Ana sayfa Dizi Haberleri İstanbullu Gelin dizisinde asla akıllardan çıkmaması gereken bir söz var!

İstanbullu Gelin dizisinde asla akıllardan çıkmaması gereken bir söz var!

tarafından ker_def

İstanbullu Gelin dizisi sezon finalinin ardından izleyicinin aklından çıkmayan bir sahne vardı…

Adem ile psikoloğun diyaloğu dizinin finaline de damgasını vurdu.

Vatan gazetesi tv eleştirmeni Oya Doğan, psikolog karakterine hayat veren Tilbe Saran’ın diziye büyük bir renk kattığını düşünenler arasında yer alıyor.

Adem’i canlandıran Fırat Tanış ile Tilbe Saran sahnelerini ise ayrı bir yere koymakta…

İşte Oya Doğan’ın kaleminden o sahnelerin yansıması:

Ekranda bize de terapi yaptılar

İstanbullu Gelin dizisinde asla akıllardan çıkmaması gereken bir söz var! 7

Tek tek kimseyi ayıramam ama Tilbe Saran ve Fırat Tanış’ın psikiyatri sahnelerini ayrı bir yere koyarım.

Çünkü ekranda adeta hepimize terapi yaptılar. Bu işin sezon finalinde de izleyiciye şahane bir hediye verdiler.

Finalde psikoloğun Adem’e söylediği sözleri aynen aktarıyorum. Çünkü bu hepimizin kendine attığı en büyük gol seçimlerimiz…

Bilinçaltımız bize öyle bir oyun oynuyor ki, çoğu zaman kendi felaketimizi kendimiz yaratıyoruz. Haklı olmak için en önemli şeyi gözden kaçırıyoruz, mutluluğumuz…

Kendi hikayemizin yazarıyız

O nedenle İstanbullu Gelin eylülde başlayana kadar unutmayalım diye o sözleri buraya bırakıyorum. Umarım hepimiz mutluluğumuz için doğru seçimi yaparız.

İSTANBULLU GELİN DİZİSİ BÖLÜM VİDEOLARI İÇİN TIKLAYINIZ

“Sizin hikayenizde kazanmak için önce kaybetmeniz gerekiyor. Çünkü siz her seferinde kaybederek hayata karşı haklılığınızı ispat etmeye çalışıyorsunuz. ‘Hayat beni sevmedi’ diyorsunuz. Oysa haklı olmak yerine mutlu olmayı seçebilirsiniz. Bunu hepimiz her an yapabiliriz. Sevgiyi seçebiliriz, huzuru seçebiliriz, paylaşmayı seçebiliriz. Bizi seven, bizi olduğumuz gibi kabul eden insanlarla bir arada olmayı, onları sevmeyi, oldukları gibi kabul etmeyi seçebiliriz. Sizin hikayenizde Boranları güçlü kılanın sahip oldukları zenginlik, nüfus ya da soyadı olduğuna inanmıyorum. Onları güçlü kılan şeyin günün sonunda yaptıkları seçimler olduklarını düşünüyorum. Hangi fırtınayla boğuşurlarsa boğuşsunlar birbirlerinin elini bırakmamak bir seçim! Her yeni güne uyandıklarında hikayelerini baştan yazmak bir seçim. Hepimiz kendi hikayemizin yazarıyız. Farkında olarak ya da farkında olmadan ne düşlüyorsak, ne hayal ediyorsak onu deneyimliyoruz. Ve düşleyen bir kere değiştiğinde dünya değişir. Bunun istisnası yoktur. Seçim sizin!”