Merve sırf kocasını döndürmek için kendi evine hırsız gibi girdi. İyi hoş bu bahaneyle Serhan’ı bir süreliğine evde de tuttu. Ama kıyafetleri ve aleti çöp poşetinde saklaması, bu poşetin elden ele dolanması neydi öyle? Kadın zaten eldivenle yapmış yapacağını. Yani parmak izi filan yok. Elbiseler deseniz… Nihayetinde kendi kıyafetleri… Alet de her evde bulunacak cinsten. Gerek var mıydı öyle poşetleyip şüpheli hale getirmeye? Ama işte bu şekilde uzadıkça uzadı olay ve zaman dolduruldu.
Yanı sıra Merve’nin sürekli yalanları açığa çıktığı halde çevresindekilerin halen onun sözlerine itibar edip ondan korkmaları da ayrı bir saçmalık. Altı üstü kendi malları olan evlerde oturan insanların oluşturduğu bir site topluluğu. Sanırsınız Merve’yle zıtlaşan, Birleşmiş Milletler Toplululuğu’ndan aforoz edilecek. Hadi canım sende… Hele o Pelin’in tuzağına düşmenin ardından emlakçi bayanla Edip’e attığı iftira neydi öyle? Kocası da kadını şıp diye boşayıverdi Merve’nin belli belirsiz iki sözüyle. Ayrıca sırf intikam almak için Oya’nın fakülteden ve rakibi olan doktoru bulup onu, doktorluk etiğini yerle bir edecek cinai kişilik haline çevirmesi… Serhan’ın annesini de ayartıp projesine dâhil etmesi… Merve’nin elinin kolunun her yere uzanması, mafya dizilerinde bile karşımıza çıkmayacak türden. İnsaf.
İşi gücü cheesecake yapıp o esnada entrika planlamaktan ibaret olan Merve’yi, böylesi abartılarla ulaşılmaz ve karşı konulamaz hale getirdiğini sanan senaryonun, gençliğinde yediği kazığa rağmen hayatta başarıya ulaşmayı beceren kadın kimliğiyle karşımıza getirilen Oya’yı düşürdüğü hale gelince… Tam anlamıyla mantıksızlık ve aşağılayıcılık!
Her şeyi dobra dobra konuşmaktan çekinmeyen dürüst Oya, Serhan’la ilişkisini yürütürken aynı zamanda Merve ile de sıkı fıkı oluverdi. Hatta Merve’nin kızını okuldan alıp gezmeye götürecek, onlara yemek tarifi verecek kadar işi ilerletti. En önemlisi de bir jinekolog olarak tıbbi gelişmeleri takip etmek, vücuduna aldığı ilacı araştırmak yerine bir görüş bir bakış canciğer olduğu meslektaşına kendini teslim etmesi… Bunu da anlamak imkânsız. Öksürüp kaşınan ve ne hikmetse bir doktora görünüp tahlil yaptırmayı akıl edemeyen Oya Allah’tan soğuk suyu yiyince mucizevî biçimde duruma uyandı da senaryo kendi mantıksızlığını bir nebze telafi etti. Bunun ötesinde Oya’nın hamileliği ayrı bir garabet olarak çıkageldi. Oya intihar ettiğinde rahmini parçalayan bahçe demiri nedeniyle çocuk yapma yeteneğini kaybetmemiş miydi? Nasıl olur da hormon-ilaç tedavisiyle hamile kalacağını düşünür ve dahi hamile kalır? Görünen o ki karakterin geçmişi unutulmuş. Tabii bir de Oya’nın Serhan’ın annesiyle buluşma zırvası var. Hangi doktor hastasıyla özel yemek buluşmasını kabul edip sonuçlara orada bakar? Ama ‘Kadın’ dizisinde de psikiyatr ile Bahar’ın annesi cafede buluşuyor ya… Burada eksik kalmasın aman.
(analizin devamı için sonraki sayfa linkine tıklayınız)