Defne’nin elbisesini çok sevdim ama en sevdiğim yanı kapanmayan fermuarıydı sanıyorum; çünkü sayesinde sanatsal bir çalışma düzeyindeki fermuar kapama sahnesini izledik. Ömer’in, Defne’nin teninde gezinen başparmağı, Defne’nin ürperen bedeni derken hep alev aldı buralar. Almasın mı? Alsın, içimiz ısınsın tabi ki.. kııhh kıhhh kıhhh :)
Defne’nin, Ömer kendisini izlerken ruj sürmesi ise büyük başarı, kocaman tebrik; misal ben o heyecanla rimel niyetine kirpiklerime boca edebilirdim ama Defne ben mi; kendisi cool bir hemcinsimiz. Zaten ilk bölümden beri Ömer İplikçi’ye mesafe koyabilen ve yakınlaşma sahnelerinden kaçabilen halleriyle ne kadar dirayetli olduğunu da gösterdi. Herkes bu gücü kendinde bulamayabilir :)
Ömer daha fazla dayanamadı, bölümler boyu öpüşmenin eşiğinden dönmüş olduğundan bu sefer niyeti direk belli ederek, rujunu bozmayı teklif etti. Öldük Ömer yeter, Ömer yeter!