Ayrıca mantık hatalarının bolca sergilendiği ‘‘Sevda’nın Bahçesi’’ndeki algısal özellikteki mesaj dayatmacılığının da diziye olumsuz etki yaptığını söyleyebiliriz. Sezonla birlikte doluşan yeni rakipler nedeniyle düşüşe geçen ‘Çocuklar Duymasın’da bu tarz mesajcılık komedi sosuyla bir ölçüde arada kaynayıp gidiyordu ama burada iyice itici kıvamdaydı. Misal… Hamdi üstünden mülteci destekçiliğine soyunmuşçasına yaratılan sahnelerdeki yersizlikler tempoyu nahoşlaştırmaktan öte anlam taşımıyordu!
Tüm bu arazların dışında, gerçekçi yorum yapmaktan kaçınmayı ve basitliğe alkış tutmayı marifet sayanların da ‘‘Sevda’nın Bahçesi’’nin felaketinde rol oynadıklarını vurgulamak lazım. Yanlış, yanlıştır arkadaş… Yanlı eleştiri yapmak da bu yanlışı desteklemekten, hataların görülüp düzeltilmesini engellemekten öte bir şey değildir. Bu böyle biline.
SONUÇTA; Tüm bu saptamalarımdan görüleceği üzere, ‘‘Sevda’nın Bahçesi’’ akıbeti baştan belli olan, ölü doğmuş bir projeydi.’Ya tutarsa’ dendi ama tutmadı!