Ana sayfa Oyuncu Biyografileri İpek Bilgin kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

İpek Bilgin kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Fatma İpek Bilgin, 24 Mart 1956 İstanbul doğmuştur. Türk tiyatro oyuncusu, tiyatro oyun yönetmeni, oyuncu çalıştırıcısı ve çevirmendir. Esasen tiyatrocu olan İpek Bilgin, tiyatronun yanı sıra bir çok sinema filmi ve televizyon dizisinde de oynamıştır. Uzun yıllar Ankara Devlet
Tiyatrosu’nda görev yapmıştır.

Adı: Fatma İpek Bilgin
Doğum Tarihi: 24 Mart 1956
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.58 m.
Kilosu:  55 kilo
Burcu: Koç
Göz Rengi: Koyu Kahverengi
Eşi: Cüneyt Çalışkur (vefat etti)
Çocuğu: Çağ Çalışkur
Instagram: https://www.instagram.com/ipekbilginipek

İpek Bilgin kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 9

Ailesi: Oyun yazarı, yönetmen ve tiyatro sanatçısı Cüneyt Çalışkur ile evliydi eşi 2011 yılında vefat etti. Çağ adında bir kızı var, kızı da tiyatro sanatçısı aynı zamanda Craft Tiyatro’nun kurucusu.

Çocukluk Yılları:  “Ailemin en şahane tarafı feci demokrat bir aileydi ve düşünmeyi seven bir babam vardı. Ama bir makine mühendisi. Dolayısıyla tiyatrolara tepkileri “Ne biçim saatlerde çalışıyorsunuz, tiyatro olacak da ne olacak?” şeklindeydi. İster istemez babanın aklıyla düşünüyorsun bazı yaşlarda ve “Ben şimdi ne yapıyorum bu hayatta?”yı çok sordum. Ama zamanla kendime cevaplar buldum. İnsanlar kökende avcılık yapıyorlar ama sonra birisinin mağaraya çok güzel resimler yaptığını fark ediyorlar. “Sen buraya resimleri yap, biz sana veririz avladığımızdan,” diyorlar. Dolayısıyla ta ezelden beri bir fonksiyonu olduğunu anladım. “

Meslek Hayatı: Ankara Devlet Tiyatrosu’nda uzun yıllar görev yaptı. Ankara Üniversitesi DTCF Oyunculuk Bölümü’nde dersler verdi ve çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Aynı zamanda çevirmenlik ve tiyatro yönetmenliği de yapmakta, Eric Morris ve Joan Hotchkis’in “Rol Yapmayın Lütfen” kitabı
ile Eric Morris’in “Fütursuz Oyunculuk Oyunculukta İşçilik Süreci” kitaplarını İngilizceden Türkçeye çevirdi.

Eğitim hayatı: Güzel Sanatlar okudu. İpek Bilgin, O dönemi şöyle anlattı: “”Çocukluğumdan itibaren oyuncu olmak istedim. Üniversiteye başlayacağım zaman annem ve babam hastalandı ve babam Güzel Sanatlar’da okumama izin vermedi, başka bir şey yapmamı istedi. Bu nedenle 1-2 yıl babamın benden istediği şeyi yaparmış gibi yaptım.”

Hangi proje ile parladı? Esasen tiyatro oyuncusu olan sanatçı, geç rol almaya başladığı televizyon dizileri sayesinde ülke çapında tanındı. Bıçak Sırtı, Maral, 20 Dakika ve Ezel bu dizilerden bazılarıdır.

Kişilik özellikleri: Çalışkan, yaptığı işi ciddiye alan, muzip, esprili.

İpek Bilgin kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 10

Kızı ile ilişkisi: Sık sık fikir çatışması yaşarlar. “Hayatı algılamadaki en olmazsa olmaz kısımlarda tutuşuyoruz. İnşa etme biçimimiz benzeşiyor. Bir oyunu, bir insanla ilişkiyi inşa etme… Ama çok da kavga ederiz. İlk görenler “Neyin içine düştük biz!” diyor haklı olarak. Bir tane oyuncu kaçırdık böyle! Sonradan anlıyorlar ki o gerçekten fikir çatışması…”

Hobileri: Kayak, tenis, buz pateni, piyano “Bir oda dolusu tenis kupam var benim. Buz patenini mesela o kadar zıvanadan çıkartmıştım ki Yıldırım Türker bana “Olimpiyatlara mı hazırlanıyorsun?” demişti, sekiz saat buz pateni kayınca.”

Düşünce yapısı: “İlk aldatmayı ailenden öğrenirsin”; Elif Şafak’ın lafı. Çocuğu ikna edip, “Yapmayacağız, yapmayacağız” deyip sünnet ediyorlar. Çok spesifik bir örnek. Herhangi bir şeyin kutsallaştırılmasından yana değilim. Bu, anamızdan-babamızdan nefret ettiğimiz anlamına gelmez. En iyi insan tarifi, her yerde aynı olabilen insan. İngiltere Kraliçesi’yle de kapıcısıyla da… O bir yolculuk. Aile de bunlardan biri.”

Sette nasıl birisi?  Gerçekçi. “Ben işimde pozitifçi değilimdir, negatifçiyimdir. Yani bazen “İpek kendine gel,” deyip pozitif davranmaya çalışıyorum ki rahatlasın karşımdaki de. Ama asla yalan söylemem. Yani olmayan bir şeye de asla iyi demem.”

Mutluluk kaynağı: Kızının yönetmenlik yaptığı oyunda rol almak. “Harika bir duygu, Çağ işini çok güzel yapıyor. Mesela bunlar hayatta hiç beklemediğin sürprizler sana. “Allahım doğru söylüyor,” diyorsun, “bana yol açıyor”. Gerçekten inanamıyorsun o noktada. Çağ’ın çok kendinden emin bir hali vardır, “Hayır bu böyle,” der mesela. “Nasıl bu kadar emin oluyor?” diyorum kendi kendime. Ben öyle emin olamam. Hemen “mı acaba?” yaparım. O yönünü babasından almış.”

İlk sinema filmi: Cem Yılmaz- Ali Taner Baltacı/ Hokkabaz

Aşk tanımı: Aşka bakış açısı farklı; “Bana aşk kelimesi biraz daha farklı geliyor. Ne olursa olsun 60’a kadar içinde cinsellik içeren bir kelime o. 60’dan sonra hormonal olarak değişim yaşadığın için hayata da, aşk kavramına da farklı bakıyorsun. Ancak flörtte kapının kapanmamasından yanayım zaten ama o 60 yaşın kendine has bir güzelliği var. Bunu öncekiler anlayamazlar, 20’ler 30’lar anlayamazlar. Orada hayata daha hakim olduğun, dolayısıyla o eski aşklarda kaybolup gitme hallerinden farklı, daha sağlam bir şey var aslında. Onu tarif edebilmek ve öyle kurabilmek ilişkiyi çok önemli. “

Tiyatro ve televizyona bakışı: “Ben dizileri seviyorum çünkü çok büyük bir oyunculuk antrenmanı. Anında oynaman lazım, öyle uzun hazırlıklardan sonra değil. Sonra her tarafa gidebilecek gibi oynamayı öğreniyorsun. Orada cesaret göstermek çok önemli. Öbür tarafa da gidebilecekmiş gibi bu tarafı cesaretli oynayabiliyorsan eğer o fark ediliyor hemen. Aksi takdirde tutuk bir oyunculuk çıkıyor. Tiyatroda da kelimenin daha içine gitmeye çalışıyoruz, mesela üzgünse daha üzgün, daha üzgün gibi bir yerlere doğru açmaya çalışıyoruz ki görsel olsun, seyredilebilir olsun, insanların kolay kolay gitmediği yolları oyuncular onlar için gitmiş olsun.”

Mesleğe bakışı: “Sürekli beslemen gereken bir yolculuk hali. “ Bu meslekte öğrenme bitmez. Hani sanat uzun hayat kısa var ya, o yani. Bir de mesela çok şöyle anlarım olmuştur, rejisörden başka bir de bir koçum olsa, ona bir tutunsam, yardım etse tarzında. Sanatta hiçbir şekilde hiyerarşi olamaz. Çünkü senin karşında atıyorum, Picasso’dur o. On yedi yaşındadır ama Picasso’dur. Ondan “hocam” lafını beklemek kadar saçma bir şey yok. Sen ne yaparsan yap onu geçemezsin, istediğin kadar yıl olsun arkanda.”

İş hayatına bakışı: “Hayatımın bir dönemine kadar popüler kültürle pek meşgul olmuyordum. Fakat ondan sonra bunun artık hayatın kaçınılmaz bir yüzdesini oluşturduğunu kabul etmek zorundasın, hatta giderek o yüzde arttı. Dolayısıyla televizyondan da uzak kalmamak lazım herhalde, diye  düşündüm. Ama en önemli faktörlerden birini söyleyeyim, para. Çünkü maaşımın dört mislini almaya başladım bir anda.”

İpek Bilgin kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 11

Sahnede unutamadığı rolleri var mı? ‘Dario Fo’. Ve “Ay Işığında Şamata’daki rollerini unutamıyor. “’Dario Fo’ çok ben oldu, üç sene oynadım ben onu çünkü. Mesela birisi tebrik ettiği zaman ben ne yapacağımı bilemezdim. İlk defa o kadar sayısız tebrik aldım ki, “Bırak utanmayı,” dedim, orada öğrendim sadece teşekkür etmeyi. Bir de Eric Morris’i ilk çalışmaya başladığımda oynadığım bir oyun vardı, bir yerde utanmam gerekiyordu, 100 oyunun 99’unda kıpkırmızı kesildim. “Ay Işığında Şamata”. Bir de dilsiz sağır oynadığım bir rol vardı “Çamaşırhane”de, hayatımın en iyi eleştirisini orada almıştım. “O da sizin kadar para alıyor mu?” diye sormuşlar. Beni gerçekten müstahdem zannetmişler.”

Gelecek Hayali: Komedi oynamak istiyor. “Artık kesin komedi oynamak istiyorum. Gülse Birsel beni duysun. Hatta direneceğim, bekleyeceğim. Çok beğendim Gülse’nin filmini çünkü, çok eğlendim, herkes çok başarılıydı. Çok büyük bir rol oynuyor Gülse Birsel Türkiye’nin hayatında.”

Kimlere hayranlık duyar? Doğuştan yetenekli olan sanatçılara. “O grupta mesela Engin Günaydın, Demet Akbağ, Metin Akpınar hatta Haluk Bilginer, bunları kafadan ayırt edersin. Bunların okula gitmesine falan gerek yoktur. Ben konuyla çok ilgilenmiş olduğum için, konuyu hiç bırakmamış olduğum için kendini yetiştirmiş olan gruptanım. Tamam, içimde bir oyuncu var, ben saatlerce tavla oynarım, kağıt oynarım, hiç sıkılmam, satranç oynarım, aklına gelebilecek her türlü oyun. Ama onlarınki gibi bir şey değil benimki. Benimki çalışa çalışa, yapa yapa ne olduysa işte olduğu kadar.”

SİNEMA FİLMLERİ

2019- Bir Aşk İki Hayat
2017- İstanbul Kırmızısı / Güzin
2013- Meryem / Emine
2013- Kelebeğin Rüyası /Muzaffer’in Annesi
2013- Hükümet Kadın / Kamuran
2012 Karnaval / Gülay
2006- Hokkabaz
2006- Çinliler Geliyor / Leyla
2005- İki Genç Kız / Eczacı

TELEVİZYON DİZİLERİ

2017- İstanbullu Gelin/ Esma
2014- Gönül İşleri
2015- Analar ve Anneler / İsmet
2015- Maral / Canan Hanım (Makas Canan)
2013- 20 Dakika / Muavvin Süreyya
2012- Koyu Kırmızı
2012- Leyla’nın Evi / Burcu Yıldız
2010- Yaprak Dökümü / Hakim
Ezel : Uluç Bayraktar – Meliha Uçar (2009-2010)
2007/2008- Bıçak Sırtı / Rana
2005/2006- Hırsız Polis / Maide

TİYATRO OYUNLARI

2014- Kalp Düğümü : David Eldridge, – Craft Tiyatro
2012- Uğrak Yeri : Philip Ridley – Craft Tiyatro
2011- Festen/Kutlama Dotkoleksiyonda
2009- Pornografi Tiyatro Dot
2008- Vur Yağmala Yeniden serisinin 5. oyunu:Aşk İçin Her Şeyi Yaparım
Ama Bunu Yapamam / Marion
2008- Vur Yağmala Yeniden serisinin 6. Oyunu/ Ana
2007- Savaş İkinci Perdede Çıkacak : Oldrich Danek – İstanbul Devlet Tiyatrosu Anicka, Landecka
2004- Sıradan Bir Gün
1998- Geyikler Lanetler : Murathan Mungan – Ankara Devlet Tiyatrosu
1996- Gılgameş : Zeynep Avcı – Ankara Devlet Tiyatrosu
1991- Çamaşır Hane : D. Durvin – Ankara Devlet Tiyatrosu
1988- Sıla (oyun) : Horton Foote – Ankara Devlet Tiyatrosu
1998- Buzcu Geliyor : Eugene O’Neill – Ankara Devlet Tiyatrosu
1983- Karar Kimin : Brian Clark – Ankara Devlet Tiyatrosu

YÖNETTİĞİ OYUNLAR

2005- İkici Caddenin Mahkumu : Neil Simon – Eskişehir Şehir Tiyatroları
2004- Peynirli Yumurta : Ferenc Karınthy – Bursa Devlet Tiyatrosu

45’LİK PLAKLARI

1978 – Sevgin Yeter Bana / Sevda Sona Ermesin
1979 – Kara Sevda Yüzünden / Hiçbir Çiçek Açmasın

ÖDÜLLERİ

2000 – 48. Sanat Kurumu Tiyatro Ödülleri – En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Aylin Damcığlu ile birlikte paylaştı)