 / Barış Ozansoy
2021- 4N1K Düğün / Barış Ozansoy
VİDEO KLİPLERİ
2019 – Baran Bayraktar / Yine
2019 – Zeynep Bastık & Anıl Piyancı / Bırakman Doğru Mu?
2019 – Reynmen / Ela
2020 – Zeynep Bastık / Her Mevsim Yazım